Haftanın açılış maçında Beşiktaş oyunuyla, istatistiklerle Başakşehir’i kelimenin tam anlamıyla “ezdi“, ancak tek golü atan Başakşehir galibiyeti kaptı... Maç sonrası Sergen Yalçın “istatistiklerle maç kazanılmıyor“ dedi. Gerçeğin ta kendisi bu… İstatistiklerle maç kazanılsa, ligin istatistik kralı Fenerbahçe her maçı kazanırdı… İstatistiklere göre ligin en fazla şut atan takımı Fenerbahçe ama, gördük ki ilk yarının son dakikasında Tolga‘nın yaptığı vuruşu, kimse kusura bakmasın “mahalle maçında“ oynayan herhangi biri bile yapmaz… Şutların kalitesi buysa istediğin kadar vur, nafile…
Süper Lig’in bir altındaki 1.lig maçları televizyondan yayınlanıyor… Fenerbahçe savunmasının yaptığı bireysel hataları, inanın 1. lig takımlarının savunma oyuncuları yapmıyor… Bir kaleci ceza alanını terkediyorsa, o topa kayıtsız, şartsız müdahale edecek, edemeyecekse çıkmayacak… Altay hem kalesini terketti, hem de gittiği topu karşılayamadı… Eee, Jailson son hamlede uzaklaştıramadı, Fenerbahçe kalesine gelen ikinci topta golü yedi… Kalesine gelen birinci topta da Rodrigues‘in boş kaleye vuramadığını söylemeliyiz…
Dirar‘ın solda başı döndü… Sağdan Lobzhanidze, sağdan Michalak o kadar hızlı geldiler ki, Fenerbahçe savunması depreme tutulmuş gibi sallandıkça sallandı…
Eee, Fenerbahçe‘nin hücum anlayışına bakıyorsunuz, 10 metrede 10 pas yapıyorlar, 10 metre ileri gidemiyorlar… Bir de dön yana, dön geriye, sen zamanı boşa harcarken, rakip savunma pozisyonunu alıyor, sonra geçecek “iğne deliği“ bile bulamıyorsun… Fenerbahçe hızlı hücum etmezse gol atamaz… Lig neredeyse bitiyor, daha bunu anlayamadı...
Kenar adamı dediğinizin bir hızı, bir dripling yeteneği olur… Deniz‘in kenardan bir depar atıp, orta yaptığını gördünüz mü ? Soldan Tolga bir depar atıp, bir orta yapabildi mi ? Sonra “Vedat durdu“ diyorlar… Adam tek pas almıyor, ayrıca alsa ne olacak? Vedat bu kadar... Neyi var, neyi yok veriyor… Daha fazlası kolay değil… Transfer dönemi “Bir Vedat yetmez“ diye az yazmadık… Kenarlar bu kadar kötüyken, sağda Mevlüt, solda Ferdi oynayamaz mı ? Bu alışılmış ve işe yaramayan ezber bozulamaz mı ?
Ankaragücü, işaret fişeğini geçen hafta yakmıştı… Malatya deplasmanda süper oyunu ve aldığı galibiyet belli ki Fenerbahçe‘ye “uyarı“ olmamış… Hızlı hücumla Fenerbahçe savunmasını “Lodos fırtınası“ gibi savurdular… Lobzhanidze, Michalak ve Rodrigues o kadar hızlı çıktılar ki, Fenerbahçe bu atakları karşılamakta büyük sıkıntı çekti… Çok çarpıcı üç pozisyonu kullanamadılar, ilk golde büyük hatası olan kaleci Altay çok önemli iki tehlikeyi önledi… Çok haklı ama çok haklı bir galibiyet aldılar… Hatta daha fazla gol atarak kazanabilirlerdi…
Cumartesi‘nin üç maçını izledim; Denizli - Kayseri, Konya - Göztepe ve Ankaragücü - Fenerbahçe… Bu altı takım arasında kendi sahasında yenilen Denizli ve Konya dahil, Fenerbahçe‘den daha kötü, daha berbat, en önemlisi daha “ilkel“ futbol oynayan ikinci bir takım görmedim… Yenilirsin, kabul… Ama camiana bu kadar yavaş, bu kadar ağır, bu kadar çaresiz futbol izletemezsin… Başkanınla, hocanla, futbolcunla buna hakkın yok…
TFF, MHK hepsi tamam, kabul edelim haklısın… Ama önce kendine bakacaksın… Fenerbahçe için deniz bitti… Bu kadroyla buraya kadar gelmesi başarıydı, bundan sonrası hayal… Yatıp kalkıp dua edin, bu haftaki Galatasaray maçını kaybetmeyin....