Şansal Büyüka

Şansal Büyüka

sansal.buyuka@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Gidenin arkasından bakarsan, geleni göremezsin... Giden, Fatih Terim ise elbette bakacaksın, belki için için yanacaksın... Ama gelen de “sinek ikilisi” değil ki... Avrupa’nın iddialı takımlarının iddialı hocalarından biri olan Mancini...
Fatih Hoca’nın Real Madrid karşısına çıkardığı “ intihar mangası “na benzeyen on birin aksine, Mancini “Duvar örecek” bir takımla sahaya çıktı...
İki bekin önüne Riera ile Bruma yerleştirmesi akıllı bir tercihti... Galatasaray’ın bugüne kadar denemediği bir anlayıştı...
Ama kabul edelim ki, Riera etkisiz kaldı, Bruma, savunma anlayışında çok görünmedi... Hele Eboue ile Hakan Balta çok içeri girince, Galatasaray’ın kanatlarından orta üstüne orta geldi...
Bereket, savunmanın göbeğinde kusursuz oynayan Chedjou ile, Semih şanssızlığından oyuna giren ve iyi oynayan Gökhan Zan vardı...
Maç boyunca göbeğin içine gömülen Melo ile Selçuk’un hakkını da teslim etmeliyiz...
Bazı maçlar vardır, hücum ederek kazanırsınız, bazı maçlar vardır, savunma anlayışıyla zaferi yakalarsınız...
Galatasaray, Mancini anlayışıyla savunarak kazanma yolunu seçti... Bu Galatasaray’ın ve Galatasaraylının çok da alışkın olduğu bir oyun tarzı değil...
İkinci yarıda beraberlik golüne kadar, rakip ceza alanına bile gitmedi Galatasaray... Belki de en büyük yanlışı burada yaptı...
Beraberlik golü demişken, Kassai’ye yakışmadı... Penaltı sonrası görüşünü sormak için ünlü ve eski bir hakem arkadaşımı aradım... Baktım, gülmekten benimle konuşamıyor... “Niye gülüyorsun?” dedim, “penaltıya gülüyorum” dedi...
Sneijder’e şaşırıyorum... Galatasaray’a bu maçlar için gelmedi mi? Bir dönemler fırtına gibi estiği o İtalya topraklarında hiç olmazsa bir esinti yaratamaz mıydı? En ufak bir şey yapmadan, sahada kaldığı sürede Galatasaray’ı bir eksik bırakarak oyundan çıktı...
Galatasaray özellikle ikinci yarıda biraz hücumu düşünse, ilk yarıdaki gibi orta alanda top çevirebilse ve tutabilse, adı kadar büyük futbol oynamayan Juventus’u yenip gelirdi...
Ama bu da iyidir... Yarım düzinelik bir başlangıcın ardından, Mancini’nin ilk maçında ve ülkesinde bir puanla tanışmak da iyidir...

Haberin Devamı

Alın size Chedjou...

Haberin Devamı

İddia o ki, Fransa Ligi’nde son iki yılın en iyi stoperi seçilen Chedjou, Bülent Tulun transfer etti diye kadroda sürekli yer bulamamış...
Buna çok katılamam... Bazen oynadı, bazen yabancı sınırlamasına takıldı...
Ama Juventus karşısında gördük ki, kenara atılacak, kaprise, iç çekişmeye kurban edilecek bir oyuncu değil...
Baktım, maç içinde de Mancini her talimatı Chedjou’ya veriyor...
Mancini ile birlikte sanki savunmanın dümeni Chedjou’ya geçecek gibi...

Bir puanın değeri

Galibiyet kaçtı diye, üzülen, dertlenen Galatasaraylıların çok olduğunu biliyorum...
Ama Torino’da alınan bu bir puanın çok değerli olduğunu da biliyorum...
Juventus iki puanda, Galatasaray bir puanda... Grupta bundan sonraki üst üste iki maç Real Madrid-Juventus , diğer iki maç da Galatasaray ile Kopenhag arasında...
Galatasaray bu iki maçta altı puan çıkarırsa, bir üst turun kapısını aralayabilir...
En azından Avrupa Ligi’ni garantiye alır...
Unutulmasın, Juventus’da İstanbul’a gelecek...

Haberin Devamı

Çileğin mevsimi geçmiş...

Her şey zamanında güzel... Bakıyorum, Galatasaraylıların çok istediği “çileğin” sanki mevsimi geçmiş gibi...
Çilek tatlansın diye, medya olarak, Galatasaray camiası olarak üstüne şeker döküyoruz, pudra döküyoruz, nafile...
Çileğin tadı yok, çileğin tazeliği, diriliği yok... Adı Sneijder de olsa sanki çileğin mevsimi geçmiş gibi...