Hayal kurmakta sınır tanımayan bir Galatasaraylı sezon başında Igor Tudor’a gelip, “Sekizinci hafta sonunda Beşiktaş’a sekiz puan fark atarız” dese, Tudor, “Benimle dalga mı geçiyorsun “ diye sille-tokat yanından kovardı.
Oysa futbolun rakamlarında hayal yok, gerçeğin ta kendisi var. Igor Tudor ve Galatasaray, sezon başında hayal bile edemeyeceği çarpıcı bir farkı, sıradışı bir gerçeği sekizinci hafta sonunda yakaladı. Üstelik sekiz haftada 8 puan fark attığı takım, son iki yılda futbolun rengini siyah-beyaza çeviren, futbolun her türlü kazanımlarına ipotek koyan Beşiktaş...
Ben, bu farkı Beşiktaş’ın özellikle son üç haftada kaybettiği puanlara bağlayanlara katılmam. Bazı haftalar vardır, adına “fırsat” haftaları deriz. Beşiktaş’ın durduğu haftalarda, Galatasaray bu fırsatları avantaja çevirmese, sekizinci hafta sonunda bu hayal bile edilemeyecek fark olur mu? Galatasaray rakiplerinin kaybettiği haftalarda kazanarak bu farkı yakaladı.
Galatasaray dün akşam Konya’da kazanırken asla en iyi maçlarından birini oynamadı. Hatta geride kalan diğer maçlara baktığınızda etkisiz maçlarından birini oynadı. Buna rağmen kazanıyorsan, “fırsat” haftasını bu kadar iyi kullanıyorsan, bu elindeki değerli ve kaliteli kadronun eseri demektir.
Üstelik hep derler ya, “Milli maç dönüşleri zordur” diye... Bunu Galatasaray’da da çok ciddi biçimde hissettik. Avrupa’nın, hatta dünyanın çeşitli ülkelerine giden Galatasaray’ın milli oyuncuları belli ki Tudor’un taviz vermez antrenmanlarından uzak kalınca olumsuz anlamda etkilendiler.
Buna rağmen Gomis’in kişisel çabaları, Konyaspor’un, rakibin gol yollarını kapamasına rağmen, Galatasaray’a galibiyeti getirmeye yetti. Konyaspor’un baskılı dakikalarında ise Maicon her pozisyonda olması gereken yerdeydi ve iyi müdahaleler yaptı.
Galatasaray’ın ilk golünde Gomis ofsayt... Ancak Selçuk’un bütün savunmayı oyundan düşüren pası mükemmel... Selçuk, Aslantepe’de olsa daha 30. dakikada kenarda ısınabilir miydi, Tudor daha ilk yarı bitmeden onu oyuna alabilir miydi? Galatasaray Selçuk’u kullanmak zorunda... “Selçuk oynamasın” diye Igor Tudor’a toplumsal bir baskı yaratmak Galatasaray’a yarar değil, zarar getirir.
Bütün maç bir yana... Feghouli’nin şutunda kaleci Serkan Kırıntılı’nın fizik kurallarını darmadağın eden uzanışını ve kurtarışını söylemez, hakkını teslim etmezsem vicdan azabı çekerim. Bu kadar Dünya Kupası, Avrupa Şampiyonası izledim, böyle bir kurtarışı pek hatırlamıyorum. Serkan’ın bu kurtarışını, “futbol hafızama” kaydettim, asla unutmam.
Sonuç: Galatasaray iyi oynamadı, tamam... Ama sonuç varken iyi oyun hangi Galatasaraylının umurunda... Sekiz puan fark şu demek; rakiplerin her maçı kazanacak, sen iki maç kaybedip, bir maçta da berabere kalacaksın. Kolay mı bu? Ben lig tarihinde yakın zamanda bu kadar kısa sürede bu kadar puan farkına ulaşan bir takım görmedim. Helal olsun...