Şansal Büyüka

Şansal Büyüka

sansal.buyuka@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Bazı filmler vardır, tamamını izlemeye gerek duymazsınız... 10 dakikalık tanıtım filmini izlediğinizde, sonunun nasıl geleceğini anlarsınız… Tıpkı Galatasaray-Trabzonspor maçında olduğu gibi… İlk 10 dakikayı izleyince 90 dakikanın nasıl geleceğini çok rahat anladık…
Trabzonspor, liderden 5 puan geride başladığı maçta sıkıntı, gerilim yaşayabilir, hatta panik yapabilirdi… Tam aksi oldu... Galatasaray başlangıçta acemi bir takım gibi panik yaptı, adeta eli-ayağı dolaştı…
Trabzonspor bu dakikalarda, futbol anlayışıyla, sahaya yayılışıyla, Ekuban’ın katılımıyla, hücum gücündeki etkinliğiyle “ben bu maçı kazanırım arkadaş“ diye bağırıyordu...
Buna rağmen ilk dakikalarda savunmasında ciddi hatalar yapan, hücuma çıkarken topları kaptıran Galatasaray sonraki dakikalarda çok önemli iki pozisyon buldu… Bulup bulacağı da bu oldu… Emre’nin kalabalıklardan sıyrılarak önce Feghouli’ye, sonra Belhanda’nın önüne braktığı “lokum“ gibi toplara bu iki futbolcu belki de kariyerlerinin en berbat vuruşlarını yaptılar…
Trabzonspor’da geri dörtlüde Kamil Ahmet, Hüseyin ve Da Costa belki de bu sezon ilk defa birlikte oynadılar… Başta bocaladılar, sonra hücumda eli-ayağı kesik olan Galatasaray karşısında sıkıntıya girmeden maçı tamamladılar…
Trabzonspor’da orta alanda “usta” gene iyi işler yaptı… Kabul edelim ki “usta“; yani Sosa bu sezon gerçekten mükemmel işler yapıyor... Orta alanın “arı“ gibi çalışan Abdülkadir Brothers’ları futbolu iki yönüyle iyi oynuyorlar… Hem hücumda varlar, hem savunmada… Özellikle Parmak… O kadar iyi oynadı ki herkesin gözünün içine “beni görün“ diye parmağını soktu...
Cüneyt Çakır, Feghouli kırmızı kartında banko haklı… Ama gözünün önündeki bu kararı niye kendi vermiyor da VAR müdahalesi ile veriyor... Bence iki penaltı da yanlış… Üstelik Donk, Sörloth’un topa vuruşundan sonra müdahelesini yaptı… Nitekim Cüneyt Çakır autu gösterdi, VAR kararı ile bunu penaltıya çevirdi… Temdit penaltısında da Taylan topa vurduktan sonra Hüseyin’in müdahalesi geldi… Hadi bu kararı hiç olmazsa kendi verdi… İlk yarıdaki iki kader kararı VAR’dan geldi... O zaman maçı Cüneyt Çakır değil, VAR hakemi Ali Palabıyık yönetseydi…
Galatasaray çok maç kaybetti, daha çok maç kaybeder… Ama bu kadar teslimiyetçi, bu kadar eli-ayağı birbirine dolaşan, rakibin hücum bölgesine dürbünle bakan bir Galatasaray görmedik… Takımın eksik oluşu kaliteni engeller, kabul; peki mücadeleni, isteğini, coşkunu ne engelliyor!..
Bir kesim her fırsatta “bu kadar yabancı olur mu? Türk oyuncu niye yok“ diyor … Alın size Galatasaray... Belki de bu sezon bir maça ilk defa bu kadar çok Türk oyuncu ile başladı… İlk defa bu kadar berbat oynadı…
Ömer Bayram sezon boyu gaza basmaktan yorulmuş olmalı ki, son haftaları frene basarak oynuyor… Emre Akbaba’nın hünerleri var, ama çok ağır… Taylan çırpınıyor, yaratamıyor… En berbatı; İlk onbirin zor kurulduğu bir maçta Feghouli’nin kırmızı kartla takıma adeta ihanet edişi... Açıkcası bu kadarı fazla...
Trabzonspor bu ligde “patron“ gibi… O görüntüyü veriyor… Şampiyonluk yolunda en kritik, en önemli adımı attı… Çok hak ederek bir galibiyet aldı… Şu da unutulmasın: eski çamlar bardak oldu… Artık İstanbul’un üç büyüklerine maç kaybetmiyor, bileği bükülmüyor… Tıpkı çok eskilerde kalan altın yılları gibi… O altın yıllara bu sezon bir yenisini eklemek için kalan 4 maçı kaybetmeden geçmesi gerekiyor... Geçer mi, bana göre geçer…
Lafı noktalayalım: Fatih Hoca hafta arası “Adalet arıyoruz“ demişti… Bana göre son derece haklı… Ancak Fatih Hoca adalet ararken, millet Galatasaray’ı arıyor, bundan da haberi olsun...