Galatasaray geçen hafta Rize maçına “berbat“ bir başlangıç yapmıştı… Aradan sadece 7 gün geçti… Galatasaray, Gaziantep maçına bu defa “süper“ bir başlangıç yaptı… Üstelik ciddi anlamda eksik bir kadroyla… Gece ile gündüz kadar farklı bir Galatasaray…
Galatasaray’ın bu hızlı dakikalarında Gaziantep takımı özellikle savunmadan çıkarken panik futbolu ve çok ciddi pas hataları ile Galatasaray değirmenine adeta su taşıdı… Daha ilk dakikada Falcao, kariyerini inkar eden bir vuruş yapmasa “dakika bir, gol bir“ olurdu…
Galatasaray’ın hızlı başlangıcı sırasında Gaziantep her zaman bilinen hızlı hücumuyla iki kontra yakaladı… Vursa Galatasaray’ı devirirdi… İki pozisyonda da Güray şaşılacak derecede beceriksiz işler yaptı… Birincisinde boş kaleye ıskaladı, ikincisinde topu iyi kontrol edemeyince, üç metreden gol vuruşu yapamadı… Güray’a golleri ve iyi futbolu hatırlaması için Fenerbahçe maçları lazım...
Galatasaray’ı, Djilobodji’nin kafasından çıkan ve ağlara yapışan füze sarstı ama bozmadı… Djilobodji bunu hep yapıyor… Bu kaçıncı kafa golü… Ayıp olmasa neredeyse Trabzonsporlu Sörloth ile yarışacak…
Galatasaray kalitesi yenik geçen dakikalarda imdada yetişti ve geri dönüş beklenenden çabuk oldu… Falcao’nun golünde Feghouli, Belhanda’nın golünde Seri’nin savunma arasına bıraktıkları asistleri, her babayiğidin harcı değildi… Kabul edelim ki, Belhanda kendine yapılan asisti değerlendirirken, sağ ve sol ayaklarını dar alanda çok etkili, çok çabuk kullanarak ve adeta bir “futbol dansı“ yaparak golünü attı… Bu bir kalite gösterisiydi… Ahh be Belhanda… Şu yeteneklerine rağmen, Galatasaraylıların gönlünde taht kuramadan, efsane olamadan gidiyorsun, yazık…
Galatasaray’ın hücumda sınır tanımayan kalitesi ve yaratıcılığı, savunmasında adeta faciaya döndü… Gaziantep’in hızlı hücumcuları kenarlardan, göbekten araya atılan toplarla “uçurtmaya“ döndüler… Bunun sonucu çaresizlikten önce Mariano, sarı kartla haftaya cezalı duruma düştü… Ardından Ahmet Çalık, o dakikaya kadar yaptığı her müdehaleye faul çalınan Ahmet Çalık, bu defa bariz gol şansından kırmızı kartla takımı bir eksik bıraktı… Son adamsın, görüyorsun, atılacağını biliyorsun, bu müdahale yapılır mı?
Galatasaray sıkıntı çektiği anlarda Lemina ile savunmasını, maçın her dakikasında Seri ile orta sahasını, Feghouli ile hücumunu ayakta tuttu… Diri kaldı, fren yapmadı, bunun sonucu, bir eksik oynadığı dakikalarda bir gol daha buldu… Feghouli’nin golü, iyi futbolunun taç giymesiydi…
Galatasaray aslında iki maç yaptı... Gaziantep ile mücadele ederken kendi içiyle de mücadele etti… Golcüleri atmaya çalıştı, başarılı oldu, savunma adamları yemek için çalıştı, ilginçtir onlar da başarılı oldu… Sonuçta Galatasaray önce Gaziantep’le, sonra Galatasaray’ın hücumcuları, kendi savunmacıları ile berabere kaldı... Kaleci Okan son dakikalarda mutlak tehlikeleri önledi ama uzatmada penaltıya giden pozisyonu da başlatan adam oldu...
Bize hava hoş… Son yılların en keyifli maçını izledik… Kayode’yi, Lemina’yı, Seri’yi, Feghouli’yi, Djiboldji’yi beğendim… Altı golün arasında birinciliği Belhanda‘ya verdim… Kayode‘nin son dakikadaki müthiş golüne alkış tuttum ama VAR ile iptal edilmesini doğru buldum… Gaziantep bu ligin en keyifli takımlarından biri, bu hakkı bir daha teslim ettim… Hakem Alper Ulusoy‘u da yorumculara havale ettim…