Şansal Büyüka

Şansal Büyüka

sansal.buyuka@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Milli maçlarda “savaştan çıkmış” gibi yıpranan, yorulan, hırpalanan oyuncular... Dönüş yolunda uçakta geçen binlerce kilometre ve çok uzun saatler... Bir haftalık “milli arada” sakatlar ordusuna dönen bir takım... Bazıları tek antrenmanla, bazıları doktordan, bir bölümü adeta havalimanından gelip “ayağının tozu” ile sahaya çıkan oyuncular... Yakın geçmişte çok rastlanmış, çok yaşanmış bir durum değil bu...
Galatasaray buna rağmen, Başakşehir önünde belki de bu sezonun en iyi görüntüsünü vererek oyuna başladı... Öyle ki, rakip ceza alanı üstünde bile baskı yaptı... Başakşehir o kadar tecrübesine rağmen, çıkmakta ve oyun kurmakta zorlandı... Donk‘un takıma girişi, Ahmet Çalık‘ın güven tazeleyişi, Marcao’nun kendine gelişi, orta alanda Lemina ve Ömer Bayram‘ın sert markajı, Başakşehir‘in hücum yollarını adeta sıfırladı... Genç kaleci Okan, Crivelli‘nin üstüne gelen bir şutu dışında yere bile yatmadı...
Kaleci Okan‘ın dinlenmeyle geçirdiği dakikalarda Başakşehir kalecisi Mert Günok “fazla mesai” yaptı... Mert Günok, ilk yarıda Feghouli‘nin bir metreden gelen kafa vuruşuna o refleksi nasıl yaptı, inanılır gibi değil... Sonrasında Lemina, Adem Büyük katkısı ile tam köşeyi bulan topu direğin dibinden çıkardı, ikinci yarıda yeni bir Feghouli pozisyonunda, gene müthiş bir kurtarışla gole izin vermedi...
Galatasaray‘a “yerli aşı”nın iyi geldiği kesin... Ama işi bitirmekte, gol üretmekte sıkıntı büyük... Gerçi Mert Günok‘un gole izin vermediği çok net üç pozisyon var ama, tehlike bölgelerinde Babel‘in, Adem Büyük‘ün son derece etkisiz ve verimsiz kaldığı maçın her dakikasında görülüp hissedildi...
Başakşehir‘in çok iyi oynadığı bir maç değildi... Galatasaray baskısını ancak ikinci yarının ortalarına doğru kırabildiler... Orta sahada Mahmut, İrfan Can, Azubuike gibi isimler çok öne çıkamadılar... Attıkları golün dışında akılda kalan bir Crivelli şutu ile bir Caicara ortasında gene Crivelli‘nin yetişemediği bir atak vardı...
Ama futbol böyle birşey... Yenildikten sonra ne oynadığının, nasıl mücadele ettiğinin fazla bir önemi kalmıyor... Herkes gördü ki, Galatasaray‘ın daha etkili oynadığı, çok net üç pozisyonda kaleci Mert‘i geçemediği bir maçtı... Başakşehir bir pozisyon yakaladı, golü attı, üç puanı kaptı ve kaçtı... Tebrikler... Zaten iyi kadro... İyi oynamasa da gerçekten iyi kadro...
Galatasaray elbette kendi mabedinde 41 maç sonra kaybetmenin üzüntüsünü yaşıyor... Buna rağmen enseyi karartmaya gerek yok... Bu sezon zirve yarışının “düşe - kalka” devam ettiği bir ortamda, kalan 22 haftada bu puan farkına kapatma şansı ve fırsatı var... Ama Brugge maçı öyle değil... Ya devam, ya tamam maçı... Galatasaray‘ın, bizim, hepimizin bir Brugge galibiyetine ve Avrupa’da devam etmeye müthiş ihtiyacımız var... Haydi Cim - Bom... Şimdiye kadar çok yaptın, gene yaparsın..