Elin ya da dirseğin rakibin yüzüyle buluşmasını “elimize - yüzümüze“ bulaştırdık… Abdülkadir ‘in ikinci sarıdan gördüğü kırmızı kart pozisyonuna, çoğu ülkede faul bile çalınmaz…Abdülkadir ‘in Figueiredo’nun yüzüne dirseği yok , darbesi yok , şiddeti yok… Tamam, elinin rakibinin yüzü ile buluşması var ama burada şiddet yok, darbe yok, kasıt yok… Elbette futbolda herkesin bir görüşü var… Bana göre kırmızı yanlış…Madem hakemle başladık, aslında başlamayız ama devam edelim… Kerem‘in ilk yarının son dakikalarında Ertuğrul’un bileğinin üstüne bir tabanı var… En azından sarı… Sonrasında Kerem düştü mü, düşürüldü mü, penaltı mı, değil mi, tartışılır…Konu Kerem‘se buradan yazmaya devam edelim… Kerem aldığı topların çoğunu ya rakibe kaptırdı ya pas hatası yaptı… Baktım tribünlerde ufak çaplı homurdanmalar…Böyle bir iklim oluştuysa ya da oluşuyorsa, Kerem‘in risk almadan son derece basit oyuna dönmesi, bir- iki golle ve birkaç iyi maçla buluşması lazım… Hiç zaman yitirmeden…
Gomis, ilerleyen yaşına rağmen, Seferovic’e oranla çok daha diri, hızlı ve iyi… Attığı gol, bir şans golü olabilir ama her pozisyonun içinde olması bir golcü için son derece önemli bir özellik… Penaltıyı kaçırmış olsa bile…Üstelik Gomis‘in iyi olması, Seferovic’e “papucun pahalı“ olduğunu hissettirmiş olmalı ki, sonradan girdiği oyunda çok etkili oldu, bir eksik oynayan ve kazanmayı çok hak eden Galatasaray’ı galibiyete taşıyan golü attı...Galatasaray, bir eksik başladığı ikinci yarıda Gaziantep’i adeta ezdi… Oliviera‘nın füzesi üst direkte patladı, Gomis penaltıyı kaçırdı… Seferovic üç adımdan kafayı kaleci Günay’ın üstüne vurdu… Günay’ın hakkını teslim edelim... Penaltıyı çıkardı, Oliviera‘nın tam köşeye giden şutunu kornere attı… Yoksa oyun son dakikaya kalmaz, çoktan kopardı...Şaşırdığım Mertens oldu… Penaltıyı aldı ama maç boyu en ufak yararı olmadı… Zaten penaltıyı almasına gerek yok, o pozisyonda penaltıyı yapan bu ligin en “sakar“ stoperi Ertuğrul’du …Torreira halen fark yaratmış değil… Bu kadar kariyeri arkana takıp geliyorsan, fark yaratacaksın, oyuna ağırlığını koyacaksın , “sıradan“ futbolcuların arasına katılmayacaksın… Böyle devam edeceksen Berkan‘dan ne farkın kaldı…Gaziantep takımı koca bir ikinci yarıyı bir fazla oynamasına rağmen, bunu bir dakika bile farkettiremedi…
Sürekli savunmada kaldı, telaş yaptı, topu tutamadı, iki pas yapamadı , “bir puanı“ kar saydı ama o hesabı da tutmadı...Galibiyet Galatasaray’ın hakkıydı… Gaziantep bir puanı alsa, inanın futbola ihanet olurdu … Hücumu hiç düşünmediler, sürekli savunmada kaldılar, bir puanın yarısını bile hak etmediler ...Bu Gaziantep takımı Süper Lig’de “yenilmeden” yoluna devam ediyor(du)… Düşünün Süper Lig’in halini… Düşünün bu ligin kalitesini, pardon kalitesizliğini…Tam bu yazıya noktayı koymuştum, son dakika golü geldi…Yazıyı hiç değiştirmiyorum… Tek kelimesini değiştirmiyorum... Futbolun adaleti yerini buldu… Gaziantep bu futboluyla, bu ilkel anlayışıyla puan alsa Galatasaray’a yazık olurdu, Süper Lig’e yazık olurdu, Türk futboluna yazık olurdu… Ohh olsun… Hak eden kazansın, ilkel futbol kazanmasın… Galatasaray bu galibiyetle “futbola ihaneti“ önledi...