Paris’te düzenlenen Paralimpik Oyunları’nda hem dünya rekoru kıran hem de altın madalya kazanan Öznur Cüre Girdi, dev organizasyonda öne çıkan isimlerden birisi oldu. Para okçulukta başarı çıtasını her geçen gün yükselten Dünya ve Avrupa şampiyonu sporcu, on yedi yaşındayken geçirdiği kazanın ardından belden aşağısının felçli kalması sonrası yönlendiği sporda ikon bir isim haline dönüştü.
Öznur Cüre Girdi, annesi ile birlikte geçirdiği o trafik kazasının ardından bir yıl boyunca tedavi gördüğü hastanede bir başka Paralimpik okçu Bahattin Hekimoğlu’nun yönlendirmesiyle okçuluğa başladı. Okçuluk kariyerinin başlarında antrenmanlara babasının sırtında gidip geldi ve bu zor günleri spora ve yaşama dair duyduğu azim ve inançla aşmayı başardı.
Sporun engelli bireyler için hayata tutunmak adına çok önemli olduğunu her seferinde dile getiren Öznur, hayata pozitif bakan, neşeli ve güler yüzlü kişiliğiyle Milliyet’in sorularını yanıtladığı röportajında ‘imkansız’ kelimesinin kendisinin motivasyon kaynağı olduğunu, imkansızı kabul etmediğini dile getiriyor:
“Her ne kadar bir süre sonra yetenekleriniz konuşmaya başlıyor olsa da, tabii ki çalışmadan hiç bir şey olmuyor. Yetenekleriniz ile birlikte bunun üzerine kattığınız zaman o imkansızı aşmış oluyorsunuz. Bunlar birleşince artık diğer rakiplerinizden üstün oluyorsunuz. Bir şekilde sizi yakalamaya çalışıyorlar.
Ben 1.5 yıldır yenilmiyorum. Rakiplerim artık altın madalya için değil, Öznur’u yenmek için yarışıyorlar. Bunu bana çok net hissettiriyorlar. Kendimi eğitmekten hiç bir zaman vazgeçmiyorum. Zihin eğitilmeye ve yönlendirilmeye çok meyillidir. Stresi değil heyecanı yaşamayı tercih ediyorum. Heyecanı yaşayınca da her şey kendi akışında geliyor zaten.”
"AYRICALIKLI HİSSEDİYORUM"
Sponsorun başarıya büyük katkıları olduğunu ifade eden şampiyon para okçu, “Sponsorların destek konusunda daha özverili olması lazım. Team Visa ile birlikte olduğum için ben kendimi gerçekten ayrıcalıklı hissediyorum. Tüm ilgi ve özverileriyle, ince düşünceleriyle bana bunu hissettiriyorlar ve o arka planı düşünmeden gitmemi sağlıyorlar. Bir sporcu için en önemli şeylerden birisi sağlıklı ve bilinçli bir sponsora sahip olması” diyor ve şunları söylüyor:
“30 çocuğun olduğu bir etkinliğe katıldık ve hepsiyle bir buluşma yaşadık. O çocukların büyük bir kısmı Paralimpik’in ne olduğunu bilmiyorlardı. Bize bu konuda oldukça değişik soruları oldu. Bir çocuk ‘ben çok heyecanlanıyorum, bayılıyorum; bu normal mi, siz böyle bir şey yaşıyor musunuz?’ diye sordu. Bir anda bir duraksadık. Hem o çocuğun o problemini orada fark ediyor olmak hem de bunu normal olarak kabul etme isteği de bizi biraz şaşırttı.
"HER SPORCUNUN HAYALİ"
Ben ona bir sporcu olarak bunun normal olduğunu ama belli çalışmalar yapması gerektiğini o çocuğa aşılayabildim. Bir sporcunun olması gerek en iyi tarafı rol model olabilmesidir. O çocuklara paralimpiğin ruhunu aşılayabilmek, onlarla birlikte entegre olabilmek beni çok mutlu ediyor. Bir sporcu madalya alabilir ama o madalyanın arkası çok önemli. Bunun için olabildiğince Team Visa ile bu kalitede ilerliyor olmak beni çok mutlu ediyor.”
Paralimpik Oyunları’ndan Türkiye en çok madalya topladığı oyunları geride bıraktı. Paris’teki tecrübeleri ışığında Öznur Cüre Girdi bu konuyla ilgili görüşlerini de paylaştı. Altın madalyalı sporcu “Paralimpik oyunlarda olmak her sporcunun hayali. Bizim de oraya gidebilmek için bazı mücadelelerden geçip kota kazanma süreçlerimiz oldu. O kotayı da dünya şampiyonu olarak kazandım. Kota sayılarımızın sürekli artması bize daha kalabalık gideceğimiz ve daha başarılı bir oyunlara imza atacağımızı, madalya sayımızın bir önceki oyunlardan fazla olacağını hissettirmişti” diye konuşuyor.
"GERİYE RENKLERİ KALMIŞTI"
Elemelerdeki başarının oyunlarda alınacak sonuçları erken müjdelediğini ifade ederek şöyle devam ediyor: “Geriye sadece madalyaların rengini belirlemek kalacaktı. İkinci altın da benden geldi. Haberler geldikçe bazı adımlar atmışız ve artık ilerliyoruz diye hissettim. Çünkü bundan yıllar öncesinde ‘paralimpik’ dediğimizde belki bunun anlamını çıkarmakta bile zorluk çekilirdi.
Bu süreçten şimdi bu duruma gelmek, bizi gerçekten çok mutlu ediyor. 2028 Los Angeles’ta da en azından tek altınla kalmayacağıma inanıyorum ve bu düşünce beni motive ediyor. Tüm Türkiye olarak ve Team Türkiye olarak bu süreçte çok daha iyi yerlerde olacağımızı düşünüyorum.”
"SOSYAL MEDYA İLE BİLİNİRLİĞİ ARTTI"
Öznur Cüre Girdi’ye göre paralimpik sporların popülerliği sosyal medya sayesinde arttı. Bunu şu şekilde dile getiriyor:
“Sosyal medyadaki etkileşim paralimpiğin bilinirliğini artırdı. Şimdi insanlar sokakta görüp ‘Ben sizi hatırladım, fotoğraf çekilebilir miyiz?’ diyor. Bu anlamda paralimpiğin olimpikten hiç bir farkı kalmadı.
"RÜZGARLI HAVA BANA AVANTAJLI"
Rüzgar okçunun kabusu gibi düşünülse de bu durum “Ben rüzgarlı havayı seviyorum ve benim için avantajlı olduğunu düşünüyorum” diyen Öznur için çok da geçerli değil.
Hava koşulları ok atma sürecinde önemli bir faktör. Öznur ise rüzgarın kendisi için bir olumsuzluk oluşturmadığını vurguluyor: “Nişan esnasında bayrağı göremiyoruz, bu yüzden o sırada antrenörümüzle iletişim halinde oluyoruz. Örneğin rüzgarın sağdan iki şiddetinde vurduğunu söylüyor ama bunun benim atışımı, okumun hızını etkilemeyeceği bilgisini ekliyor.
Bu durumda merkezde bakıp okumu çıkarabileceğimi iletiyor. Ama rüzgarın çok şiddetlendiğini ve mesela soldan çok estiğini söylerse, o zaman ‘solda’ çıkart diyor. Böyle bir durumda tam merkezde bakmıyorum da sol 9’a ya da sol 8’e bakıyorum. Risk ama o zaman bu tecrübelerle birlikte riski minimuma indirmiş oluyoruz.”
Antalya ve İstanbul eksenli çalışmalarında hava koşullarının değişkenliğine vurgu yaparak her iki koşula da alıştıklarını aktarıyor: “Yılın bir bölümünü Antalya’da geçiriyoruz. Çok sıcak ve hiç esmeyen bir yer. Geri kalan kısmını İstanbul’da geçiriyoruz. Çalıştığımız Riva hep rüzgarlı. Eğitimin rüzgarlı kısmı orada oluyor. Ama ben rüzgarlı havayı seviyorum ve benim için avantajlı olduğunu düşünüyorum.”
"İSTANBUL EN İYİSİNİ DÜZENLER"
“Tüm dünyanın hayran olduğu bir şehir olan İstanbul’da, Olimpiyat ve Paralimpik Oyunları’nın düzenlenmesini çok isterim. İstanbul’da olmasını sporcular olarak çok sık kendi aramızda da konuşuyoruz. Paris’te kaldığımız yerden müsabakaların olduğu yere trafiksiz halinde 1.5 saatte gittik. O yüzden uzaklıklar konusunda artık endişem yok. Burada olursa oyunlar çok mutlu olurum; neden kendi ülkemde bir altın madalya daha kazanmayayım. İstanbul en iyisini düzenler diye düşünüyorum.”
BÜYÜYEN DESTEKLE OYUNLARA
Türkiye Milli Paralimpik Komitesi mevcut başkanı Murat Aksu için söyleyecekleri var Öznur Cüre Girdi’nin. Paralimpik komitedeki gelişmeleri şöyle anlatıyor: “Türkiye Milli Paralimpik Komitesi’nin başına Yavuz abiden sonra geçen Murat Aksu da çok ciddi işler başardı. 16 büyük sponsorla birlikte Paralimpik Oyunları’na giden her sporcuya sponsor ayarladı. Paralimpik Komite altında her sporcu sponsor destekleriyle gidebildi. Bu son zamanların en iyi olayıydı.”
"YILDA KAÇ TANE OK ATTIĞIMIZ KAYITLI"
Türkiye Okçuluk Federasyonu bünyesindeki hazırlıklarını anlatıyor başarılı sporcu: “Haftanın altı günü, günlük dokuz saat sadece ok atışımız oluyor. Sadece öğlen bir uyku saatimiz oluyor. Dokuz saatlik atış dışında geri kalan saatlerde psikoloğumuz ile birlikte zihinsel gelişim çalışıyoruz. Çünkü okçulukta fiziki gücünüz ne kadar tam olsa da, zihinsel olarak yeterli değilseniz bazı şeyleri aşmakta zorlanıyorsunuz.
Fiziki gücü korumak için direnç antrenmanlarımız oluyor. Böylece 13-14 saatlik bir çalışmayı tamamlıyoruz. Sabah kalktığımda bir atletik programım var. Kaç saat uyuduğum, ne kadar dinlendiğim, moral-motivasyonum, ne kadar su tükettiğim gibi her türlü detaya bakılıyor. Okçuluk Federasyonu’nun kendine ait sistemindeki bu programlarla beraber ilerliyoruz. Bizim yıllık ne kadar ok attığımız bile kayıtlı.”
"YAVUZ KOCAÖMER KEŞKE GÖRSEYDİ"
Türkiye Milli Paralimpik Komitesi kurucu başkanı olan ve iki yıl önce aramızdan ayrılan Yavuz Kocaömer için ayrı bir parantez açıyor şampiyon sporcu... Paralimpik Komite’de Sporcu Konseyi Başkanlığı da yapan Öznur Cüre Girdi şunları söylüyor: “Yavuz Kocaömer’in Paralimpik yönünde Türkiye’ye kattığı emek anlatarak bitmez. Bütün ruhunu, bütün özverisini, bütün benliğini koymuş birisiydi bu işe. Bizim gözümüzün içine baktığında ağladığını bilirim.
2024’ü göremedi ama 2020’yi gördüğü için biz çok mutluyuz. Çünkü onun ne kadar ilerlediğimizi görüyor olması bizi çok gururlandırıyordu. Gönül isterdi ki tabii bu seneki oyunları da görsün, daha da gururlansın. Çünkü bir savaş içerisindeydi. Uluslararası alanda çok etkileşimde bulundu. Çok fazla kişiyi paralimpik tarafına yöneltti. Bir çok sponsorumuzun da Yavuz abinin adını duyduğunda hala tüylerinin ürperdiğine eminim.”
"ÖRNEK SPORCULARI DESTEKLİYORUZ"
Visa Genel Müdürü Samile Mümin “Dünya çapında yaklaşık 650 sporcuya destek veriyor, Öznur gibi başarılı, ilham verici, gençlere örnek olabilecek her ülkeden sporcuları seçiyor ve destekliyoruz” diyor.
Öznur Cüre Girdi’yi destekleyen Visa’nın Genel Müdürü Samile Mümin, spora olan desteklerinin oldukça eski olduğuna işaret etti. Mümin “40 yıla yakın bir süredir olimpiyatların ve paralimpik oyunların global sponsoruyuz. Bu seneki oyunlar Visa’nın da 40. kuruluş yıldönümüne denk düşünce, biz bunu başka bir şekilde ele almak istedik. Team Visa’yı kurmaya karar verdik. Visa aslında dünya çapında yaklaşık 650 sporcuya destek veriyor. Öznur gibi başarılı, ilham verici, gençlere örnek olabilecek her ülkeden sporcuları seçiyor ve destekliyoruz” diyor ve şöyle devam ediyor:
“Maddi boyutunun yanı sıra ilerleyen süreçlerde bu sporcuların yanında olmaya çalışıyoruz. Bununla ilgili şirket içinde çok güzel örnekler var. Aktif sporculukları bittiğinde Visa’da çalışmaya devam edebiliyorlar. Pazarlama, sponsorlukta çalışan atletlerimiz, para-atletlerimiz var. Sonrasında antrenörlük yapmak isteyen sporcuları, bununla ilgili programlardan geçirebiliyoruz. Medyayla kuracakları iletişime yönelik katkılar sunuyoruz. Bu şekilde çok kapsamlı bir program.
Bizim niye kendi, ekibimiz olmasın diye düşünürken, üç değerli sporcumuz Öznur Cüre Girdi, Buse Naz Çakıroğlu, Hakan Reçber ile bu ekibi kurduk.
FIFA ve olimpiyat sponsorlukları dışında son dönemde Formula 1’e de Visa Cash App takımıyla dahil olduk. Türkiye özelinde yelken, kadın futbolu, bisiklet etkinliklerimiz oluyor. Ama olimpiyatlar özellikle bizim ilgi alanımız olmaya devam edecek. Fransa’da geride kalan olimpiyat bir çok açıdan başkaydı. Olimpiyatlarda ilk kez bu sene kadın-erkek sayısı eşitti. Bizim kendi iş modelimiz açısından da çok anlamlı bir global aktivite çünkü olimpiyat döneminde ödemeler hareketleniyor ve çok enteresan bir ekonomi oluşuyor.”
"OLİMPİYAT DEĞERLERİ" İLE CESARET VERİLECEK
Visa’nın sporculara olan desteğinin dışında sosyal sorumluluk tarafına da eğildiğini ifade ediyor Visa Genel Müdürü Samile Mümin: “Olimpiyat Değerleri Eğitim Programı ile spora olan desteğimize sosyal sorumluluk ayağını ekledik. Ülke çapında 12 ilde 11 bin çocuğa ‘cesaret’, ‘fair-play’, ‘sorumluluk’ gibi başlıklarda eğitimler veriyoruz. Deprem bölgesindeki çocukları önceliyoruz. Düzenlediğimiz spor şenlikleriyle bu eğitimin teoride kalmamasını sağlıyoruz.
Şimdi niyetimiz Öznur gibi ilham verici sporcuları, Olimpiyat Değerleri Eğitim Programı altında gençlerle bir araya getirmek. Anadolu’nun ücra bir köyünden bile geliyor olsa, minik sporculara ‘yapabilirsin, başarabilirsin, yapan abilerin-ablaların var’ duygusunu onlara geçirmek için böyle buluşmalar organize etmeyi planlıyoruz.”