Başakşehir’in hocası Abdullah Avcı maçtan önce canlı yayında “manifesto“ gibi bir açıklama yaptı... Bütün nezaketi, efendiliği ve olgunluğu ile... Hoca maalesef haklı... Türk futbolunda hak, hukuk, adalet, adil yarış, vicdan her geçen sezon elimizden, avucumuzdan biraz daha kayıp gidiyor... Futbolu yönetenler memnun ki, bir çare, bir alternatif üretmeden, bir arayışa girmeden, en ufak bir çaba harcamadan yerlerinde oturuyorlar... Yıllar, sezonlar birer birer gelip geçiyor, bütün bu olumsuzluklara rağmen futbolu yönetenler bir türlü değişmiyor...
Abdullah Hoca açıklamasında “Bütün bunlara rağmen inadına sahanın içinde, futbolun içinde kalacağım“ dedi... Ama sahadaki takımı özellikle maçın ilk yarısında futbolun içinde kalamadı, hatta futbola yaklaşamadı... Sonucun, Galatasaray maçına fazla da yansımayacak olmasından, Abdullah Avcı oturmaktan “pas“ tutan bir takım çıkarmıştı... Doğal olarak bu takım çalışmadı, pası üstünden atamadı, futbola yaklaşamadı... Üstelik karşısında yense de, yenilse de “güçlü oyunu“ bırakmayan Ankaragücü vardı... Nitekim ilk yarıda skor tabelasında Ankaragücü‘nün imzası vardı...
Ama ikinci yarının başlangıcı ile birlikte gelen beraberlik golü, Emre’nin oyuna girişi, yedeklerin üstlerindeki pası atışları, Visca’nın biraz daha hareketlenmesi Başakşehir takımını bir anda futbolun içine soktu... Özellikle Emre oyuna girdikten ve sakatlanıp çıkana kadar neler yaptı öyle... Bir stoper gibi savunmasından top çıkardı, ikinci golde adeta “son nefeste“ topu Visca’ya kazandırarak takımının öne geçmesini sağlayan adam oldu... Başakşehir yatıp kalkıp dua etsin, bu Emre Galatasaray maçında oynasın... Emre’li Başakşehir ile Emre’siz Başakşehir gece ile gündüz kadar farklı...
Başakşehir için bu maçtaki en büyük değişiklik bıktırıcı pas oyunundan vazgeçmesi, yürüme temposundaki hücuma çıkışına ciddi anlamda hız kazandırmasıydı... Başakşehir yanlışlarıyla inat etmeyip, bu bıktırıcı pas oyununu bırakarak hızlı hücumu düşünseydi, bu kadar puan kaybetmez, belki de bu hafta Galatasaray maçına 3-5 puan önde gidiyor olabilirdi...
Galatasaray maçı için meraktayım... Başakşehir her maçta gol yemeyi alışkanlık haline getiren ve Epureanu sonrası bir türlü kendini bulamayan savunması ile Aslantepe’den nasıl çıkacak... Eğer bunu başarabilirse son yılların en çarpıcı süprizine imza atmış olur...