06.09.2012 - 09:19 | Son Güncellenme:
Futbol tarihi transfer şovlarına, dönen büyük paralara, atılan büyük imzalara çoktandır aşina. Real Madrid, Los Galacticos'un birinci döneminin temellerini atarken Zinedine Zidane, Ronaldo, Luis Figo, David Beckham gibi isimler için tonla para harcamıştı.
Rus ve kafkas coğrafyasının gücü, Roman Abramovich isimli zengin bir iş adamının ortaya çıkıp, İngiltere'de Chelsea kulübünü satı alması ile gün yüzüne çıkmaya başlamıştı. 2003 yılının haziran ayında Abramovich, Chelsea'yi 200 milyon avroya yakın bir rakamla satın aldıktan sonra takımın başına da Porto'da harikalar yataran Jose Mourinho'yu getirmiş ve kulüp, 50 yıllık sürenin ardından Premier Lig şampiyonluğunu kazanmıştı.
Rus ve Kafkas coğrafyasından gelen bu paranın gücünü önce Roman Abramovich ile birlikte görmeye başlayan futbol dünyası, Arap sermayedarlar ile beraber kulüpleri şaha kaldırmak için büyük paralar harcayan bu adamları hayretler içinde izlemeye devam ettiler.
Geçtiğimiz günlerde basının karşısına çıkan ve önemli açıklamalar yapacağını söyleyen Zenit teknik direktörü Luciano Spalletti, aslında insanlara söylediklerinden sonra pek ciddiye alınmamıştı. İtalyan hoca net bir şekilde takımının Porto'dan Hulk, Manchester United'dan Nani ve Barcelona'dan Ibrahim Afellay ile ilgilendiğini ifade etmişti. Hulk, milli takımda artık banko oynayan bir oyuncuydu ve Radamel Falcao ile beraber Avrupa transfer piyasasının en çok takip edilen forvet oyuncularından biriydi. İnsanlara göre elbette tercih edeceği kulüp Manchester City, Chelsea ya da Real Madrid olacaktı, Zenit değil. Ancak gerçek öyle olmadı. Bu oyuncu için Porto'ya 50 milyon avro ödemeyi kabul eden Zenit, Hulk'u da ikna edip formayı giymesini sağlamıştı. Üstüne de Beçlika futbolunun geleceğin yıldızlarından biri olarak gösterilen Axel Witsel de Zenit'e gelmişti. Sırf bu iki oyuncu için ödenen rakam 80 milyon avroyu geçti. Zenit kulübü, Nani için Manchester United'a teklif ettikleri 30 milyon avroluk teklifi de geri çektiklerini sonradan açıkladı.
Zenit'in değirmeninin suyu elbette Dick Advocaat'ın teknik direktörlüğünde 2008 yılında kazandıkları UEFA Kupası'ndan sonra artmadı. Evet, bu da büyük bir başarıydı ancak takımın ekonomik olarak bu denli zirveye yaklaşması ve sadece Hulk için 50 milyon avro ödemesinin arkasında yer alan isim, Rusya'nın ve dünyanın en büyük doğalgaz dağıtıcısı GAZPROM şirketinden başkası değil. 2011 yılında 513 milyar metreküp doğalgaz üretimi gerçekleştiren şirket, 44,6 milyar dolar kar etmeyi başardı. Şirket, daha çok Zenit takımına yatırım yapmasına rağmen Almanya'da Schalke 04'ün de forma reklamını almış durumda ve yakın gelecekte Almanya'da da büyük yatırımlar ve transferler yapması bekleniyor. Zenit takımı, gelirlerinin sadece %20'sini bilet satışları, televizyon gelirleri ve formasını üreten şirketten alıyor. GAZPROM şirketi, Zenit'in ekonomik olarak bu denli büyük olmasının arkasındaki tek etken.
Rusya'nın başkenti Moskova'nın üç büyük takımı; CSKA, Lokomotiv ve Spartak da bu petrol ve doğalgaz zenginliklerinden paylarını almayı başardılar. Kulüp tarihleri ve geçmişte yaşadıkları büyük başarılar, bu üç takımı sonradan başarılı olmaya başlayan Anji ve Zenit gibi takımlardan ayırıyor. Rusya'nın bir başka ekonimik devi olan Lukoil, Spartak Moskova'ya 2004 yılında yatırım yapmaya başladı.
Futbolu takip eden hemen herkes, Özbek takımı Bunyodkor'un adını biliyordur. Tabii ki bunda Rivaldo ve Zico gibi isimlerle zamanında çalışmalarının etkileri büyük oldu. 2008 yazında bir anda basına boma gibi düşen Bunyodkor, aynı yıl Barcelona'dan ayrılması gündeme gelen Samuel Eto'o'yu transfer etmek istediğini açıkladığında herkes Özbeklere çıldırmış gözüyle bakıyordu. Bunu düşünen herkes, Samuel Eto'o'nun 2008 yazında Özbekistan'a gitmesi ile beraber bir anda susup şaşırmıştı. Bunyodkor, yine aynı yıl Barcelona ile tesisleşme ve altyapı konularında ortaklık anlaşması imzaladığında Cesc Fabregas, Carles Puyol ve Andres Iniesta da Özbekistan'a gidip takımı ziyaret eden bazı isimler olmuşlardı. Eto'o, daha sonra Anji'ye gitse de, Rivaldo bu takımın formasını giydi.
Bu Özbek takımının bu denli çabuk yükselmesinin sebebinin bir enerji kaynağı firması olduğu, kimseyi şaşırtacak bir haber değil. Kulübün ana sponsporu Neftgazmontaj ve bu şirketin hissedarlarından olan Isok Akbarov, Bunyodkor kulüp başkanı. 2006 yılında PFC Kuruvçi Taşkent adlı kulübünü satın alıp ismini Özbekçede 'yaratıcı' anlamına gelen Bunyodkor ile değiştiren Akbarov, kurulduğu yıl Özbekistan 3. Ligi'nde mücadele eden takımı hızlıca Özbekistan Oliy Ligi'ne çıkmasında itici güç olmuştu. Bu yönüyle Bunyodkor ile Neftgazmontaj arasındaki bağ, Zenit ile GAZPROM arasındaki bağ ile hemen hemen aynı. Rivaldo, Denilson, Zico, Luiz Felipe Scolari ve Mircelal Kasımov gibi isimler, Bunyodkor çatısı altında çalıştılar ve Rivaldo, 2009 yılında takım Asya Şampiyonlar Ligi yarı finalinde elense de, lig kupasını havaya kaldırmayı başarmıştı.
1991 yılında kurulan Anji Mahaçkala, 2010 yılına kadar ortalama bir takımdı. Ta ki, milyarder iş adamı Süleyman Kerimov takımı finanse etmeye başlamasına kadar. Rusya Federasyon Konseyi üyesi, işadamı, yatırımcı ve hayırsever olarak bilinen Kerimov, 2011 yılında bu işe giriştiğinde bambaşka hayalleri vardı. Kerimov, rakibi olarak gördüğü Abramovich karşısında bir şeyler yapmalıydı ve ilk iş olarak Roberto Carlos gibi bir efsaneyi Anji forması giymeye ikna etti. Kerimov 2012 yılı itibariyle 7.8 milyar dolarlık bir serveti ile dünyanın milyarderleri arasında Forbes'ın listesinde sayısı 118. olarak yer aldı ve bu sebeple Anji'ye Roberto Carlos'u getirmesi de hiç zor olmadı. Kerimov bununla da kalmayarak 2008 yılında Bunyodkor'u ziyaret eden ancak Inter'e imza atan Samuel Eto'o'yu da 30 milyon avro bonservis bedeli ile transfer etti ve oyuncuyu da yıllık 21 milyon avroluk maaşa ikna etti.
Dağıstan bölgesi, Rusya'da sadece terör saldırıları ile yankı bulan bir bölgeydi ve bu durum, Roberto Carlos ve Samuel Eto'o'nun bölgeye gelip futbol oynamaya başlamasından sonra çok değişti. Halen sokaklarında ve caddelerinde zırhlı araçların kol gezdiği Mahaçkala, futbol ile hayata tutunmaya çalışıyor. Petrol, bankacılık ve maden işleri ile uğraşan Kerimov, bu sorunlu bölgenin el üstünde tuttuğu bir futbol sihirbazı olurvermişti adeta.
Anji ile ilgili en değişik ayrıntı, şüphe yok ki futbolcuların halen sorunlu olan bu Hazar kıyısındaki bölgede değil, başkent Moskova'da yaşıyor oluşları. Oyuncular, antrenmanlarını Moskova'da yapıyorlar. Bu şehirde geçinip, bu şehirde yaşıyorlar. Maç günleri ise eğer mücadele iç sahada ise, 1500 km uzaklıktaki Mahaçkala'ya uçakla gidip, maçın ardından tekrar Moskova'ya geri geliyorlar.
Anji, şimdi şansını Avrupa Ligi'nde deneyecek. Tıpkı Zenit ve CSKA Moskova'nın yaptığı gibi bu kupayı kazanmak isteyen takım, Rusya'da olağan üstü hal bölgesi olan Dağıstan'ı futbol başarıları ile mutlu etmenin yollarını arıyor.
Futbolun içinde yer almaya başlayan bu 'Oligarkların' en meşhuru olan Abramovich'in Chelsea'yi satın alması (Abramovich, 2005 yılında aynı zamanda CSKA Moskova'ya da 59 miyon dolarlık yatırım yaptı. Yapılan transferler ile kulüp, o sezon UEFA Kupası'nı kazanmayı başardı) ile başlayan moda, Rus topraklarında halen devam ediyor. 2000'li yılların başında ortaya çıkan bu Oligarklar, milyon avrolar ve milyon dolarlar harcamaktan hiç çekinmiyorlar. Bununla beraber artık transfer piyasasında gerilere düşmüş yaşlı yıldızlara para saçmak yerine, genç ve dinamik (Hulk'un Zenit'e gitmesi) transfer edebiliyorlar. Bu da Rusya Ligi'nin artık tercihlerde yer aldığının bir göstergesi olarak önümüze çıkıyor.
(goal.com)