Beşiktaş son dört yılında, şampiyonluğu kaçırdığı iki yıl da dahil “yüksek kalite“ kadrolarla oynamıştı... İster “ahh bu paranın gözü kör olsun“ deyin, isterseniz “gelenler gidenleri arattı“ deyin, kabul edelim ki artık Beşiktaş‘ta o “yüksek kalite“ kadro yok...
Beşiktaş’ta “yüksek kalite“ kadro olsa, koşmaktan başka futbol adına bir iş yapmayan, özellikle savunma yaparken geniş boşluklar bırakan Ankaragücü karşısında bu kadar zorlanmazdı...
Allahı var, sakatlıklar da Beşiktaş‘ın belini fena büktü... Hatta travma yarattı... Bu ligde sekizinci maç, Vida‘ya sorsanız şimdiye kadar kaç stoperle birlikte oynadığını, belki hatırlamaz bile... Resmen “yedi kocalı Hürmüz“e döndü Vida...
Herşey bir yana, kaçan fırsatlar, beceri yoksunu vuruşlar, hepsi bir yana... Bitime dört dakika kala, kale boşken, top Diaby‘e “beni ağlarla buluştur“ diye adeta yalvarırken, o gol vuruşu için bu kadar geç kalınır mı? Kulusiç’in vuruşu kesen hamlesine izin verilir mi?
Elbette Burak Yılmaz da, Türkiye‘nin en büyük golcüsü de kendini, yani eski Burak Yılmaz‘ı arıyor. Bu kadar ağır sakatlıklar, bu kadar ayrı kalmalar Burak‘ı doğal olarak çok geriye çekti. Bir de şu var; Burak‘a, savunmanın arasına derin toplar atarsanız, o toplarla buluşturursanız, Burak‘ı hiçbir savunma yakalayamaz. Ama Ankaragücü maçında Burak çıkana kadar o toplardan “yarım pozisyon“ bile alamadı.
Ankaragücü‘nün çok çalışmasına, aşırı koşmasına, Beşiktaş‘ın kalite yetersizliği ve beceriksizliği eklenince golsüz beraberlik geldi. Eski Beşiktaş olsa, o “yüksek kalite“ kadro olsa, Ankaragücü kusura bakmasın, bu maç çok farklı bir sonuçla biterdi.
Ankaragücü‘nde iki bek; Kitsiou ile Pinto son derece iyi oynadı. Diaby‘nin uzatma dakikalarında gelen pozisyonunda geç kalmasına rağmen, Kulusiç‘in “fırıncı küreği“ gibi uzayan ve gol vuruşunu karşılayan hamlesi tek kelime ile “mucize“nin adıydı. Elbette kaptan Sedat. Bir kaptan hakeme itirazdan, hem de oyundan çıkarken, ikinci sarıyı görür mü, takımını bir eksik bırakır mı, “gemiyi karaya oturtur mu“?.. Sedat 40‘a merdiven dayadı, alkışlanacak bir profesyonelliği var, ama geldi gidiyor bu yönünü hâlâ törpüleyemedi.
İlk yarıda, akıllarda Elneny‘nin kaleci Korcan‘ın yüzüyle buluşan tabanı kaldı. Elbette istem dışıydı, çok ağırdı, Korcan’ı Allah korudu, ucuz kurtuldu. Suratı bu darbe ile “çarşamba pazarı“na dönebilirdi. İstem dışı olsa bile bu pozisyon en azından VAR‘ı hak ediyordu.
Beşiktaş bundan önce üç deplasman oynadı. Sivas‘la başladı, kaybetti. Gaziantep‘e gitti kaybetti, Trabzon’a gitti, adeta teslim oldu. İlk deplasman puanını Ankaragücü karşısında aldı. Bu istatistik Beşiktaş‘ın doğasına aykırı. Bu sonuçlar Beşiktaş seyircisinin alışkanlıklarına aykırı. Uymaz; camiaya, seyirciye bunu kabul ettiremezsiniz. Ya düzeleceksiniz, ya düzeleceksiniz... Başka Beşiktaş yok...