17.01.2023 - 07:00 | Son Güncellenme:
Süper Lig'de 19. hafta geride kaldı. Lider Galatasaray yoluna kayıpsız devam ederken Trabzonspor, Fenerbahçe ve Beşiktaş da haftayı galibiyetle kapattı. Milliyet Gazetesi yazarlarından Şansal Büyüka, 'Dobra Dobra' köşesinde Spor Toto Süper Lig'de geride kalan haftanın maçlarını değerlendirdi.
Dikkat çeken yorumlarda bulunan Şansal Büyüka, Fenerbahçe'nin genç yeteneği Arda Güler'e de değindi.
ŞANSAL BÜYÜKA İLE DOBRA DOBRA
Oyunu değil kalitesi
Galatasaray, 19 maçlık seride çok mu iyi oynadı? Hayır... Özellikle ilk haftalarda çok sıkıntı çekti. Ancak sıkıntı çektiği her maçta bir kalite ortaya çıktı. Galatasaray’ı oyunu değil, kalitesi lider yaptı.
Galatasaray ilk yarıyı en yakın rakibi Fenerbahçe’nin 4 puan önünde bitirdi. Galatasaray, 19 maçlık seride çok mu iyi oynadı? Hayır... Özellikle ilk haftalarda çok sıkıntı çekti. Ancak sıkıntı çektiği her maçta bir kalite ortaya çıktı. Çoğu zaman kaleci Muslera, özellikle son dakikaların ve kritik gollerin sahibi Gomis, son maçlarda kendini bulan Mertens, Olivera ve oynadığı maçlarda Icardi, tartışılmaz kaliteleri ile Galatasaray’ı liderliğe taşıdılar. Galatasaray ‘ın 4 puanlık üstünlük ile yakaladığı liderlik, aslında kalitenin sonucuydu.
Digital dünyada dolaşırken, Sport Digital isimli kanalda “Sadece Fenerbahçe” adlı bir programda iki yorumcu dinledim. Fenerbahçeli iki yorumcu... Bu iki yorumcudan Murat Zorlu’nun programda söylediklerini, noktasına, virgülüne dokunmadan aktarıyorum. Kalite farkının bu kadar güzel anlatıldığını, hiçbir televizyon programında dinlemedim.
“Galatasaray’ın bu sezon transfer ettiği futbolcuların nereden geldiğine bakalım. Torreira: Fiorentina... Olivera: Roma… Icardi: PSG... Mertens: Lazio... Seferoviç: Benfica... Mata: Manchester United... Bizim (Murat Zorlu’nun ifadesi böyle): Batshuayi: Beşiktaş... Gustavo Henrique: Flamengo... Emre Mor: Karagümrük... Joshua King: Watford... Alioski: Al Ahli... Lincoln Henrique: Santa Clara... Çok daha büyük takımlardan gelmiş daha deneyimli ve kaliteli oyuncuları var Galatasaray’ın...”
Murat Zorlu’nun söyledikleri sonuna kadar doğru... Galatasaray’ın, en yakın rakibi Fenerbahçe’yi 4 puan farkla geçip lider olması bundan daha iyi anlatılamaz. Galatasaray’ı oyunu değil, kalitesi lider yaptı.
Ethemi’ye alkış
Ümraniye-İstanbulspor maçında Ümraniye korner kullandı. Top, ceza alanı önünde İstanbulsporlu Ethemi’nin önünde kaldı. Ethemi en az 70 metre topu sürdü çelme yedi, düştü, kalktı, rakibi attırayım diye yerde kıvranmadı. Bu düşüp kalkmaya rağmen gene yakalanmadı. Rakip ceza alanına geldiğinde solundan deparla gelen Melih’e topu attı ve İstanbulspor’un ikinci golü geldi.
Ethemi, rakibini attırtmaya kalkmadı, sadece futbolun içinde kaldı, olağanüstü bir beceri ile takımına ikinci golü kazandırdı. Bu golde beceri var, hız var, kalite var, yardımlaşma var, etik var, dürüstlük var. Ethemi’yi becerisi ve futbola, rakibe saygısı nedeniyle ayakta alkışlıyorum.
Ertaç’ı pas geçmeyelim
Süper Lig’in ilk yarısı için en başarılı kaleci olarak Galatasaraylı Muslera’yı görüyorum. Ancak gözlerden ve vicdanlardan kaçmasın. Adana Demirspor kalecisi Ertaç, ilk yarı boyunca müthiş maçlar oynadı. Pas geçmeyelim, hakkını teslim edelim...
Güvence Şenol Güneş
Beşiktaş takımında iyi bir kadro var. Weghorst gitmesine rağmen iyi bir kadro var. Ancak şunu söylemeliyim; Beşiktaş takımı şampiyonluğu kovalarken, takımdan daha çok Teknik Direktör Şenol Güneş’e güveniyorum. Şenol Hoca, yıllardır biliriz ki, mevcut futbolcuyu olduğu noktadan daha ileri taşımayı, parlatmayı son derece iyi bilir. Beşiktaş’ta da bunu yapmaya başladı.
Süper Lig’de haftalar ilerledikçe, Beşiktaş’ta Şenol Güneş etkisini ve katkısını çok daha fazla göreceğiz. Hele Ghezzal düzelir, Aboubakar gelirse, Beşiktaş bu yarışta çok iddialı duruma gelir.
Eyvah-Allah
Beşiktaş ilk dakikada golü yedi “Eyvah” dedi. Beşiktaş son dakikada golü attı “Allah” dedi.
F.Bahçe niye bu kadar kötü?
- Batshuayi “berbat” görüntüye rağmen bu kadar oyunda tutulur mu?
- Arda Güler bu kadar geç oyuna sokulur mu?
- Her kornerde rakibe kafa vurdurulur mu?
- Bu Szalai‘ye ne oldu? Dökülüyor.
- Fenerbahçe’nin orta kenar oyuncuları kim?
- Ferdi’nin önünde kim oynuyor?
- Alioski’nin önünde kim var?
- İki kenar adamı varsa beklere yardım ediyorlar mı?
- Hücumda kenardan orta yapıyorlar mı?
- Rakibe bu kadar fazla pozisyon verilir mi?
- Golcüler attıklarından fazlasını niye kaçırıyorlar?
- Sezon başındaki “Güçlü oyun”a ne oldu?
- Galibiyet olağanüstü önemli... Buna rağmen Fenerbahçe niye bu kadar kötü?
İşçisin sen işçi kal
Fenerbahçe’de Crespo’nun hayranlık yaratan bir çalışkanlığı ve iyi niyeti var. Adeta takımın hamalı... Maç boyu ağır bir yük taşıyor. Ancak bu Crespo’ya son iki-üç maçta bir haller oldu. Kazandığı her topta çalım atmaya kalkıyor, kalabalıkların arasına dalıyor ve çoğu topu ezip kaybediyor. Bizim bildiğimiz Crespo bu değil... Bırak ince işi Crespo... Sana uymuyor. Rahmetli Cem Karaca’nın şarkısı gibi “işçisin sen, işçi kal”...
Boşuna söylemiyoruz
Gaziantep’in hocası Erol Bulut, kendisinin 1.5 yıldır, futbolcuların 2-3 aydır maaş alamadığını açıkladı. Sanmayın ki bu dert, bu parasızlık sadece Gaziantep’te var. Türkiye’de çoğu Süper Lig kulübü bu sıkıntıyı yaşıyor. “Kulüpler battı” diye boşuna söylemiyoruz.
Arda ya oynar ya da oynar
17’lik Arda Güler, bu yaşa rağmen, abartısız lider oyuncu... Sanki küçük Alex... Ve bu Arda Güler, Fenerbahçe takımında oynamıyor, oynatılmıyor. En hafif ifade ile söyleyeyim: Arda Güler’i oturtmak, “ağır futbol kusuru” dur.
Fenerbahçe’nin hocası Jorge Jesus‘un göz kamaştıran kalitesine saygılar, sevgiler... Bunu her fırsatta yazıp söylüyoruz. Ancak bu kariyer nedeniyle Jorge Jesus “dokunulmaz” değil...
Fenerbahçe takımında bu kadar sıradan oyuncu varken, takımın tek kaliteli adamı Arda Güler’in çok uzun haftalardır kenarda oturması, Gaziantep maçında sadece sınırlı dakikalar kala oyuna sokulması asla kabul edilemez.
O sınırlı dakikalarda bile gördük ki, 17’lik Arda Güler, sadece kendisi oynamıyor, takımı da oynatıyor. Veriyor, alıyor, el işaretleriyle takım arkadaşlarını uyararak oyunu yönetmeye çalışıyor. Bu yaşa rağmen, abartısız lider oyuncu... Sanki küçük Alex... Ve bu Arda Güler, Fenerbahçe takımında oynamıyor, oynatılmıyor.
Jorge Jesus‘un yerinde olsam, bırakın Arda Güler‘i oturtmayı, ilk on biri yazarken, ilk isim olarak Arda Güler‘i yazarım. Takımın gerisi arkadan gelsin.
En hafif ifade ile söyleyeyim: Arda Güler’i oturtmak, “ağır futbol kusuru” dur. Jorge Jesus da şaşılacak biçimde bu kusuru işlemekte inat ediyor. Arda Güler ya oynar ya da oynar...
Filiz dua etsin...
Gaziantep- Fenerbahçe maçının hakemi Mustafa Kürşad Filiz’in Gaziantep’in beraberlik golünden önce verdiği faulün, dünya futbol tarihinde faulle asla ilgisi olamaz. Ferdi yattı, rakibinin önünden topu çekerken, rakibinin kılına bile dokunmadı. Hakem faul verdi. O faul atışı gitti, döndü, Gaziantep’in beraberlik golü oldu. Filiz yatıp kalkıp dua etsin, Fenerbahçe bu maçı kazandı. Aksi bir sonuç olsaydı, Fenerbahçe açıklamalarıyla Mustafa Kürşad Filiz’e yapmadığını bırakmazdı.
45 dakikalık kabus
Son şampiyon Trabzonspor için “kötü bir senaryo” yazın dense, en yetenekli bir senarist bile bu kadarını yazamazdı.
Trabzonspor ligin ilk yarısı biterken, ortaya koyduğu futbolla geçen sezonun gölgesi bile olamadı. Açıkçası büyük şanssızlıklar da yaşadı. Uzun süreli sakatlıklar, kadrodan beklenmedik ayrılıklar, kaleci Uğurcan’ın her maçta yarattığı mucizelere ara vermesi Trabzonspor’u çok etkiledi. Son Başakşehir maçına baktım, ilk yarıdaki Trabzonspor için “işte bu” dedim. Ancak ikinci yarıya baktım, “kabus geri döndü” dedim. Trabzonspor iddialı olmak istiyorsa, Başakşehir maçının ilk yarısındaki futbolu yakalamak zorunda...
Nwakaeme, ruhu da yanında götürdü!
Trabzonspor’un 19 haftalık ilk yarı sonunda attığı gol 26, yediği gol 25... Gol averajı sadece +1... Çok açık ortada... Trabzonspor attığı gollerde beklentinin çok altında kaldı, yediği gollerde beklentinin çok üstüne çıktı.
Son üç sezondur Sörloth gibi, Cornelius gibi uzun santrforlarla oynayan ve büyük verim alan Trabzonspor, bu iki oyuncunun gidişinin ardından Maxi Gomez gibi daha kısa bir santrfora dönüşün sıkıntısını mı yaşıyor acaba?
Bir de, hep yazdım. Halen Nwakaeme’nin etkisi, hatta ruhu aranıyor. Sanki Nwakaeme’nin sadece kendisi gitmedi. Giderken takımın gücünü ve ruhunu da götürdü.
Süper Lig’den portreler
İstanbulspor: İkinci yarı yeni bir başlangıç olabilir mi?
Hatayspor: Böyle komik goller yerse geçmiş olsun.
Sivas: Bu güçsüz oyun “gitti gidiyor”a aday yapmasın.
Karagümrük: Futbol keyfi bu adreste...
Konyaspor: Ey galibiyet, neredeysen çık ortaya...
Ankaragücü: İyi futbolu, az puanı var.
Kayseri: Para yok, pul yok, futbol var...
Antalya: İyi hoca, iyi kadro , kötü futbol...
Alanya: Bahar havası gibi... Bir açıyor, bir kapıyor...
Gaziantep: Ah şu parasızlığın gözü kör olsun.
Göze batanlar
Ertuğrul (Gaziantep): Önce büyük hata, sonra büyük dokunuşlar...
Eze ( İstanbulspor ): Takımın hücum gücünü ikiye katladı.
Mert Günok (Beşiktaş): Takımı önce yaktı, sonra kurtardı.
Volkan (Başakşehir): Milli kaleciye yakışmayan gol...
Josef (Beşiktaş): Son dakika golü, umarım kırık kalbini düzeltir.
Rossi (Fenerbahçe): Uzatma golünün bir numaralı kahramanı...
Crespo (Fenerbahçe): Bu kadar çalım illetine ne zaman tutuldun?
Erce (Hatay): Karşıladığı her topu rakibin önüne tokatladı.
Icardi (Galatasaray): Gol atmadı ama hücumun orkestra şefiydi.
Kemen (Kayseri): Süper oyun ve iki önemli gol...
Gradel (Sivas): Kendine mi oynuyor, takıma mı?
Süper Lig ilk yarı Altın karması
Muslera, Sacha Boey, Nelsson, Ndayishimiye, Ferdi, Hadziahmetoviç, Belhanda, Oliviera, Borini, Bakasetas, Valencia.