FutbolŞansal Büyüka yazdı: İstanbul'a erken uyarı

Şansal Büyüka yazdı: İstanbul'a erken uyarı

31.05.2022 - 07:00 | Son Güncellenme:

Spor Toto 1. Lig'de play-off heyecanı kısa bir süre içerisinde sona erecek ve Süper Lig'e yükselen üçüncü takım netlik kazanacak. Milliyet Gazetesi'nin duayen yazarlarından Şansal Büyüka, Galatasaray ve Fenerbahçe'nin gündemi ile 1. Lig'deki yarışı 'Dobra Dobra'da kaleme aldı.

Şansal Büyüka yazdı: İstanbula erken uyarı

Süper Lig'de 2022-2023 sezonunda mücadele edecek son takım perşembe günü belli olacak. Fenerbahçe ve Galatasaray'ın son durumu ile Spor Toto 1. Lig'deki yarışı Milliyet Gazetesi yazarlarından Şansal Büyüka kaleme aldı.

Haberin Devamı

Duayen isim 'Dobra Dobra'daki yazısında şu ifadelere yer verdi:

2022-23 sezonunda Süper Lig’de, 7 garanti, belki de tam 8 İstanbul takımı olacak. Eğer çok iyi kadrolar kuramazlarsa, sezon sonu küme düşecek 4 takımın arasında birden fazla İstanbullu olabilir.

Türkiye Süper Ligi, hızla İstanbul Süper Ligi’ne doğru gidiyor. Önümüzdeki sezon, yani 2022-23 sezonunda 19 takımlı Türkiye Süper Ligi’nde, 7 garanti, belki de tam 8 İstanbul takımı olacak. Bir takım haftayı boş geçerken, ligde her hafta oynanacak 9 maçın 7 veya 8’inde İstanbul takımları olacak.
İstanbul’da üç büyükler; Galatasaray, Fenerbahçe, Beşiktaş var. Başakşehir sağlam temelleriyle bu ligde “kalıcı” bir yer edindi. Hatta her sezon şampiyonluğu, Avrupa’yı kovalar oldu.
Diğerleri; Karagümrük ve Kasımpaşa şimdilik “idare” ediyorlar. Hatta Karagümrük, lige geleli iki yıl oldu, bu iki yılı sıkıntı çekmeden geride bıraktı.
Ümraniyespor direkt Süper Lig’e geldi. Play-off finalini Bandırmaspor-İstanbulspor oynayacak. Bu finalden İstanbulspor gelirse, Süper Lig’deki İstanbullu sayısı 8‘e çıkacak.
Buyurun size 19 takımlı ligde 8 İstanbul takımı... Bu tablo, Üç Büyükler’in işine çok gelir. Daha az deplasmana çıkacaklar, daha fazla İstanbul’da kalacaklar. Hatta Başakşehir için de öyle...
Ancak diğer İstanbul takımları büyük dezavantaj yaşayacak. İç saha avantajını büyük ölçüde kaybedecekler. Üç Büyükler ve Başakşehir dışında “iç saha” diye gene kendi kentlerinin takımları ile oynayacaklar.
Yol yakınken söyleyelim; 19 takımlı Süper Lig’de bu sezon gene dört takım düşecek. Futbol öngörülere sığan bir oyun değil ama, bazı işaretler verdiği kesin... Eğer çok iyi kadrolar kuramazlarsa, sezon sonu küme düşecek 4 takımın arasında birden fazla, hatta çok daha fazla İstanbullu olabilir.

Haberin Devamı

Dikkat edin!

Galatasaray’ın üç santrforu var, adam gibi bir santrforu yok.Beşiktaş, kaçırdığı gollerle kral olan Batshuayi’yi bırakıyor.
Fenerbahçe’de Serdar Dursun’a rağmen çok önemli bir golcüye ihtiyaç var …
Herkes; Trabzon’da harikalar yaratan, son iki yılda Avrupa’da ıskalayan Sörloth’un peşinde...
Dikkat edin; Sörloth ıskalarıyla dönerse paralarınıza ve umutlarınıza yazık olur.

Haberin Devamı

İkisi uyar biri uymaz

Fenerbahçe’nin, Antalya’nın üç genç oyuncusu Bünyamin, Doğukan ve Gökdeniz’i istediğini okudum. Transfer bu, haberin doğruluğunu bilemem.
Ancak günümüzün futbolu, “Hızlı... Hızlı... daha hızlı” oynanıyor. Fenerbahçe’nin ve her takımın yapacakları transferlerde bu olmazsa olmaz koşula çok özen göstermeleri gerekiyor.
Lafı bağlayayım: Fenerbahçe’nin istediği üç Antalyalı’dan ikisinin hızı, Fenerbahçe’ye ve günümüzün futboluna uyar, biri uymaz... Onu da bu transfere niyetlenenlerin bilmesi lazım...

Geldi de ne verdi?

Sözcü internet sitesinde okudum. Mesut Özil, Başkan Ali Koç‘a kırgınmış. Peki Başkan Ali Koç ile Fenerbahçe camiası Mesut Özil’e kırgın değil mi? Geldi de ne verdi? Mesut Özil’in ne kadarını Fenerbahçe’ye getirdi?

Sivas’a sevindim, Kayseri’ye üzüldüm

- Türkiye Kupası’nı kazanan Sivasspor için sevindim. Sivas, bu ülkenin en iyi yönetilen, gelirine giderine özen gösteren, futbolcuya sözünü yerine getiren örnek kulüplerinden biri, belki de birincisi... Bu kupa, müzelerine ve Türk antrenörlüğünün yiğit adamı Rıza Çalımbay’a çok yakıştı.

Haberin Devamı

- Türkiye Kupası’nı finalde kaybeden Kayserispor ve hocası Hikmet Karaman için üzüldüm. Finale gelene kadar Fenerbahçe’yi, Beşiktaş’ı, Trabzonspor’u eleyen takımdan finali de alması beklenirdi. Ama el mi yaman, bey mi yaman belli olmuyor.

G.Saray'da seçim bıçak sırtı

Galatasaray’da seçimin tam göbeğinde bulunan, geçmiş yönetimlerde şimdiye kadar çok önemli görevler almış olan değerli bir dostum aradı: “Medya dahil, Dursun Başkan için seçimi çantada keklik görüyorlar, bu doğru değil... Seçimden bıçak sırtı bir sonuç çıkar” dedi.
Açıkçası bu öngörüyü beklemiyordum. Ama söyleyen; işi bilen, yaşanmışlıklardan önemli tecrübesi olan bir isim... Bu görüşü hafife alamam, yazdım.

35 sayı fark unutulmaz

Galatasaray basketbol takımının bu sezon küçük bir bütçeyle ne kadar büyük işler yaptığını görüyoruz. Eşleşme ne olur, finale doğru kim yürür bilemem ama son iki yılın Avrupa Şampiyonu Anadolu Efes’e 35 fark atan takımı ben bugüne kadar hatırlamıyorum. Avrupa’nın en iddialı takımları da buna dahil... Galatasaray basketbol takımı ilk maçta Efes’e bu farkı attı. Efes’i elerlerse zaten olay olur, elenirlerse Efes’e attıkları 35 sayı fark hep hatırlanırlar.

Haberin Devamı

Böbrek taşı olan Bodrum’a gelsin!

- Böbrek taşı düşürmek isteyenlere bir önerim var. Gelin Bodrum’a, Yalıkavak’ta arabayla cadde ve sokaklarda üç gün dolaşın. Yolların bozukluğundan ve sarsıntıdan üç günde bütün böbrek taşlarınızı düşürür, sağlıklı biçimde geldiğiniz yere dönersiniz.
- Yalıkavak’ta Plaj Caddesi var. Bütün orta ölçekli otel ve motellerin bulunduğu, turistin çok olduğu, yerleşik vatandaşların yürüyüş yolu olarak seçtiği, deniz kenarı dünya harikası bir yol... Geceleri zifiri karanlık... Abartısız, dikkatsiz tek adım atamazsınız. Arıza var sandım, sordum, soruşturdum, sokak lambaları kıştan beri yanmıyormuş. Esnafın söylediği, “Haziran gelsin öyle yanacak” diyorlarmış.

Farkında mısınız?

Türkiye Futbol Federasyonu’nda seçim, bir yıl için ama kulüpler adına yaşamsal önem taşıyor. Bu kritik eşikte, kulüplerin, “son çıkış”ta olduklarının farkındalar mı emin değilim. Aksi bir durum onları “çıkmaz sokağa” götürür.

Türkiye Futbol Federasyonu seçimi kapıda... Seçim bir yıl için ama kulüpler adına yaşamsal önem taşıyor. Kulüpler buna rağmen “son çıkış”ta olduklarının farkında mı, çok emin değilim.Bu kritik eşikte kulüplere, başkanlara, TFF delegasyonuna sormak isterim;
- Özgür iradenizle, analitik araştırmalar sonrası TFF başkanlığı için gerçekten inandığınız, futbola katkı sağlayacağından kuşku duymadığınız bir aday belirleme şansınız var mı, yoksa çoğu seçimde olduğu gibi kulislere mi teslim olacaksınız?
- TFF Yönetim Kurulu’nda dört büyük kulüpten birer başkan vekili gibi, futbola hiçbir yararı olmayan “ucube sistem”e gene devam mı edeceksiniz?
-  TFF Yönetim Kurulu oluşurken, fikri hür, vicdanı hür, hangi kulübe aidiyet duygusu ile bağlı olursa olsun, görevi boyunca tarafsız kalma erdemini gösterebilecek yöneticiler bulacak mısınız?
- TFF Yönetim Kurulu’nda, çok tecrübeli, güvenilir eski bir hakem, birden fazla futbol adamı, bir ekonomist, bir planlamacı, organizasyon başarısına sahip, bunu kanıtlamış, futbolda uzmanlaşmış insanlar olacak mı?
- TFF Yönetim Kurulu, şimdi olduğu gibi, geçmiş  yıllarda olduğu gibi gene futbol dünyasının içinden gelmeyen, siyasi kimliği olan, bölgecilik yapmaktan ve taraflı kalmaktan kurtulamayan insanlardan mı oluşacak?
- TFF Yönetim Kurulu oluşurken, coğrafi olarak bir bölgenin ağırlıklı olarak temsil edilmesi yerine, Türkiye’nin her bölgesini kucaklayacak bir denge sağlanabilecek mi?
Bunları yapamayacaksanız, geçmiş olsun, seçim boşuna... Sizler “son çıkış”a değil, “çıkmaz sokağa” giriyorsunuz, haberiniz olsun.

Futbola toptan temizlik gerekiyor

Futbolda UEFA Uluslar Ligi maçları başlıyor. C Ligi grup 1‘deyiz. Allah aşkına rakiplerimize bakın; Faroe Adaları, Litvanya, Lüksemburg... Bir dönemler kimlerle oynardık, şimdi kimlerle oynuyoruz. Üstelik bu rakipleri yenebileceğimizin de garantisi yok. Türk sporu şaha kalkmış, her alanda dünya birinciliklerini, altın madalyalar kazanıyor, futbolumuz çakılmış yerlerde sürünüyor. O asaleti yaratan da Türk insanı, bu rezaleti yaşatan da Türk insanı... Futbolda hiç ayırım yapmadan toptan temizlik gerekiyor.

Kötü olan şu...

Türkiye Futbol Federasyonu’nun, futbolu iyi yönetmediği konusunda toplumda yaygın bir görüş var. Bu görüşe katılıyorum ama hafif buluyorum. Türk futbolu iyi yönetilmiyor değil, “iyi niyetle” yönetilmiyor. Kötü ve tehlikeli olan bu...

Ölme eşeğim ölme!

Lig erken başlayacak, Avrupa elemeleri erken başlayacak, kulüpler sezonu erken açacak. Transfer kapıda ama henüz ortada Süper Lig’in yayıncısı yok. Unutulmasın, kulüpler her sezonun yayın bedelinin % 25’ini haziran ayında alıyor ve bu parayla transfere başlıyorlardı. Şimdi yeni sezon öncesinde henüz yayıncı yok, anladığım kadarıyla genel kuruldan önce yayın işini çözmeye niyetli bir TFF yok. Ortada kulüplerin transfere başlamaları için yayından gelecek % 25’lik peşin para yok.
Seçim olacak, TFF belirlenecek, sonra TFF yayıncıyı seçecek, yayıncı % 25 peşin parayı ödemek için süre isteyecek. En erken temmuz başı...
Kusuruma bakmayın, biraz kaba ama; Anadolu’da çok kullanılan bir tabir vardır: Ölme eşeğim ölme, yaz gelince yonca vereceğim. Yayın işi buna benzedi. Kulüpler can çekişiyor, “Hadi çabuk davranalım” diyen bir Allah’ın kulu yok.

Kuntz’un performansı nasıl acaba?

Milli takım hocası Stefan Kuntz, aday karo ile ilgili eleştirilere cevap verirken, “Kadro tercihinde benim için tek önemli kriter, performans” dedi. Aslında söylediği son derece doğru ve önemli... Ancak söz konusu performanssa, buna Kuntz‘u da katmamız gerekiyor. Kendi performansını nasıl görüyor acaba?

Milliyet

Trabzonspor'dan harika animasyon