Karabükspor takımının adında var, kentin ruhunda var; Demir’i eğmek, Çelik’i bükmek zor... Karabükspor deplasmanına kim giderse gitsin, o maçı alıp gelmek hepsinden daha zor... İşte Beşiktaş... Bütün istatistikler ezici biçimde Beşiktaş diyor... Ama ne yararı var... Skor tabelasında Karabükspor’un galibiyeti yazıyor...
Beşiktaş kaybetmesine rağmen, özellikle ilk yarım saatten sonra maça hükmeden taraftı. Ancak özellikle hücum alanlarında ya etkili olamadı, ya da Karabükspor’un savunma anlayışı buna izin vermedi... Ancak çok açık görüldü ki, Cenk, Babel, Oğuzhan, özellikle Talisca hücum anlamında çizgilerinin çok gerisinde kaldılar...
Beşiktaş hücumda baskılı ama etkisiz bir oyun ortaya koyarken, özellikle geri dörtlüsünde ve savunma anlayışında ciddi sıkıntılar yaşadı... Aslında bu Marcelo için üzülüyorum... Geçen yılın devre arasından bu yana yanında partner olarak Tosiç, Atınç, Rodolfo, kısa süre de olsa Atiba, Pedro, son maçta da Mitroviç ile oynadı... İnsan yastığını değiştirse yadırgıyor, Marcelo neredeyse her maç bir stoper değiştiriyor... O zaman uyumu yakalamak elbette zor oluyor.
Ama başka gerçekler de var... Karabükspor 121.750 km. koşarken, Beşiktaş 110.310 koşmuş... Bu ne anlama geliyor; Her Karabüksporlu oyuncu, Beşiktaşlı bir oyuncudan 1 km. daha fazla koşmuş... Bir başka hesapla 11.750 km. üstünlük ile maçı 11’e 11 değil, adeta 12’ye 11 oynadı...
Igor Tudor, ligin en fazla koşan, en iyi mücadele eden takımlarından birini yarattı... Ancak şunu söylemeliyim; İlk yarı bitiminde saha ortasında stoperi Barış‘a fiziki mücadeleye kadar varan fırça atması, ikinci yarıda dördüncü hakem Suat Aslanboğa‘dan makas almaya çalışması doğru tavırlar değil...
Futbolda bazen “eğri gemi, doğru sefer“ olabiliyor. Karabükspor’da Kanate sakatlanınca Ermin Zec oyuna girdi ve belki de ilk buluştuğu topta Karabükspor’un ilk golünü attı... Seleznov‘un da özellikle mücadele adına Karabük takımına çok şey kattığını söylemeliyiz...
Hakemler moda... Hakemleri “ipe çekmek“ daha moda... O bakımdan Halis Özkahya‘nın işi zordu... İlk golde Seleznov‘un Oğuzhan‘a faulü var mıydı? Sanki yoktu... Gol atan Ermin Zec, topu aldığında ofsayt mıydı; evet ofsayttı... Gökhan Gönül‘ün gördüğü sarı kartta, kırmızı kart çıkar mıydı? Çıksa daha doğru olurdu...
Beşiktaş için teselli, attığı golle Kamerun‘a Afrika kupası şampiyonluğunu kazandıran, Karabük karşısında oyuna girdikten sonra takımının tek golünü kazandıran Aboubakar, belli ki ligin ikinci yarısında, ilk yarıda olduğu gibi gole uzak durmayacak. Golle daha haşır-neşir olacak...
Galibiyet elbette sadece Karabükspor’u mutlu etmedi... Başakşehir‘in, Galatasaray‘ın “iştahının kabardığını“ çok açık hissedebiliyoruz... Zirvede hava ısınıyor...