Rıdvan Dilmen: Milli Takım'da Lucescu'nun yolu doğruydu

İşte Rıdvan Dilmen'in yaptığı açıklamalar;

MİLLİ TAKIM TEKNİK DİREKTÖRLÜĞÜ ÜZERİNE

“Milli takım kuşak kuşak değerlendirilebilir. Şu anki pozisyona bakacak olursak hemgenç hem tecrübeli oyuncuların birleştiği bir takım var. Lucescu'nun da hakkını vermek lazım. Ben başarılı bulmadım ama bazı oyuncuların deneyim kazanmasına yol açtı. Herkes başarıyı sahiplenebilir. Lucescu'nunki doğru bir yoldu. Ama Şenol Hoca biraz daha yarışmacı bir takım istiyor. Tecrübeli oyuncuyu da kullanabiliyor zaman zaman. Sadece Hasan Ali de sakat iken Caner'i almaması şaşırttı beni. Çünkü Şenol Hoca "kim iyi durumdaysa yaşına bakmadan alırım" diyor."

MİLLİ TAKIM’IN EURO 2020 ŞANSI

"Ben iki maçımızın kaldığını düşünüyorum. Biraz iddialı olacak; Fransa ve İzlanda. Bizim iki Andorra, bir Moldova, bir de Arnavutluk maçlarından toplam 12 puan alacağımızı düşünüyorum. 9 puan da cepte, 21 puanımız var. Benim en büyük ümidim sadece bizim İzlanda ile oynayacağımız maç değil, ayrıca Arnavutluk'un kendi sahasından İzlanda'dan puan alma ihtimali. O yüzden bizim gitmememiz için çok çaba sarf etmemiz lazım."

İLERLEYEN DÖNEMLERDE MİLLİ TAKIM VEYA BİR KULÜPTE GÖREV ALMA İHTİMALİ ÜZERİNE

"Haziran ayında geldi bu teklif. Çok istediğim bir yerden geldi. O da milli takımların sorumlusu olmam için Nihat Bey tarafından geldi. Şimdi öyle bir süreçten geçiyoruz ki, ben bir hedef peşindeyim. O da federasyonların artık, adı üzerinde kalmış, özerk olması. Yani kulüplerin temsilcisi olmamalı. Ben bunları bu kadar iddialı söylerken ve çok adaletli bir yönetici olacağıma inanıyorum. Milli takımların daha farklı bir yer olduğunu düşünüyorum, ama şu anda Türkiye'deki sosyal atmosferin oraya gittiğim zaman alınacak olan her kararda Fenerbahçe'nin lehine veya aleyhine, Galatasaray'ın lehine veya aleyhine, bir kaos yaratacağını düşündüğüm için Nihat Bey'den özür diledim. Ama Allah sağlık verirse bir gün, ortalık biraz daha sakinleştiği zaman olur diye düşünüyorum."

KENDİNİ GELİŞTİRME VE BEĞENDİĞİ TEKNİK ADAMLAR ÜZERİNE

"Bilgi almak, bilgi çalmak güzeldir. Ben takıldığım yerlerde hocaları ararım. İngiltere'de, Brezilya'da televizyon programlarında bazı hocaların röportajları vardır. Hep dinlerim. 'Acaba ne diyorlar, ne öğrenebilirim?' diye. Yorumcuları dinlerim, 'Acaba farklı bir şey söylüyor mu?' diye. Ama şunu tartışmasız söyleyebilirim. Biraz da şımarıklık yapayım. Futbol taktiği olarak ben üzerime tanımam. Oyun içerisinde neler yapılması gerektiği konusunda... Çünkü kafa yoruyorum bu işe. Bu sadece Türkiye ligi ile ilgili değil, 'Avrupa'da neler yapıyorlar, genç takım maçlarında nasıl taktiksel değişikliğe gidiyorlar, ne yapılırsa panzehiri olabilir?' diye kafa yoruyorum."

"En beğendiğim iki hoca da İngiltere'de çalışıyor, Jürgen Klopp ve Pep Guardiola. İkisi ile de çok yakın zamanda birer saatlik bir kahve içip futbol konuşmak istiyorum. Randevu talebinde bulunacağım."

"Teknik direktörlüğe, futbol kariyerimin hemen ardından başladım. Birisi dışında diğer takımlarda başarılı olduğumu ve iz bıraktığımı düşünüyorum. Tabii ki antrenörlük tecrübe işidir. Bugün farklı düşünüyorsunuz, 15 sene önce farklı düşünüyordunuz ve 5 sene sonra farklı düşüneceksiniz. Antrenörlüğe yarın başlasam çok başarılı olacağımı biliyorum. Akademiden yetişmiş çok iyi antrenör gençler var. Onlardan kendime bir ekip kurarım ve başarılı işlere imza atarım. Zaten futboldaki yeni metotları da anbean takip ediyorum. Rıdvan Dilmen olarak şunu düşünüyorum. Benim için üç meslek var; Futbolculuk, teknik direktörlük ve yorumculuk. Bu üçü içerisinde en kolay icra edileni hangisi? Yorumculuk. Ben tabii ki kolay olduğu için bu mesleği tercih etmiyorum. Aslında teknik direktör olmak isterim fakat Türkiye’de teknik direktörlere güven yok. Kulüpler bazında yok. Oyuncuların maaşları ödenmiyor. Yönetime dair olaylar yaşanıyor. Teknik direktör olsam şu an kazandığım paranın iki üç katını da kazanacağıma eminim. Aykut Kocaman ve birçok değerli Türk antrenör arkadaşım bana şunu söylüyor: “Yer değişelim.” Bu Türk futbolu için çok acı bir şey."