Galatasaray, şu günlerde 150 kilometre hızla esen ve Amerika’yı kasıp kavuran “Florence kasırgası” gibi esmek için tam 50 dakika bekledi. Sıkıntılar çekti... Ama sonrası gerçekten fırtına...
Özellikle ikinci yarının ilk beş dakikası belki de maçın kaderini belirledi. Daha 46. dakikada Diagne’nin üç metreden kaleye giden topuna genç Ozan müthiş bir ayak koydu. Hemen dört dakika sonra Serdar Aziz’in ters vuruşu ile Galatasaray kalesine yönelen topu kaleci Muslera, çok da zor durumda olmasına rağmen olağanüstü bir refleksle kornere attı.
Sonrası gerçekten fırtına, adeta kasırga gibi... Her şey bir yana, Galatasaray’da Rodrigues gibi fark yaratan bir oyuncu var. Bizim Süper Lig’de herkesten hızlı... Karşısındaki kalabalıklardan sıyrılma ve önünü açma konusunda herkesten daha becerikli... Son vuruş derseniz, herkesten çok daha iyi... Öyle işler yaptı ki, 50 dakika aslanlar gibi savunma yapan Kasımpaşa defansını üç-beş dakika içinde çökertti.
Galatasaray’a gönül verenler biliyorum ki, bu galibiyet kadar, belki de çok daha fazla Ozan’ın performansına sevindi. Bakmayın Ozan’ın penaltıya neden olmasına... Çok iyi işler yaptı. Özellikle ilk yarıda Linnes, her fırsatta hücuma çıkıp geriye hiç dönmedi. O boşluklardan Trezeguet gibi bir tehlike her gelişinde, karşısında Ozan’ı buldu. Ozan kademe anlayışıyla çok iyi hamleler yaptı, Trezeguet’e nefes bile aldırmadı.
Kasımpaşa’nın ilk yarıda oyunu dengede götürmesinin nedeni orta alanda Pavelka ile Sadıku’nun, Ndiaye ve Donk karşısında üstünlük kurmasıydı. Açıkçası Galatasaray bu yarıda kenarlardan hızlı hücumu düşünmeyince Kasımpaşa’nın hesapları tuttu.
Ancak Kasımpaşa, ikinci yarıda, Amerika ‘yı kasıp kavuran Florence Kasırgası’nın Aslantepe’ye kadar geleceğini hesaplayamadı. Öyle bir fırtına ki, öyle bir Galatasaray ki, Kasımpaşa’yı önüne kattı, silip süpürüp, darmadağın etti.
Bu kadar farka giden bir maç olmasına rağmen, özellikle ilk yarı ve ikinci yarının başındaki kurtarışı için kaleci Muslera ‘nın hakkını teslim etmemiz gerekiyor. Seyirci belki Eren Derdiyok’un durgun oyununa homurdanıyor ama geçen yıl 19 maçta 3 gol atan Eren’in bu yıl 5 maçta 3 gol attığı unutulmasın. Buna rağmen Eren’in işi zor... Gomis’ten sonra kim gelirse gelsin işi zor...
Bir kez daha gördük ki, Galatasaray için Aslantepe’de sorun yok. Farklı galibiyetlerle kazanmaya devam ediyor. Zaten maçlar sadece Aslantepe’de oynansa ligin tadı kalmaz, Galatasaray kestirmeden şampiyonluğunu ilan ederdi.
Her şey bir yana... Güzel goller, iyi bir maç, coşkulu ve dolu tribünler, Galatasaray’ın farklı galibiyeti... Benim için bunlardan çok daha önemlisi, Fatih Hoca’nın Ozan Kabak’ı Türk futboluna takdim etmesiydi.