Böyle kadroya, böyle sonuç...
Maçtan saatler önce sıkı Galatasaraylı bir dostum aradı “çok heyecanlıyım, ne olur maç” dedi...
“Merak etme” dedim, “Galatasaray böyle maçlara alışık. Kafa kafaya oynar...”
Maça iki saat kala kadrolar belli oldu... Sıkı Galatasaraylı dostumu bu defa ben aradım...
“Hayrola“ dedi, “Söylediklerimi geri alıyorum. Maalesef Real Madrid farka gider“ dedim...
Bu düşüncemi Milliyet spor müdürü Tayfun Bayındır ile de paylaştım...
Maçtan önce, kadrolar belli olduktan sonra hangi arkadaşımla konuştuysam, hepsi “bu nasıl kadro böyle“ dedi...
Bırakın kulübeyi, tribünde otura otura, belki de maç alışkanlığını bile kaybetmeye başlamış Dany ile Riera, orta alanda son Antalya maçında ıslıklanarak oyundan çıkan Engin...
Real Madrid gibi bir takım karşısında geri dörtlünün yarısını değiştirmek “yürek” ister... Fatih Hoca bunu yaptı ama görüldü ki, beklendiği gibi tutmadı...
Herşeye rağmen müthiş bir başlangıç oldu... Real Madrid ilk yarım saati adeta “Yoğun bakımda“ geçirdi...
Ama biz kaçırdıkça Real Madrid‘e “hayat“ verdik...
Dirilen, kendine gelen, ayağa kalkan Real Madrid ondan sonraki dakikalarda bizi darmadağın etti...
İlk yarım saatte özellikle Melo ile biz atamadık ama, Real Madrid bizim ikramlarımızı boş çevirmedi...
İlk golde Eboue, ikinci golde, Melo ile Dany ortaklığı Real Madrid gollerinin başlangıcı oldu...
Zaten ilk otuz dakikadan sonra adeta teslim olduk... Tek kelimeyle “teslim“ olduk...
Düşünüyorum da üç gol atmasına rağmen Ronaldo, Avrupa’nın en hızlılarından De Maria bildiğimiz, tanıdığımız gibi olsalardı, halimiz daha da kötü olurdu...
Biz Galatasaray’da da, Milli Takım’da da Fatih Hoca ile çok maçlar, çok zaferler kazandık...
Ama kabul edelim ki, bu ağır yenilginin başlangıcı, Fatih Hoca‘nın kadro tercihi oldu...
Neyse enseyi karartmayalım... Tek maç değil, turnuva oynuyoruz...
Bugün çöktük, umarım yarın ayağa kalkarız...
Fark 9’a çıkarsa...
Galatasaray’da işler iyi gitmiyor... Ligdeki üç beraberliğin ardından, şimdi de Real Madrid karşısında son yılların en ağır yenilgisi geldi...
Bu pazar da Beşiktaş maçı var...
Her sonuca açık bir maç...
Beşiktaş kaybederse çok önemli değil ama, Galatasaray kaybederse, aradaki fark 9 puana çıkacak ki; o zaman Galatasaray Başkan’ı ve yöneticilerinin Fatih Hoca’ya söyleyeceklerini duyar gibiyim:
“Hocam bu iş böyle olmuyor. Ya Galatasaray, ya Milli Takım...”
Umut’un sırası gelmedi mi ?
Kadro dar olsa sıkıntı, çok olsa sıkıntı... Galatasaray’da Umut Bulut da kulübede oturanlardan biri...
Ama milli maçta oynuyor, üç gol birden atıyor...
Real Madrid maçında sonradan oyuna giriyor, gene golünü atıyor...
Umut’un ilk onbir için sırası gelmedi mi acaba?
Koşu mesafeleri...
Önceki gün merak ettim, koşu mesafelerini inceledim... Baktım, Galatasaray geçmiş yılların çok gerisinde...
Büyüğü, küçüğü bütün takımlar 110-112 kilometreyi bulurken, Galatasaray 103 kilometre ortalama ile oynuyor...
Demek ki sadece kalite yetmiyor...
Üstelik Real Madrid karşısında o kaliteden de eser yoktu ya...