Fenerbahçe, “ısmarlama” bir takım sipariş etse, ancak karşısındaki Akhisarspor’u isteyebilirdi... Kaleci Oğuz, yılların Oğuz’u yok... Savunmanın sigortası Çağdaş ilk yarıyı kapattı... Takımın dinamosu Bilal ilk onbeşte sakatlanıp çıktı... Bütün bunlar yetmemiş gibi, gene oyunun başı sayılacak dakikalarda Sonko’nun atılması ile zaten “sakata gelen” Akhisar, bütün bunlar yetmezmiş gibi bir de eksik kaldı. Fenerbahçe böyle bir Akhisarspor karşısında ilk yarıda ciddi anlamda zorlandı. Kuyt’un biri penaltı, kaçırdığı iki mutlak fırsat, Emrah’ın çizgiden çıkardığı top vardı ama, Akhisar’ın bir şutunu da Gökhan’ın çizgiden çıkardığını unutmayalım...
Fenerbahçe’de stoperlerin önünde ve onlara çok yakın oynayan Mehmet Topal bir anlamda bu organizasyonu son derece iyi yapıyor. Ancak hücumcuların arkasında oynayan Alper, en ufak bir organizasyon yapamadan, atak girişiminde bulunamadan, golcülerine fırsat yaratamadan ilk yarıyı tamamladı. Ersun Yanal da, haklı olarak ikinci yarı için Alper’i soyunma odasında bıraktı...
Fenerbahçe çoğu maçın ikinci yarılarında olduğu gibi, Webo’lu dizilişiyle ikinci yarıya iyi bir başlangıç yaptı... Şöyle 10-15 dakika bir esti, o da kolu kanadı kırılan Akhisar’ı bitirmeye yetti... Oyun bir anda farka giderken “üç silahşörler” Emenike, Sow ve Webo’nun hızlı oynadıklarında, yardımlaşarak oynadıklarında ne kadar etkili olduklarını çok açık gördük... Ancak Emenike ve Sow bunu her hücumda düşünmüyorlar... Bazen “ben atayım, ben vurayım” duygusu ağır basıyor... Benim anlamadığım, savunmalarının arkasına atılacak toplarda Emenike’yi tutmanın imkansız olduğu bilindiği halde, Fenerbahçe oyunun çok büyük bir bölümünde bunu denemiyor. Ya da çok az deniyor. Kuyt’ın da çalışkanlığında bir sorun yok da, sanki üretkenliğinde ve becerilerinde bir sorun var gibi...
Hakem Mete Kalkavan bir penaltı verdi. Bir penaltı verdi diye, eğer doğruysa ikincisini vermeyecek mi? Emenike- Uğur mücadelesi, belki de verdiği penaltıdan daha penaltıydı... Vermedi, veremedi.
Sonuç F.Bahçe kazanıyor, baktığınızda müthiş bir istikrar var. Açık ara önde. Akhisar karşısında da farklı bir galibiyet aldı. İlk yarıyı lider bitirmeyi garantiledi. F.Bahçe’yi bu kadar öne çıkaran özelliklerden sonra, yazıyı bir uyarıyla bitirmek, bazılarına, özellikle F.Bahçelilere garip gelebilir, hatta tepki de çekebilir. Ama ben gene de bildiğimi söyleyeyim. Akhisar maçının özellikle ilk yarısındaki oyun, önümüzdeki hafta Karabük deplasmanında “son yedi maçta yedinci deplasman galibiyeti” için yeterli olmayabilir... Üstelik son haftalarda hiç kaybetmeyen, sürekli bir çıkış yakalayan Karabük önünde...