Galatasaray haklı olarak havalı - civalı - fiyakalı bir başlangıç yaptı… Üstelik zirve yapmış özgüveni ile… Galatasaray‘da tribünlerden başlayarak sahaya kadar yayılan “Fenerbahçe morali“ her dakika, her saniye çok ciddi anlamda hissedildi…
Bu maçta özellikle ilk yarıda şunu gördük; İcardi, sadece gol atan bir merkez santrfor olmanın yanında, hücum bölgesini müthiş organize etti… Çok etkili servisler yaptı…
En önemlisi artık Kerem Aktürkoğlu tam Kerem gibi, alıştığımız gibi oynamaya başladı… Çok hareketli, çok çabuk ve gole yakın oyunu ile her pozisyonun içinde vardı…
Kerem‘in attığı başlangıç golü, tam bir ustalık işiydi… Kaleci Erce‘nin üstüne vurmak yerine, kafayı kaldırdı, topu aşırtma ve akıllı bir vuruş yapıp Hatay ağlarına gönderdi…
Erce‘nin yediği bu golde, Hatay kalecisinde kusur aramak yerine, Kerem‘in ustalığını alkışlamak gerekir… Ancak Erce ikinci golde hata, üçüncü golde asist yaptı…
Elbette Mata… Uzatmanın son iki dakikasına kadar asla etkili değildi… Ama ilk yarının son dakikasına, yani bir dakikaya sığdırdığı iki gol, çok yakın mesafeden dışarı attığı top “tehlike nerede, Mata orada“ dedirtti…
Hep atandan tutandan konuşmayalım… Sergio Oliveira orta alanda hücumları müthiş organize etti… Atakların yönünü son derece etkili değiştirdi… Hatay’ın pasla çıkmaya çalışırken, kaptırdığı toplar, Galatasaray‘ın sıkça pozisyona girmesine katkı sağladı… Hatay iyi kapanamadı… Pasla çıkayım derken, “komik“ hatalar yaptı… Bir - iki kontratak denedi, El Kaabi‘nin bir hücumunu kaleci Muslera karşıladı, hepsi o…
Sanki ilk yarıda önce Nelsson‘a, sonra Bertuğ‘a yapılan birer penaltı vardı… Kadir Sağlam oynattı… Galatasaray ilk yarı bittiğinde rakip ceza alanı içinde tam 43 kez topla buluştu ve 2016-17‘den bu yana bunu ilk defa başardı...
İkinci yarının başlangıcı El Kaabi ile kaleci Muslera‘yı bir daha karşı karşıya bıraktı… Bu pozisyondan da çoğu pozisyonda olduğu gibi gene Muslera galip çıktı… Galatasaray’ın maç bitine kadar etkili ama bir antrenman rahatlığında ve son derece organize görüntüsü devam etti… Giren-çıkan bu görüntü netliğini hiç kaybetmedi…
Bu liderlik konuşulurken ve kutlanırken “Baba Gomis“in hakkını verelim… Attığı 8 golle, Galatasaray‘ın zirve yürüyüşünde “rehberlik“ yapan, yol gösteren çok önemli bir- iki futbolcudan biriydi...
Galatasaray sıkıntılı geçen başlangıç haftalarından sonra özellikle son iki maçtır “üst düzey“ futbol oynadı… Tazı gibi çabuk adamları, bir dokunuşuyla skoru değiştirecek ustalarıyla lige ve zirveye ciddi anlamda ağırlığını koydu…
Biri Fenerbahçe son iki maçta atılan 7 gol, toplanan 6 puan, yakalanan özgüven, iyice ortaya çıkan “hız ve kalite“ farkı ile Galatasaray’ı tutmak ve yakalamak çok kolay olmayacak...