Fenerbahçe’yi geride kalan maçlarından farklı kılan tek şey; Rodrigues’in Arabistan çöllerindeki toz toprağı üstünden atıp, gerçek kimliğine bürünmesiydi… Fenerbahçe’nin her golü, her asisti soldan Rodrigues fırtınasının sonucu oldu...
Hep söylüyoruz, hızlı hücum yoksa ne yapsanız nafile... Yan pasla, çok pasla, gereksiz pasla rakip ceza alanına gelmeye çalışınca “doğum sancısı“ gibi sıkıntıya giriyor, ter içinde kalıyorsunuz...
Rodrigues oyuna çok hareketli başladı… Önce çabukluğu ile önünü açıp müthiş bir gol attı… Sonrasında getirdiği her topu rakip savunmanın kalabalığının arasına değil, iki - üç metre geriye, yani rakip savunmanın çaresiz kaldığı yerlere kesti… Nitekim, Zanka golü, Ozan golü böyle geldi…
İddia ediyorum, bizim Süper Lig’de “hızlı hücuma“ hiçbir takımın savunması direnemez… Çünkü bizim lig maalesef “yürüme“ temposu ile oynanıyor… Biraz hızlandın mı, rakip az adamla yakalanıyor, hazırlıksız yakalanıyor ve senin önüne “duvar“ örmesine fırsat kalmıyor…
Fenerbahçe bu “hızlı hücum anlayışı“ ile bu sezon deplasman maçlarında sadece 3 gol yiyen Konyaspor’a 27 dakika içinde 3 gol atmayı başardı… Vedat Muriç ile kaçan çok açık iki tehlikeyi de sayarsanız, ilk yarı 5 bile olurdu… Bakmayın Serdar Aziz‘in kendi kalesine attığı gole… Konya ilk yarıda pozisyon bile bulamadan içeri girdi…
Ancak Fenerbahçe‘de kaleciye paslarda Altay‘ın ayağı çok kötü ve riskli… Savunma da ileri çıkışlarda bu riske ortak oluyor… Basit oynayın, rahat oynayın, seyirciye “tırnaklarını“ yedirmeyin… Zaten bugüne kadar yiye yiye, yiyecek tırnakları kalmadı…
Arabistan’dan gelen çöl rüzgarı ikinci yarıda durunca oyun uzun bir süre “al gülüm - ver gülüm“e döndü… Buna rağmen Fenerbahçe hevesli, baskılı oyununa devam etti… Luiz Gustavo‘nun attığı gol böyle bir anlayışın sonucuydu… Golü yoktan var etti… Beşinci golde Vedat Muriç de öyle… Baktım, Fenerbahçe 5-1 önde, Vedat Muriç kendi ceza alanı dışından top çıkartıyor… Bu takımın karakterini gösterir… Bu futbolcunun kimliğini, kişiliğini gösterir…
Kazanırken eksiğini görmek lazım… Serdar bu ülkenin en iyilerinden birisi ama “camdan adam“ gibi… Çabuk kırılıyor, çabuk tuz - buz oluyor… Bu bakımdan Fenerbahçe Sadık‘ı her şartta hazır ve formda tutmak zorunda…
İlk yarıdaki Rodrigues‘i elbette bir tarafa koyuyorum… Ancak özellikle Ozan Tufan’ın tek kelimeyle “muazzam“ oynadığını söyleyip hakkını teslim etmeliyim, ardından da orta alandaki partneri Gustavo…
Fenerbahçe‘nin bu kadrosu elbette 2014‘ün o müthiş kadrosu değil… Buna rağmen maçın çoğu bölümünde Ersun Yanal‘ın ayak seslerini duydum...