Türk toplumu yeni birinin gelişinin ardından iyi bir şey oldu mu, “Kısmetiyle geldi, kısmetini de getirdi” der ya, Fatih Terim de Galatasaray’daki dördüncü seferine sanki kısmetiyle geldi. Önce Beşiktaş yenildi, sonra Fenerbahçe berabere kaldı, Galatasaray üç puan aldı ve Fatih Terim ilk maçında adeta sekiz puanlık bir başlangıç yaptı.
Bitmedi; Fatih Terim’in “Nerede kalmıştık” tweetinden sonraki üç saat içinde Göztepe maçı için ekstra 2300 bilet satıldı, tam 2000 pasolig kartı alındı ve Aslantepe’deki seyirci sayısı 46 bine ulaştı. Aslında mutlu, bereketli bir başlangıç ligin ilk yarısının da sonu oldu.
Elbette ligin ikinci yarısında değişik bir Galatasaray izleyeceğiz. Göztepe karşısında izlediğimiz Galatasaray, Aslantepe’nin aslanı gibiydi. İç sahada dokuzuncu maçında sekizinci galibiyetini aldı. Baskılıydı, hızlıydı, coşkuluydu ve etkiliydi. Bakmayın ilk yarının 1-1 bittiğine... Bu yarıda Gomis o kadar çok kaçırdı ki, skor 1-1’e bağlandı.
Bazen bir şanssızlık bir şansın başlangıcı olabiliyor. Rodrigues’in takımın en iyisiyken ve beraberlik golünü atmışken sakatlanıp çıkması, yerine oyuna giren Yasin için mükemmel bir şans oldu. Yasin’in kafa golü, ancak birinci sınıf santrforların atacağı kalitedeydi.
Goller demişken, Galatasaray’ın birinci golünde Gomis-Rodrigues organizasyonu mükemmeldi, Yasin’in golü ayakta alkışlandı, Maicon’un frikik golündeki olağanüstü vuruşu, bütün günahlarını aldı götürdü.
İlk yarının iki durgun adamı Belhanda ile Feghouli, ikinci yarıda bayağı hareketlendi. Özellikle bu yarıda Feghouli sağ kenardan çok iyi toplar getirdi. Öyle ki gol krallığı yarışında Gomis arayı ciddi biçimde açabilirdi. Ama Gomis’in dün “atmam da atmam” diye adeta inadı tuttu.
Galatasaray’da zaten bir-iki eksiğe rağmen iyi bir kadro var. Fatih Hoca’nın gelişinden sonra da artık hiçbir futbolcu hocasına ne kafa atmaya ne hava atmaya kalkışabilir. Futbolcular kaçın kurası... Her kuşun etinin yenmeyeceğini bilmiyorlar mı? Fatih Hoca’yı tanımıyorlar mı? Tanımayan varsa şanını, şöhretini duymadı mı?
Göztepe, ligin 30 puan toplayan Göztepe’sinin çok gerisinde bir görüntü verdi. Galatasaray karşısında adeta ezildi. Atakları ve fırsatları bir elin parmakları kadar bile olamadı. Oyun 3-1 olduktan ve iş işten geçtikten sonra şöyle bir göründüler. Penaltıyla öne geçmenin avantajını bile kullanamadılar.
Penaltı demişken, sanki bir penaltı da Sabri’nin Yasin’e arkasından müdahelesi için çalınmalıydı. Maicon’un sarı kartı acaba ağır mı oldu? Bu arada karttan hafif kurtulanların da olduğunu söylemeliyiz. Bazı önemli yanlışlarına rağmen hakemin baskı altında kalmadan maç yönetmesi kendi ve Türk hakemliği adına önemliydi.
Galatasaray’ın ligin ikinci yarısında Fatih Terim ile çok daha iyi olacağı kesin... Ancak topladığı 35 puanın 25’ini aslan gibi oynayıp Aslantepe’de alan Galatasaray, deplasman maçlarında sadece 10 puanda kaldı. Şampiyonluk için bu deplasman puanının asla yetmeyeceğini herhalde Fatih Terim de biliyor. Çaresini bulacaktır...