Beşiktaş kazansa Süper Lig’de şampiyonluk yarışını “paydos” eder, işi bitirirdi. Maç berabere bitti. Bu sonuç, Beşiktaş‘ı sarsmaz, Fenerbahçe‘yi üzer. Aslında bu sonuçla büyük balığı cuma günü kendi sahasında kaybeden Galatasaray yakaladı.
Beşiktaş, milli maç arasına kayıp puan hesabına göre Galatasaray‘dan 6, Fenerbahçe‘den 8 puan önde giriyor. Bu sonuçla şampiyonluk masasından kalkan olmadı. Ama jokerler Beşiktaş‘ın elinde... Bu unutulmasın.
Maçın başlangıcı dengeli oldu. İki pozisyonu Fenerbahçe, iki pozisyonu Beşiktaş kaçırdı. Ancak kaleci Altay bir dakika içinde önce Aboubakar‘ın, sonra Atiba’nın şutlarını mükemmel çıkarmasa, denge erken bozulurdu.
Fenerbahçe‘de ilk yarıda etkili olan tek adam Osayi Samuel‘di. N’Sakala ile iyi kapıştılar. Karşılıklı oynayan Rosier-Caner mücadelesinde özellikle ikinci yarıda Caner daha öne çıktı.
Beşiktaş‘ın hafta arası yaptığı 120 dakikalık ağır mesaiden sonra ikinci yarının son bölümüne kadar son derece iyi ayakta kaldığını söylemeliyiz. Atiba gene iyi, gene diriydi. Beşiktaş orta alanında sırıtan tek Lajiç oldu.
Beşiktaş savunmasında özellikle ilk yarıda iki stoper Vida ile Welinton adeta izin yaptılar. Çünkü karşılarında “yok hükmünde” olan Fenerbahçe santrforu Samatta vardı.
Fenerbahçe‘nin futbol aklı, iki maçta bir Samatta’yı sahaya sürüyor. Bu ne Samatta aşkı böyle... Adam hava topu alamıyor, yer topunu tutamıyor, çalım atamıyor, gol atamıyor. Sanki “derin dondurucu”da saklanıyor, sahaya çıkınca çözülene, hareketlenene kadar maç bitiyor.
Beşiktaş santrforu Aboubakar ise çok sıkı markaj altına alınmasına rağmen ele-avuca sığmadı. Adam “cıva” gibi... Bir tarafından tutmaya çalışıyorsunuz, öbür taraftan kaçıyor. Bir anlamda Aboubakar-Altay maçı gibi oldu. Altay tam 4 mutlak Aboubakar gol girişimini mükemmel çıkardı. İki takımın golcülerine bakın; bir takımda Samatta, diğerinde Aboubakar... Başka söze gerek yok...
Beşiktaş ikinci yarıya golle başladı. Duran topların vazgeçilmez adamı Vida, iki kule Gustavo ile Szalai’nin arasından yükselip golü attı. Fenerbahçe‘nin iki uzunu Gustavo ile Szalai bu golde, “Acaba yağmur ne zaman duracak?” diye gökyüzüne mi bakıyorlardı...Beşiktaş ikinci yarıya golle başladı. Duran topların vazgeçilmez adamı Vida, iki kule Gustavo ile Szalai’nin arasından yükselip golü attı. Fenerbahçe‘nin iki uzunu Gustavo ile Szalai bu golde, “Acaba yağmur ne zaman duracak?” diye gökyüzüne mi bakıyorlardı...Sonraki dakikalar gidişli-gelişli oldu. Fenerbahçe‘nin çok baskılı göründüğü dakikalarda Beşiktaş, Aboubakar ile mutlak iki pozisyon buldu. Ama kalede Altay vardı. Altay demişken, Beşiktaş kalecisi Ersin‘in hakkını teslim edelim. Sosa‘nın müthiş frikiğini muazzam kurtardı. Ersin dev adımlarla gelişimini sürdürüyor.Fenerbahçe’nin ikinci yarıda baskı kurduğu dakikalarda Beşiktaş ceza alanı içinde çok karamboller yaşandı. Ama bir kişi olsun son vuruşları yapamadı. Fenerbahçe son vuruşlarda bu kadar çaresiz ve beceriksiz kalırken, devre arası transferinde bütün yatırımı orta sahaya yapıp, acil gereken santrforu almayan “futbol aklı” ne düşündü acaba? Bir yanlışlık, bir pişmanlık...
Ozan Tufan golünün hakkını verelim, mükemmel vurdu. Fenerbahçe‘de santrforların yattığı maçlarda golleri atmak gene orta saha adamlarına kalıyor. Eee, o da çok kolay olmuyor.
Beşiktaş, bu beraberlikle şampiyonluğunu erken ilan edeceği bir fırsatı kaçırdı. Buna rağmen yarışı riske atmadı. Sadece uzattı. Jokerler ellerinde ve gene çok avantajlılar. Fenerbahçe yarıştan kopmadı ama ekmek kırıntısı kadar olan umudu yeşerir mi; bana göre yeşermez. Haftalar azaldı, puan farkı azalmadı. Aslında büyük balığı Galatasaray yakaladı, yeniden hayata döndü.