Galatasaray’ın dokuz maç sonra deplasmanda Hatayspor’u yeneceğini düşünüyordum... Fatih Terim gidip, yeni hoca Torrent geldiği için değil… Galatasaray’ın futboluna güvendiğim için hiç değil...
Hatay’ın büyük düşüş içinde olması, geri dörtlüsü ve savunma anlayışının kırılganlığı, son dört yenilgisinden birinde 4, diğerlerinde 3’er gol yiyip kaybetmesini, Galatasaray adına avantaj görüyordum, yanılmışım...
Aslında “macera filmi” tadında bir maç izledik... Hatay kaçırdı, Galatasaray kaçırdı... Hatayspor daha fazla kaçırdı, daha fazla attı ve maçı haklı olarak kazandı...
Şunu söylemeliyiz; Galatasaray bu sezon hiçbir maçta rakibe bu kadar pozisyon vermedi... Hiçbir maçta, özellikle deplasman maçında bu kadar pozisyona giremedi... Kafama takılanları sıralayayım...
- Van Aanholt ilk golde asist yapmasına rağmen, mağlubiyetin başrol oyuncusuydu... Göstere göstere, yavaş vurarak, kalecinin müdahale alanına göndererek, penaltıyı resmen kaçırdı... Atsa belki de oyun ve sonuç kopacaktı...
- Hatayspor maden bulmuş gibi her hücumunu Van Aanholt kanadından geliştirdi... İkinci gol, hele Lobjanidze’nin takımı adına attığı üçüncü gol... Galatasaray’ın sol savunması, bu iki golde ve her Hatay atağında ‘nadasa yatmış tarla’ gibi bomboştu...
- Galatasaray geri dörtlüsünün önünde Berkan-Taylan ikilisi oynadı... Bunlara ikinci yarıda bir de Aytaç Kara katıldı... Bu kadar markajı güçlü bir orta sahaya rağmen rakibe bu kadar fazla, bu kadar rahat hücum şansını nasıl verirsiniz...
- Galatasaray geri dörtlüsünün arkasına atılan her top pozisyon oldu... Sadece ilk yarıda Kamara üç, Lobjanidze bir mutlak pozisyondan yararlanamadı... Bir de penaltı oldu... Gördünüz, bir önlem alsanıza...
- Kaleci İsmail; ikinci, üçüncü, hatta dördüncü golde ciddi anlamda hatalı... Galatasaray bu kadar transfer yapıp, Muslera’nın ve takımın birinci yedeğini alamıyorsa, burada ciddi bir yanlış var...O yanlış İsmail’den önce Galatasaray’ı yönetenlerde...
- Türk futbolu bu Kerem’i sarıp, sarmalayıp korumalı... Türk futbolunda kimseye kısmet olmayacak çabukluğu, hızı ve becerisi var... Muhteşem frikik golünü yürekten alkışlıyorum...
- Hatay’ın kazandığı penaltı doğru... Ancak, madem penaltı var, Alpaslan’a sarı kart nerede? Zaten sarı ile oynayan Alpaslan ikinci sarıyı görse, muhtemelen maçın dengeleri değişecekti...
- Hatayspor’un ikinci golünün başlangıcında bir ofsayt var mıydı acaba? Kafam takıldı...
- Hataylı Kamara, kaçırdıklarıyla, attığı golle, her pozisyonda itiş-kakış çıkarmasıyla maçın öne çıkan adamıydı... Sarı kart ile oynarken, ikinci yarının hemen başında hücuma çıkan Boey’i arkadan beline sarılıp durdurması, ikinci sarıyı hak etmedi mi?
- Hakem Erkan Özdamar kötü bir maç yönetti... O kadar çok pozisyon var ki, yaz yaz bitmez, tartışılan pozisyonlara sütunlar, sayfalar yetmez...
- Hatay’ı kutlamak lazım... Bu kadar kötü gidişe, bu kadar farklı yenilgilere rağmen, Galatasaray maçını bir fırsata çevirdiler ve haklı bir galibiyete imza attılar...
- Galatasaray’ın yeni hocası futbolla yatıp futbolla kalkan İspanya’dan olabilir, futbolun beşiği İngiltere’de çalışmış olabilir, Guardiola gibi dünya markası bir hocanın yıllarca yardımcılığını yapmış olabilir... Barcelonaları, Bayern Münihleri , M.Cityleri görmüş olabilir... Hepsi tamam... Ancak burası Türkiye... Hiçbir ülkeye benzemez... Zordur bizde işler... Welcome Torrent...