27.10.2021 - 07:00 | Son Güncellenme:
ŞANSAL BÜYÜKA İLE DOBRA DOBRA
Bizler baltalar belimizde, megafon elimizde, “Bu sarı kart olur mu? Penaltıyı niye vermedin? Kahrolsun MHK, istemezük TFF” tartışmalarını yaparken, önemli kulüplerin “fizikçileri-matematikçileri-bilgisayarcıları-veri uzmanları” Londra’da bir araya geldiler ve “Futbol daha fazla nasıl gelişir?”i tartıştılar.
Hürriyet’ten Koray Durkal’ın haberine göre, bu bilimsel toplantıda Liverpool Kulübü’nün Araştırma Ofisi Teorik Fizikçisi İan Graham, Şampiyonlar Ligi’nde futbolcular, ligdeki performanslarını % 2-3 arttırmaları halinde, kulübün kasasına ekstra 60 milyon euro gireceğini, bunun üstünde çalıştıklarını söyledi.
Bugün gencecik takımıyla Şampiyonlar Ligi’nde fırtına gibi esen Ajax’ın Spor Bilim ve Veri Analizi Departman Başkanı Vosse de Boode’ın söyledikleri ise inanılmaz;
“2018 yılında, ligdeki pas ritmimizi gösteren 10 dakikalık bir video hazırlatıp oyunculara izlettik. Aynı videoyu daha sonra % 10 hızlandırdık. Bu Şampiyonlar Ligi ile aramızdaki mesafeydi.”
İşte bu Ajax, o çalışmanın, o % 10 hızlanmanın eseri olan Ajax...
Matematikçiler, fizikçiler, veri uzmanları, bilgisayarcılar... Bizde hangisi var? Bizde TFF’nin futbolun gelişimi ile ilgili radikal bir seminerini, Antrenörler Derneği’nin bir gelişim çalışmasını gördünüz mü?
Biz; daha iyi olmak, daha çabuk oynamak, başarıyı yakalamak için transferden başka bir çare biliyor muyuz?
Millet, bir saniye hızlı olabilmek, % 10 daha fark yaratabilmek adına yapmadığı çalışmayı, araştırmayı bırakmıyor. Bizde penaltının, hakemin, kırmızı kartın, VAR’ın, kavganın, polemiğin dışına çıkan bir futbol dünyası yok.
“Hızlı... Hızlı... Daha hızlı” diyoruz, kendimiz söylüyoruz, kendimiz dinliyoruz. Sonra, doğal olarak ne ekersek onu biçiyoruz.
Adamlar neler konuşuyor, biz neler konuşuyoruz...
Kimse kusura bakmasın; Futbol cahiliyiz.
O zaman; Eller aya, biz yaya...
Adamlar uçuyor biz duruyoruz
Sporting’in hocası Ruben Amorim, Beşiktaş maçıyla ilgili, “İki pasta rakibin hücum alanına girmeye çalıştık” dedi.
Bizim takımlar 20 pas yapıp yerlerinde sayıyorlar...
İki pasta rakip hücum alanına girince 4 gol atıyorsun, 5 gol kaçırıyorsun...
Aramızdaki fark bu: Adamlar uçuyor, biz yerimizde sayıyoruz.
Paraya mı yanarsın, yitirilen umutlara mı?
Fenerbahçe’de Ali Koç Yönetimi, geldiği günden beri en ağır transfer harcamasını geçen sezonun ara transferinde Mesut Özil ve İrfan Can için yaptı.
Mesut Özil; futbolu bilenlerin beklediği gibi, futbolun çok uzağında... Açık konuşalım, günümüzün atletik futbolunda oynamaz. “Niye oynadı, niye oynamadı, niye çıktı, niye çıkmadı?” diye hoca için sorun olmaya devam eder.
İrfan Can, ülkenin en yetenekli bir-iki adamından biri... Gene futbolu analitik izleyenler iyi bilir ki, İrfan Can’ın asla istikrarı olmamıştır. İki maç oynar, beş maç yatar. Fenerbahçe’deki görüntüsü de şimdilik bu...
Giden paraya mı yanarsın, darbe yiyen umutlara mı?
Çapları bu kadar!
Fenerbahçeli taraftarlar maç sonrası futbolcuları çağırıp, “Formaları çıkartın, s.... gidin” diye bağırmışlar. Bunu doğru bulmam. Hem üslup hem de içerik olarak... Fenerbahçeli futbolcular ellerinden geleni yaptılar ama beceremediler. Çapları bu kadar... Çoğu, Fenerbahçe kalitesinin bayağı altında... Uğraştılar, canlarını dişlerine taktılar olmadı.
İyi niyet yetmiyor. Ön alanda çok ciddi anlamda beceri, yetenek, yaratıcılık konusunda sıkıntı çekiyorlar. O zaman gol atamıyorlar, maç alamıyorlar. Suçlu arıyorsanız, yanlış adrestesiniz. Aradığınız adreste futbolcular yok.
Yanlış değil mi?
Victor Pereira’ya sormak lazım;
- Ligin en fazla orta yaptığın maçını oynadın, hava toplarındaki en iyi adamın Valencia’yı 70 dakika kenarda tuttun. Yanlış değil mi?
- Mutlaka gole ihtiyacın varken, hücuma yönelik Rossi’yi çıkarttın, savunmacı Crespo’yu soktun... Yanlış değil mi?
- Nazım Sangare etkili ataklar yapıyordu, niye çıkarttın? Yanlış değil mi?
- Bir futbolcu değişikliği için saha içinde üç futbolcunun yerini değiştirdin, Gustavo’yu stopere çektin. Yanlış değil mi?
- Yoğun baskıya rağmen, yakaladıklarını yetersizlikten, beceriksizliklerden kaçırdın, buna “şanssızlık” dedin... Yanlış değil mi?
Herkesi suçladınız...
Geldiğiniz günden beri;
- TFF’yi suçladınız...
- MHK’yi suçladınız...
- Hakemleri suçladınız...
- Medyayı suçladınız...
- Yayıncıyı suçladınız...
- Bir defa, bir defa olsun bir de kendinizi suçlayın.
- Belki yanlışlarınızı görür, düzeltirsiniz...
Bu gençlerle bu kadar!
Galatasaray, transfer ayında radikal bir gençleşmeye giderken, çok büyük bir yanlış yaptı. Takımı orta alanda usta bir oyuncudan mahrum bıraktı.
Oysa Galatasaray’ın her şampiyonluk yılında orta alanda bir ya da birden fazla ustası oldu. Dümene geçen, rotayı belirleyen, gemiyi sakin sulara çeken bir lider oyuncuya...
Şimdi yok. O lider oyuncu asla Cicaldau değil, Morutan değil... Taylan, Berkan hiç değil... Bu kadar olurlar, bundan fazlası olmazlar.
Galatasaray zaten transfere doymuyor. Devre arası için şimdiden bir, hatta birden fazla usta, lider oyuncu bulmaya çalışsınlar. Bu gençlerle bu kadar olur. Bu gemi, bu gençlerle limana varamaz.
Beşiktaş’ın yıldızı bol
Beşiktaş çok mu iyi oynadı? Hayır... Beşiktaş çok mu pozisyon buldu? Hayır... Beşiktaş’ın yıldızları çok mu iyi oynadı? Hayır... Buna rağmen Beşiktaş kazandı.
Niye kazandı? Ustası fazla, tecrübesi fazla, golcüsü fazla... O kadar fazla yıldız oyuncu var ki, biri ya da birkaçı yatarsa, bir başkası ortaya çıkıyor.
İşte Galatasaray maçı... Pjanic yattı, Batshuayi yattı, Alex Teixeria yattı, bu defa Larin attı. Unutulmasın, büyük takımları yıldızlar parlatır. O yıldızlar da Beşiktaş’ta fazlasıyla var.
Akıl değişti Berkay değişti
Başakşehir 20 pas yapar, rakip ceza alanına giremezdi. Emre Belözoğlu yönetiminde çıktığı Antalya maçında 2 pasta 2 gol attı. İlk golde Edin Visca, rakip savunmanın arkasına uzun bir top attı, Berkay Özcan hareketlenip ceza alanı içinde o topla buluştu akıl dolu hareketlerle golü yaptı.
İkinci gol de aynı oldu... Bu defa savunmadan Youssouf Ndayishimiye, çok uzun bir topu attı. Berkay rakip ceza alanın arkasına sarktı, içeri girdi, ilk gole benzer bir gol daha attı.
Bu Berkay, Başakşehir formasını giydiği günden beri bırakın gol atmayı, rakip ceza alanına toplam iki defa bile girmemişti. Hoca değişti, akıl değişti, Başakşehir değişti, doğal olarak Berkay Özcan değişti.
Beşiktaş’a 4 atan Sporting’in hocası Amorim maçtan sonra, “İki pasta rakip ceza alanına girmeyi hesaplıyorduk” demişti. Aynısını Antalya karşısında Başakşehir yaptı. Hızlı hücum, iki pas, iki gol...
Emre Hoca’yı tebrik ederim; günün futbol gerçeklerini uygulamaya çalıştığı için...
Şimdiden Trabzonspor
Mevsimlerden Trabzonspor... Bu gidişle sezonun adı da Trabzonspor olacak gibi...
- İyi, kaliteli, tecrübeli kadro kurdular.
- Sağlam hocayı buldular.
- Yenilgiyi unuttular.
- Klasik rakipleriyle puan farkını açtılar.
- Erken denebilir ama sezon sonu şimdiden Trabzonspor’a göz kırpıyor.
İki kritik karar
Sivas-Adana Demirspor maçının hakemi Bahattin Şimşek çok konuşulur. Birçok kararı tartışılır. Ancak çok önemli iki kararı var:
1. Henrique’nin atılması... Sivaslı oyuncunun Tarık’a hamlesi, engellemesi yok denecek kadar azdı. En fazla faul olurdu, ikinci sarıdan kırmızı ağır oldu.
2. Uzatmanın uzatmasında VAR kararıyla gelen Adana Demirspor’un penaltı golü... Adanalı oyuncuya Goutas’ın bir ayak darbesi yok. Ama Ahmet Oğuz’un orantısız bir yüklenmesi var. VAR’a gerek kalmadan penaltı...
Özür ve tebrik
Hatayspor, yaz transferinde ağır darbeler yiyince, Süper Lig’e de çok kötü bir başlangıç yapınca, “Ne köy olur ne kasaba... Geçen yılı arar” demiştik. Hatayspor hepimizi yanılttı. Köy oldu, kasaba oldu, şehir oldu, Süper Lig’in en iddialı takımlarından biri oldu. Genç kuşak hoca Ömer Erdoğan’a önce “özür borcumuzu”, sonra tebrik ve takdirlerimizi gönderiyoruz.
Böyle şans golü olur mu?
Önceki haftanın gündeminde kaldı ama yazmalıyım. Sporting maçından sonra Sergen Hoca, Beşiktaş’ın yediği goller için “şans golleri” demişti. Buna şaşırdım.
Birinci gol ile ikinci gol bire bir aynı... Bir gol at, iki gol say o kadar aynı... Kornerin atıldığı köşe aynı... Korneri atan aynı... Ön direkte kafayla topu aşıran aynı... Golleri atan aynı...
Nasıl oluyor da bu iki gol “şans” golü oluyor.
Korkmaz... Çünkü Bülent’i var
- Kasımpaşa: Hiç kızma... Atamayana atarlar...
- Malatya: Şipşak Sumudica... İki maç altı puan...
- Altay: Oynuyor, kaçırıyor, kaybediyor.
- Rizespor: Son saniye galibiyetine bakmasın. Kötüler...
- Başakşehir: Frenden ayağını çekti, gaz pedalının paslarını siliyor.
- Karagümrük: Yenilse de yense de futbolla kol kola...
- Alanya: Korkmaz... Çünkü Bülent’i var.
Alkışlanan goller
- Berkay (Başakşehir)
- Berkay (Başakşehir / 2.gol)
- Cemali (Ç.Rizespor)
- Hadziahmetoviç (Konya)
- Gradel (Sivas)
- Pesiç (Karagümrük)
- Cicaldau (Galatasaray)