Fransa-Fas yarı final maçının ilk yarısı, üç gün önce oynanan Fransa-İngiltere maçının ilk yarısıyla bire bir aynıydı. Oyun üstünlüğünü Fas aldı, skoru Fransa yakaladı.
Fas başlangıçta Ounahi ve bu kupanın yıldızlarından biri olan Ambrabat ile orta alanda rakibe öyle bir bastı ki, Fransa takımı, İngiltere maçındaki yardımlaşma ve paslaşma olgunluğunu bir türlü yakalayamadı.
Ama Fransa takımı bu... Tecrübe var, kalite var, fırsatçılık var, kalesinde Lloris gibi geçilmesi pek de mümkün olmayan kalecisi var. Böyle olunca golü du buldular, fırsatları da...Çok erken gelen Fransa golünde Fas savunması 6-7 oyuncusu ile ceza alanında olmasına rağmen arka direkte Hernandez’i bomboş bırakması, yarı final oynayan bir takıma yakışmadı. Hernandez’in gol vuruşundaki kalitenin hakkını da teslim edelim.
Fas’ın oyun üstünlüğü devam ederken, Giroud’un direkten dışarı giden, sonrasında boş kale yerine tribünlere gönderdiği iki şutu var. Bunlardan biri gol olsa, belki de Fas’ın direnci düşerdi.
Fas aksine; düşmek yerine, her dakika biraz daha vitesi yükseltti. Ounahi’nin (8), tam da köşeyi bulan çok kalite vuruşunu Lloris dışında bir kaleci önleyebilir miydi acaba? İlk yarının son dakikasındaki El-Yamiq (18)’nın gene direğin dibinden ağlara gitmekte olan vuruşunu Lloris dışında bir mucize engelleyebilir miydi? Fransa, Dünya Şampiyonu olacaksa kalecisi ve kaptanı Lloris’i ayrı ve çok özel bir yere koysun. Heykelini yapıp müzeye kaldırsın.
İlk yarının durgun adamı Mbappe, ikinci yarı ile birlikte piste çıktı ve adeta Fransız yapımı Airbus A 350 uçaklarının hızına ulaştı. İki çok hızlı Mbappe deparına rağmen oyunun hakimi, ikinci yarıda gene Fas oldu. Sağdan Hakimi ile Ziyech çok iyi geldiler. Amrabat yorulmak yerine vites arttırarak oynamaya devam etti.Bu baskı dakikalarını Fransa yaratsa, boş dönmez skora yeni katkı yapardı. İşte Fas takımı bunu beceremedi. Bastırdı, bunalttı, yakaladı, kaleye gidecek son dokunuşları bir türlü yapamadı.Fransa ikinci yarının tamamına yakın bölümünü kendi yarı alanında Fas ataklarını püskürtmekle uğraştı ve epeyce sıkıntı çekti.
Şaşırdığım; Avrupa’nın çok iddialı takımlarında oynayan önemli oyuncuları olmasına rağmen; Fas nasıl oldu da son vuruşlarda bu kadar çaresiz kaldı?Futbolda turnuva tecrübesi denen, final oynama alışkanlığı denen bir gerçek var. Fransa takımı bu iki gerçeğin avantajını kullanırken, Fas takımı bu iki gerçekten yoksun olmanın faturasını ödedi. Nitekim ikinci yarıda sürekli savunmada kalan Fransa takımı ikinci golü de bularak finali sağlama aldı.Futbolda, “Hak... Hukuk... Adalet” her zaman yerini bulmuyor. İyi oynayan değil, golü atan kazanıyor. Ancak şunu söylemeliyim; Fransa bu kadar tecrübe zenginliğine rağmen daha etkili oynamazsa, final maçında sahaya gelecek olan “Dünya Kupası”, Afrika’dan çıkıp, Avrupa’yı “transit” geçip, Güney Amerika’ya gidebilir.