Real Madrid için 2022-23 sezonu, hedeflerin uzağında kalınan bir sezon olarak kayıtlara geçti. LaLiga’da şampiyonluğu Barcelona’ya kaptırırken, bir önceki sezonda zirvesine çıktıkları Şampiyonlar Ligi’ne de yarı finalde elenerek veda ettiler.
‘Los Galacticos’ kurucu başkanı kulüp, buna karşın büyük bir transfer harekatına girişmedi. Daha çok genç ve umut vaat eden isimleri kadrolarına katmayı tercih etti. ‘Yıldızlar’ projesinin mimarı olan Florentino Perez, yine dümende ama bu kez farklı şekilde vites yükseltiyordu.
Ezeli rakip Barcelona ile girişilen transfer yarışının kazanılması, sezona büyük bir moralle girilmesini sağladı. Fenerbahçe’nin genç yeteneği için Katalan ekibi de devreye girmiş, İstanbullara kadar gelmiş ancak Arda Güler tercihini eflatun-beyazlılardan yana kullanınca başkent ekibinin yolunu tutmuştu. ‘Transfer El Clasico’sunun galibi, kralın takımıydı.
Bu sevinç, 18 yaşındaki oyuncunun idmanlarda hayran bırakan yetenekleri eşliğinde daha da büyürken, bir süre sonra yerini endişeye bıraktı. Arda önce Amerika kampında menisküs sakatlığı geçirdi, ardından tam iyileşti denirken bu kez kas sorunları nedeniyle dönüşü uzadı. Bu arada takım da revire döndü. Birinci kaleci Courtois ameliyat olunca sezonu başlamadan kapattı. Derken Brezilyalı defans oyuncusu Eder Militao da sakatlandı.
Tüm bu şanssızlıklara karşın, ve hatta bunları unutturacak şeyler yaşanmaya başladı. Yeni transferlerden olan Jude Bellingham, kendisinden beklentilerin de ötesine geçerek hemen her maçta kendisini göstermeye, birçok maçın skorunu tek başına belirlemeye başladı. Bu beklenmedik gelişme, Carlo Ancelotti’nin ekibini ligde ve Avrupa’da bir anda öne çıkan bir takım haline getirdi.
‘Hey Jude, işlerin daha da kötüye gitmesine izin verme’ diyen ünlü dizelerdeki çağrıya yanıt verdi adeta İngiliz futbolcu... Sarpa sarmak üzere olan sezon başlangıcını Süpermen gibi kurtardı. Borussia Dortmund’a 100 milyon euro bonservis ödenerek alınan oyuncudan her halükarda çok şeyler bekleniyordu elbet. Ancak muhtemelen bu beklentiler yaşının da gereği olarak bir nebze zamana yayılmış beklentiler, gittikçe kendisini geliştirecek gelecek vaat eden bir futbolcunun yavaş yavaş sunacağı katkılardan oluşuyordu.
Açık konuşmak gerekirse, kimse yirmi yaşındaki oyuncunun bir anda sahada Cristiano Ronaldo kesilmesini beklemiyor, kahraman görünümünde birçok maçın kurtarıcısına dönüşeceğini ya da ligin gol krallığı yarışında zirveyi ele geçireceğini ummuyordu. Bu kişilere, El Clasico’nun ardından dilinden şu sözler dökülen Teknik Direktör Ancelotti de dahildi:
“Onun form grafiği, özellikle de seviyesi ve etkililiği karşısında hepimizin şaşırdığını inkar edemem.”
Teknik adam itirafları, taraftarın sevgisi, medyanın ilgisi... Genç yıldızın yarattığı etkiye bir başka tepki de topun altınından geldi. Hafta başında Paris’teki gecede 2023 Ballon d’Or ödülleri dağıtıldı. Yılın En İyi Genç Oyuncusu seçilen kahramanımızın, bu unvanı, yaşa işaret eden sıfatından bağımsız alacağı günlerinin de uzak olmadığı yorumuyla bitirelim yazıyı.
GERİ DÖNÜŞÜ İZLERDİ, GERİ DÖNÜŞÜ YAPIYOR
Tıpkı İlkay Gündoğan’ın çocukluğunda televizyondan izlediği ve hayranı olduğu Barcelona’ya günün birinde transfer olma imkanı doğduğunda bunu kaçırmak istememesi gibi, Jude Bellingham da hayranı olduğu Real Madrid’e ilk fırsatta kapağı attı. Borussia Dortmund’da daha fazla kalmak istemedi. Liverpool ve Manchester City de onu cezbetmedi.
Kendisinin deyimiyle, 12-13 yaşından beri evinde kendi televizyonu vardı ve o zamandan beri Real’i izliyordu. İspanyol ekibinin skor dezavantajına karşın gerçekleştirdiği müthiş geri dönüşler kendisinde bu hayranlığı oluşturan esas unsurdu. Belki de şimdi, vaktinde bunları iyi izlemiş olmasının katkısını görüyor. Kırk yıllık Real Madridli gibi son derece sıradan bir şeymiş edasıyla son dakikalarda attığı golleri başka türlü açıklamak güç.
HER ÇEŞİT GOLDE PAYI VAR
Bellingham, yeni takımında fileleri havalandırmaya ilk haftadaki Athletic Bilbao deplasmanında başladı. Kornerden gelen topa tam olarak istediği vuruşu yapamadığı uzak köşedeki ayak içi vuruşuyla sezonun gol perdesini açtı. Bir hafta sonrasında Almeria karşısında iki gol, bir asistle vites yükseltti, skor üretiminde fırsatçılığı kadar kafasını kullandığını da gösterdi.
Osasuna karşılaşmasında verkaçlarla girdiği ceza alanında bitiriciliğini konuşturdu. Barcelona’yı önce uzaktan füzesi ardından ceza sahası içinde unutturduğu kendisiyle avladı. Avrupa arenasındaki rakipler de Bellingham’ın gazabına uğradı. Napoli’de hem attı hem attırdı, uzun mesafe sürdüğü top ve çalımlarla girdiği ceza sahasında düzgün vuruşuyla klasını sergiledi. Braga’yı yıkan golü, sağ ayak içi plase vuruş ustalığının ürünüydü.
ANASININ KUZUSU
Real Madrid’e transferinin ardından yeni takımına adapte olup olamayacağı merakla beklenen 20 yaşındaki oyuncu, yaşından çok daha olgun görüntüsüyle dikkat çekti. Dünya futbolunun yeni yıldızı olarak lanse edilmeye başlayan Bellingham, bu konuda “İnsanlar çok olgun olduğumu söylüyorlar ama kıyafetlerimi kendi başıma bile hazırlayamıyorum, annem yardım ediyor” diyor.
Futboldaki idolünü ise Zinedine Zidane olarak açıklayan oyuncu, “Babamın sahilden aldığı sahte bir Zidane forması vardı. Onu her yere götürürdü. Bir gün ona bunun kim olduğunu sorunca YouTube’a girip bakmamı söyledi. O zamandan beri hep Zidane’ı izledim. Zidane olmak istediğim oyuncuydu” ifadelerini kullanıyor. Jude, formasında 5 numarayı tercih etmesinin sebebini de bu olarak açıklıyor.
Real Madrid efsanesi Guti, takımın yeni transferinde en büyük ışığı görenlerden. Messi ve Ronaldo’nun 20 yılın büyük bölümünde elinde bulundurduğu zirvenin, Haaland ve Mbappe’den ziyade, İngiliz futbolcu tarafından ele geçirileceğini düşünüyor.
Guti bu konuda şu yorumu yaptı:
“Bellingham inanılmaz maçlar oynuyor. Mbappe ve Haaland, Messi ve Cristiano’nun varisleri olarak lanse ediliyordu. Ancak bu taht için daha güçlü bir aday varsa o da Bellingham’dır.”
KLASİK BİR HAREKET DEĞİL
Real’in deplasmanda Barcelona’yı mağlup ettiği maçta, takımının iki golünü birden atarak galibiyetin mimarı olan Jude Bellingham, 1992-93 sezonunda bu yana La Liga, Şampiyonlar Ligi ve El Clasico’da çıktığı ilk maçlarında ağları havalandıran ilk Real Madrid oyuncusu oldu. Genç futbolcu, ilk lig maçında Athletic Bilbao karşısında ve yeni takımıyla Şampiyonlar Ligi’nde ilk karşılaşmasında Union Berlin karşısında gollerini atmıştı.