Galatasaray transfer döneminde istediği takviyeleri alamadı, kadroyu yeteri kadar besleyemedi… Ama Galatasaray’da öyle bir “Bağışıklık sistemi” var ki, takviye alamasa bile kolay kolay tökezleme, çökme ihtimali yok…
Dünya pandemiden kırılırken, bütün ülkeler ve insanlar çok güçlü bir bağışıklık sisteminin peşine düşmüşken, Galatasaray’ın bu çok güçlü “Bağışıklık sistemi “ takviye yapsın ya da yapmasın, şampiyonluk için son haftaya kadar bu işi sürükler…
Üstelik Galatasaray’da az ama önemli takviyeler var… Mevcutların ortaya çıkışı var… Örneğin Falcao, geçen sezon olduğu gibi “sakat raporu” almazsa, bu ligin kralı olur… Eğer Trabzonspor’da kalacaksa Sörloth fırtınasına rağmen gene de ligin kralı olur…
Omar’ı beğendim… Hücum gücünde Mariao’dan eksiği yok, fazlası var gibi göründü… Üstelik savunması, Mariano’ya oranla çok daha güçlü…
Emre Kılınç’ı Macaristan maçında çok beğenmiştim… İlk maçında da çok akıllı bir gol attı… İki kenarda oynar, forvet arkası oynar, araya top atar, iyi şut çeker, eee her sezon 8-10 gol yapar, daha ne olsun…
Galatasaray için bir başka kazanç ön liberoda oynayan Taylan oldu… Çok dolaşıyor, çok çalışıyor… Luyindama’nın bu kadar aradan sonra dönmesi iyi ama henüz ağırlığını üstünden atabilmiş değil... Galatasaray’ın cılız rakip ataklarda bile arkasına top kaçırmasına dikkat etmesi gerekiyor… Savunma anlayışında sıkıntı olduğu çok açık...
Galatasaray aslında bir başka sıkıntıyı da kendi içinde yaratıyor… Artık şu Feghouli ile Belhanda karşıtlığından kurtulmak lazım… Adamlar bu kontratları zorla yapmadılar, paraları kafanıza silah dayayıp almadılar… Bırakın da oynasınlar…
Galatasaray’da takım olarak dikkatimi çeken, kaybettiği her topu çok çabuk geri alması ve hızlı hücum girişimleri oldu… Nitekim kaptığı toplardan ve çabuk hücumlardan ikinci ve üçüncü golü attı…
Gaziantep, Süper Lig’in en fazla kan kaybeden takımlarından biri… İki uçurtması Kayode ile Twumasi’nin gözden kaybolmasından sonra hücum gücü sıfıra inmiş… Deli - dolu hocası Sumudica da hafta içinde “ayılabilirim, taliplerim var” falan gibi laflar edip, aslında kulüpte işlerin pek de iyi gitmediğinin işaret fişeğini yaktı…
Penaltı golünde hakem Bahattin Şimşek VAR’a gitmek için niye bu kadar bekledi… Ya da VAR niye bu kadar geç çağırdı… Neyse geç de olsa doğru bulundu… Pozisyon penaltıydı…Yok , omuzdan sekti geldi falan boşuna… Pozisyon penaltı...
İkinci yarıda Galatasaray’ın ilk yarıdaki göz kamaştıran parlaklığı, Gaziantepspor’un bariz savunma yanlışları yoktu… Galatasaray’ın hızlı hücumları da kesilince oyun az da olsa dengelenir gibi oldu… Bu yarının alkışı, Luyindama’nın yediği kolay çalıma, kaleci Fatih’in üstünden geçen topa dokunamayışına rağmen Andrea’nın ağlara yapışan füzesi içindi…
Düşünün, Galatasaray’da son çeyrekte üç oyuncu birden; Donk , Babel ve geçen yılın süper adamı Ömer Bayram oyuna girdi… Şu ana kadar kısır geçen transfere rağmen Galatasaray’da iyi ve kaliteli bir kadro, çok tecrübeli bir hoca ve mükemmel bir “Bağışıklık sistemi” var… Bu sistem sarsılmaz, ayakta kalır…
“Yazı bitti, Arda’dan ne haber” diyorsanız, Arda için iyi şeyler yazma adına bekleme hakkımı kullanıyorum...