Şansal Büyüka

Şansal Büyüka

sansal.buyuka@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Gazeteden “maçı yaz” dediler. Nasıl yazayım, kalem elden düşüyor. Havam-civam, moralim-motivasyonum, neyim varsa hepsi sıfırlandı. İflas edip kepenk kapatan tüccar gibiyim. Muslera hevesimi, heyecanımı, maç izleme merakımı aldı götürdü. Bu sakatlığa çok üzüldüm çoook... Gerçekten içim yanıyor.
Sanki bu sezon Galatasaray’ı reddediyor, istemiyor gibi... Bunun adı şanssızlık, uğursuzluk olabilir mi? Çok daha fazlası... Bir takımın başına ne kadar kötülük varsa, hepsi birden gelir mi?
Galatasaray maksimum güce ulaşmış, temposuyla, taktiğiyle, tekniğiyle ligin tozunu atarken, uzak ara Süper Lig’in en iyi takımı özelliğini kazanmışken “virüs”e yakalandı. Hızı kesildi, tavan yapan bütün göstergeler sıfırlandı. Ağır darbe yedi.
Bitse, bununla kalsa neyse... Önce Fatih Terim, ardından iki başkan vekili, virüsle maç yapmaya başladılar, neyse ki kazandılar. Ama kötü kader ağlarını örmeye devam etti. Ardından Başkan’ın çok daha ağır hastalığı...
Kabul edelim ki bu süreç, Galatasaray’ın dikkatini ve meşguliyetini dağıttı, başka alanlara çekti. Takım bazı dönemler çalışmalara uzun süreli ara vermek zorunda bile kaldı.
Kötü kader fazla mesai yapmaya devam etti. Takım omurgasının iki çok önemli adamı, önce Marcao, sonra Galatasaray’ın “vazgeçilmez”i, güzel adam Muslera sezonu kapattı. Üstelik Muslera’nın bacağının kırıldığı pozisyonun başlangıcı ofsayt... VAR kesin iptal edecek. Pisi pisine gitti Muslera... Andone’nin sakatlığını saymıyorum bile... Dileyelim bu son olsun. Dileyelim kötü kader insafa gelsin.
Zaten daha başlangıç dakikalarında sıkıntılı sürecin yarattığı travmayı sahada görmeye başladık. Galatasaray o kadar kötü, o kadar etkisiz, o kadar isteksiz başladı ki, formayı, armayı görmeseniz “Bu takım Galatasaray olamaz” derdiniz.
Muslera sonrasında kimseye bir şey söyleme şansımız ve hakkımız yok. Muslera sakatlığından biz bu kadar etkileniyorsak, formasını, gününü, ekmeğini paylaşan takım arkadaşları nasıl etkilenmesin?
Rizespor, Muslera öncesinde maça iyi başlamış, farkındalığını göstermişti. Muslera sonrasında da etkisini göstermeye devam etti. Fatih Hoca’nın ikinci yarıya Emre Akbaba ve Andone ile başlaması bile Galatasaray’ı ayağa kaldıramadı. Galatasaray ancak 2-0’dan sonra “Ne oluyoruz” dedi, biraz olsun aklı başına geldi. İkinci golün hemen sonrasında Onyekuru’nun şutunu kaleci Tarık’ın müthiş çıkarışı, Rizespor’u olası bir panikten kurtardı.
Galatasaray son 20 dakikada hissedilir bir baskı kurdu. Erken bir gol bulsa, en azından maça ortak olabilirdi. Ama Rize bu dakikalarda sadece savunmada kalarak ve kendi tehlike alanında etten bir duvar örerek Galatasaray’a bu şansı vermedi.
Fatih Hoca karamsar dönemlerde hep, “Galatasaray bitti demeden bitmez” der. Bitime 7 hafta kalmışken, Trabzonspor ve Başakşehir 6 şar puan fark atmışken, hoca gene aynı şeyleri söyler mi bilemem. Ama merakım şu: Fatih Hoca, önündeki iki rakibi ile mücadele etse bile, Galatasaray’ın yakasına yapışan kötü kaderle nasıl mücadele edecek?
Muslera’nın bacağı, bizim kalbimiz kırıldı. Ey kötü kader, yeter artık, biraz insafa gel...