Kardeşim, helal olsun, avantajı oynattın, Beşiktaş atağı devam etti. Bu atakta Olcay vurdu, top kılpayı dışarı gitti. Döndün, avantajı uyguladığın yerde, Tosiç’e elle oynadığı için sarı kartı gösterdin. Bu da tamam. Ama Beşiktaş avantajı kullanmış ve atak sonlanmışken o hentbol atışı nereden çıktı?
Hadi, ona da “tamam” diyelim, atış kullanırken elinle de herkesin göreceği şekilde işaret ederek “düdüğümü bekle” dedin. Buna da lafımız yok. Ancak düdüğümü bekle demene rağmen, Olcay’ın düdüğünü beklemeden vurmasına izin verdin. Bir de kenara doğru çekilip atışı seyrettin. Top ağlarla buluşunca “düdük çalmadım” deyip golü iptal ettin. O zaman atışa niye izin verdin, atışı niye izledin... Nerede gariplik varsa o da geliyor Beşiktaş maçlarını buluyor... Beşiktaş sanki MHK eğitimlerinin seminer takımı gibi... Hakemler nerede gariplik varsa, Beşiktaş maçlarında uyguluyorlar... “Sanki acemiliklerini atıyor” gibiler diyeceğim ama, maçları yöneten hakemler de acemi hakemler değil...
Böyle gol mü kaçar?
Bir başka gariplik de elbette Beşiktaş’ın aldığı sonuç... Maçta yüzde 62-38 gibi çok üstün bir topla oynama yüzdesi var... Buna rağmen golü atan da, maçı kazanan da Gençlerbirliği oldu... Ermin Zec’i bir gol vuruşunda gördüm... Bir daha hiç görmedim... Çıkana kadar hiç görmedim. Ama şunu kabul edelim, ikinci yarıda çok önemli iki fırsatı Gençler kaçırdı. Hele Stancu... Elli senedir maç izlerim, böyle bir golün kaçtığını ilk defa görüyorum... Bu kaçan fırsatın Dünya literatürüne gireceği kesin...
Beşiktaş kendi alanındaki her tehlikeyi “kapatan” adamı Atiba ile, hücumlarında her türlü pozisyonu “yaratan” adamı Oğuzhan olmayınca “Bal yapmayan arıya” dönüyor... Denilebilir ki “Elazığ maçında da takım çok eksikti...” Doğru da Gençler de kalite olarak Elazığspor değil... Veli ile Necip çok koşuyor, çok mücadele ediyorlar... Ama aralarında Fernandes gibi, özellikle Oğuzhan gibi yaratıcı ve kreatif oyuncular olmayınca, bir sağa- bir sola yalpa yapıyorlar, ne oynayacaklarını şaşırıyorlar...
Oğuzhan demişken, bu kadar becerikli, bu kadar yetenekli, bakıyorsunuz Beşiktaş’ta sadece 9 maçta ilk onbir oynamış... Yani maçların yüzde kırkında, belki daha fazlasında yok... Beşiktaş bu yokluğa ne kadar tahammül edebilir, ne kadar taşıyabilir... Görüyoruz ki, zaten taşıyamıyor...
Doğa müthiş oynadı
Gençlerbirliği, Beşiktaş karşısında mahkum oynadı ama ikinci yarıda çok net iki pozisyonu da Gençler yakaladı... Özgür bu ligin en gösterişsiz, en yararlı orta saha adamlarından biri... Doğa’nın da hakkını teslim edelim. Müthiş mücadele etti.
Oğuzhan ve Fernandes’le yazıya noktayı koyalım... Oğuzhan’a sormak lazım, nasıl oluyor da bu kadar sıkça sakatlanıyor, nasıl oluyor da, dönmesi bu kadar uzun zaman alıyor... Fernandes derseniz, “Beşiktaş’ta kalmak istiyorum” demiş... Tabi istersin, nerede bulacaksın bu parayı, bu sevgiyi, bu ilgiyi... O zaman nazı niyazı bırakacaksın, tren kaçmadan arkadaşlarının arasına katılacaksın...