Galatasaray bir başladı, Kasımpaşa’nın sağ savunmasında Hadergjonaj, sol savunmasında Quannes perişan oldu. Özellile Yunus Akgün’ün bindirmeleri, Gomis’in hareketli oyunu, solda ve ön bölgenin her yerinde Kerem’in hızı, Galatasaray adına erken bir golün habercisi gibiydi. Nitekim gol geldi. Ama gol; arayan Galatasaray’dan değil, gol yememek için çırpınan Kasımpaşa’dan geldi.
Galatasaray’da alışkanlık oldu; gol ararken kalesinde golü görüyor. Oliveira’nın bir şutu mutlaka direkten dönüyor. En önemlisi; her maçta savunmasında hiç hesapta olmayan bireysel bir yanlıştan golü yiyor. Bu defa yanlışı Emin Bayram yaptı. Zamanlama hatasından boşa çıkınca Bahoken bu ikramı geri çevirmedi.
Kerem’in maçta iki gol atması kendisi ve takım adına en önemli kazanımdı. Bundan sonra muhtemelen üstündeki ağır baskıdan kurtulacaktır. Topla sürekli oynayıp kaybedeceğine, tepki çekeceğine, savunma arkasına deparlarını atıp, eski üretken kimliğine bürünebilir. Kerem varsa, Kerem iyiyse, Galatasaray’da çok şey değişir. Kerem; Kasımpaşa maçında geri dönüşün işaret fişeklerini attı.
Bir başka farklı görüntü Torreira’dan geldi. Sadece top kesmekle kalmadı, kestiği topları, Kasımpaşa savunmasının boşluklarına ve arkasına çok iyi attı.
Şu görüntü ile Sergio Oliviera, Galatasaray’ın saha içindeki futbol aklı olacak gibi duruyor. Biraz daha öne çıkıp oynamaya başladıktan sonra oyuna ve takıma katkısı gözle görülür biçimde arttı. Ancaaakk; Barcelona‘daki Yusuf Demir etkisini, Galatasaraylı Yusuf Demir‘de görürsek, yaşa-başa bakmaz, Yusuf, bu takımın patronu olur.
Kasımpaşa nerede diyorsanız, sahada yok ki, yazıda olsun. Kasımpaşa’da gelenler-gidenler dengesi, gidenler lehine ağır biçimde bozulmuş. Hele Ahmet Engin’e hayret ettim. Bu devirde bir futbolcu bu kadar kendine oynar mı? İlk yarının 1-1 bitmesi, Kasımpaşa’nın marifeti değil, Galatasaray’ın hovardalığıydı.
Galatasaray’da bu kadar transfer bolluğunda, bu kadar futbolcu çokluğunda en büyük eksik; savunma güvenliğinin yetersizliği olarak görünüyor. Kafayı vurduruyorlar, şut atılmasına izin veriyorlar, rakibi arkaya kaçırıyorlar. Görünen o ki, bu sezon Galatasaray’da “yiyenler ile atanlar” yarışacak gibi... Neyse ki, Galatasaray’ın müthiş bir hücum zenginliği var.
Icardi geldi, Seferovic bekliyor, Gomis çok iyi oynuyor. Yunus Akgün öyle... Bu maçla birlikte Kerem ortaya çıktı. Kısa süre oyunda kalan Rashica bayağı etkili işler yaptı.
Galatasaray kazandı, daha da farklı kazanırdı. Sadece maçı kazanmadı, belki de maçtan daha önemlisi Kerem Aktürkoğlu‘nu kazandı. Galatasaraylı şunu unutmasın; Kerem varsa her şey tamam...