Şansal Büyüka

Şansal Büyüka

sansal.buyuka@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Sinemaya gidersiniz, filmden önce yarım saat reklamlar oynar… Reklamların biri biter, bir diğeri başlar… Trabzonspor - Galatasaray maçının ilk yarım saatini de kendinizi reklamları izlemiş gibi kabul edin… Çünkü futbol bu yarım saatte sahaya uğramadı…
Hatta ilk yarıda “seninle bir dakika“ diyeceğimiz 43. dakika dışında akılda kalan birşey olmadı… Ama 43’te Pereira’nın kafayla indirdiği pozisyonda Sörloth bir adım geç kalınca boş kaleye topu vuramadı… Dönen topta vuruş ustası Belhanda, kaleci Uğurcan ile karşı karşıya kaldığı pozisyonda kaleyi bulamadı… İlk yarı için hepsi bu…
Ama ikinci yarıda reklamları falan unutun… Sahada kazanmayı amaçlayan iki takım izlemeye başladık… Trabzonspor ilk yarıda az adamla Galatasaray ceza alanı çevresinde görünürken, bu kez daha kalabalık, daha cesur gelmeye başladı…
Sosa duran top kullanıyorsa dikkat kesileceksin… Topu öyle kesiyor ki, rakip savunma adeta çaresiz kalıyor… İşte böyle bir frikik atışında Kuzey‘in yıldızı Sörloth‘un “Altın kafa”sından gol geldi…
Benim anlamadığım bu Sörloth‘un kafa vuruşları bu kadar belliyken, hatta ezberlenmişken, gol vuruşu sırasında sağında - solunda - önünde- arkasında tek bir Galatasaraylı oyuncunun olmayışı şaka gibi!
Galatasaray‘ın uzunları neredesiniz? Sörloth kafayı vururken, kendisine en yakın Galatasaraylı neredeyse 2,5-3 metre mesafedeydi… Sörloth bu kadar güzel bir top gelmişken, bu kadar boş kalmışken, boş geçmedi ve golü attı…
Galatasaray’da Lemina’nın sakatlanıp çıkışı, bu alanda direnişi düşürse de, Seri işi toparlamayı başardı… Nagatomo‘nun arkasına adam kaçırması Pereira‘ya sıkça hücuma çıkma fırsatları yarattı… Ama Nagatomo, son dakikada attığı beraberlik golüyle, hemen ardından kendi kale sahası içinde hayati müdahalesi ile bütün günahlarını ödeyip sevaba bile geçti…
Galatasaray yenik duruma düştüğünde, savunma güvenliğini adeta sıfırlayıp topuyla tüfeğiyle hücuma çıktı… İşte bu dakikalarda gelişen Trabzonspor ataklarında Sörloth, Nwakaeme önemli pozisyonları kullanamadılar… Trabzonspor galibiyeti 1-0 önde oynarken, ikiyi atamayarak kaçırdı...
Bir de Ömer Bayram… Biliyoruz, Pereira “sütten çıkmış ak kaşık“ değil, buna rağmen yaptığını 7 yaşında çocuk yapmaz… Ömer Bayram yatıp kalkıp dua etsin kartın rengi sarıda kaldı… O erken dakikada Galatasaray‘ı bir kişi eksik bıraksa, kıyamet kopar, bu yanlışın altından kalkamazdı…
Kafama takıldı… İkinci yarıda Kamil Ahmet‘in yüzüne gelen, kimine göre, omuzunun üstünde olan elinden dönen topta, o pozisyon en azından bir VAR incelemesi hak etmedi mi?
Galatasaray ikinci yarıda rakibi kadar atak geliştirse, ceza alanı içinde dolaşsa bile, bir - iki pozisyon dışında çok da akılda kalan bir tehlike yaratamadı... Nitekim beraberlk golünü de, bir golcü değil, bir savunmacı attı... Galatasaray golcülerinin sakatlığının bedelini gerçekten çok ağır ödüyor…
İlk yarıyı unutun, ikinci yarıdaki futbolla teselli bulun....