VakıfBank ve A Milli Kadın Voleybol Takımı'nın yıldız ismi Zehra Güneş, Skorer'e çok özel açıklamalarda bulundu. CEV Şampiyonlar Ligi'nde oynadıkları tarihi Fenerbahçe maçının perde arkasını anlatan Zehra, Guidetti hakkında konuştu.
Avrupa finalideki rakipleri Eczacıbaşı'nı yorumlayan milli orta oyuncu Gabi ile derbi maçı öncesi yaptıkları tartışmayı ve onun şakaya dönüşmesini anlattı. Zehra ayrıca Beşiktaş, Ebrar Karakurt, Neslihan Demir ile ilgili yorumda bulundu ve 'Smacı az kalsın bana çarpacaktı hastaneye götürülürdüm, en korktuğum anlardan biriydi' dedi.
-Geçtiğimiz günler Türk voleybolu hatta Türk kadın sporu adına çok özel bir haftaydı. Voleybolda Türk finali oynanacak, basketbolda kadınlar Avrupa'nın zirvesinde final mücadelesi yaptı. VakıfBank'taki moral durumu nasıl şu anda?
Türk kadınının Avrupa'da zirveyi oynaması gerçekten gurur verici. Böyle bir olanağın içinde bulunduğum için çok mutlu ve onurluyum.
Fenerbahçe ile inanılmaz bir yarı final oldu. Biz maç sonu sıcağı sıcağına konuştuk şimdi sakin kafayla neler düşünüyorsun, seriyi size döndüren neydi? Guidetti'nin özel hazırlandığı yazıldı
Bence bu seriyi bize döndüren şey VakıfBank olmamızdı. Bunu yapsa yapsa sadece VakıfBank yapabilirdi. Çünkü biz kazanamayı bilen bir takımız. Tabiki de çıktığımızda 'Bu maçı kazanacağız' diyemeyebilirdik. Çünkü çok zor bir durumdaydık. Kimse söyleyemez bunu. 3-0 gerideyiz, çok kritik bir durumdayız ve hatasız bir şekilde bunu kazanmamız gerekiyor çünkü Şampiyonlar Ligi finali var. Geri döndük, başardık, ilk seti, ikinci seti aldık. İlk sayıdan son sayıya kadar aynı odaklanmayla aynı inanç aynı azimle maçı kazanmayı istedik. Galip geldik, çok mutluyum. Hala videoları izlediğimde inanamıyorum.
'GUIDETTI'NİN KIZDIĞI ŞEYLER KİŞİSEL DEĞİL'
Guidetti 8 yıl önce verdiği bir röportajında 'Bir oyuncunun beni kızdırması için sadece bi tane hata yaptım demesi yeterli' demişti. Guidetti zor bir hoca mı?
Giovanni'nin bir görüşü var. Biz bu takımda 14 kişiyiz, herkes bir tane hata yaptım derse 14 tane hata olur. O yüzden her şeyi çok iyi yapabilirken o bir hatayı yaptım diye düşününce aslında bu virüs gibi bütün takıma yayılır. VakıfBank'a geldiğimden beri hep bu onun düşüncesi. Bun mentalite ile büyüdük. O yüzden bunu söyleyebilen bir oyuncu görmüyorum. O yüzden herkes elinden geleni yapmaya odaklı.
Bu sezon Eczacıbaşı çok iyi voleybol oynuyor ve çok güzel performans sahaya koyuyorlar. Avrupa'nın zirvesinde Şampiyonlar Ligi'nde iki Türk takımıyla birlikte, milli takımdan arkadaşlarımla birlikte bu final tecrübesini yaşamak benim için ayrı bir duygu olacak buna eminim. Tabii ki kazanan taraf olarak ayrılmak isterim. Kazanıp kaybetmekten çok orada yaşayacağım gurur, onur, hissettiğim şeyler daha değerli olacak. Çünkü Avrupa Şampiyonası'nda artık iki kadın Türk voleybol takımının konuşulduğu bir noktadayız.
Zehra Güneş'in VakıfBank'taki en büyük hayali? Çıtayı en yukarı nereye koyuyorsun?
Aslında Gözde ablanın forması buraya asıldığında 'ben de formamı astırmak istiyorum' diye düşünmüştüm. Sonra düşündüm ki 18 numara oraya asıldığı zaman benim idolüm olan ve yetişen bir sürü genç pırıl pırıl kızımızın belki 18 numarayı giymenin ne demek olduğunu ve onun hayaliyle bugünlere gelmeye çalıştığını düşündüğüm zaman bunun benim istediğim bir şey olmadığını fark ettim. Gerçekten 18'in sihri var. Başkaları da giysin. Başkaları da bu hissi yaşasın ve bu devam etsin. Tabiki de böyle bir ailenin kaptanı olmak, yıllarca hizmet etmiş biri olarak kariyerimi noktalandırmak isterim. Ne olacağını bilemeyiz, zaman gösterecek.
-Servis stilini değiştirdin nasıl gidiyor şu anda alıştın mı? Fenerbahçe maçında etkili servisler attığını gördüm
Servis stilimi değiştirdim çünkü bir noktada bir şeylerin her zaman oturmadığını hissediyordum. Fiziksel olarak güçlü bir insanım. Topa vurmasam bile top uçuyor (Gülerek) Daha etkili, daha sert servisler atabileceğimi düşünerek Guidetti ile böyle bir karar aldık.
Fenerbahçe maçında karar setinde durum 13-12 iken benim serviste olmam beni geren bir şeydi. Sonradan videoları izlediğimde gülüyordum. O yüzden bence artık oturdu diyebilirim. Yavaş yavaş daha fazla etki göstermeye ve benim normal hareketlerimiş gibi olmaya devam edecek. Bir harekette ne kadar çok tekrar yaparsan o kadar iyi oluyor. Altın setten sonra bir şeyleri 2 tık daha yukarı koyabildiğimi düşünüyorum.
'BEN MAÇLARDAN ÖNCE PASÖR VİDEOSU İSTERİM'
Orta oyuncu tecrübeyle sabit. Rakibin pasörünü okuman gerekiyor. Mesela 1 yıl boyunca 10 bin pas stili gördün, yeni bir orta oyuncu olduğun zaman senin 10 bin pas hafızan var. Her yeri kontrol etmek zorundasın. 3. senelik orta oyuncu olduğumda belki 100 bin tane pas stili gördüm ve artık bir şeyler otomatik oturuyor beyninde. Bir yer de daha hızlı reaksiyon veriyorsun. Diğer çalışmalarla bu daha verimli olarak sana geri dönüyor. Ben maçlardan önce pasör videosu isterim. o pasörü maçtan önce izlemeye başladığında bir şeyler devamında geliyormuş gibi oluyor maçta. Daha iyi hissediyorum sanki kaldığım yeri fiziksel olarak aktivite haline getirilmesine kalıyormuş düşüncesi oluyor.
Şimdi aynı şeyleri ben de söylüyorum. Yeni nesil çok uzun ve çok güçlü geliyor. Bu konu hakkında çok mutluyum. Voleybolun pırıl pırıl bir geleceği olacağına inanıyorum. Bizim başlattığımız bu furyayı onların devam ettireceğine eminim. Gözüm kapalı bekliyorum onları. Altayapıdan oyuncularla A Takımda oynamak için sabırsızlanıyorum. Melis abla da benim için çok ayrıdır. Geldiğimden beri kontakta olduğumuz sürekli bana bir şeyler öğreten bir insan. Çok severim kendisini.
'NESLİHAN ABLANIN SMACI AZ KALSIN BENİ HASTANELİK EDİYORDU'
Neslihan Demir de senin için: 'Galiba tam zamanında oynamışım, Zehra'nın yanında küçücük kalıyorum'. Sana Zehra Güneş duvarı demek yanlış olmaz bu yorumlar sonrası.
Ben A Takıma yeni çıktığım zamanlarda Neslihan abla bir iki sene kariyerine devam etti. Melis abla ile Gözde (Kırdar) abla ile oynadım. Naz (Aydemir) abla ile aynı takımda oynadım. Neslihan abla ile oynayamadım.
Rakip oldunuz?
Evet, onunla aynı takımda oynamanın nasıl bir his olduğunu merak ediyorum. Neslihan abla ile şöyle bir anım var: Biz Burhan Felek'te oynuyorduk. VakıfBank'ta ilk 6 oynadığım maçlardan biriydi. Neslihan abla smaç servis atıyordu. Ben şu köşeden kaçıyordum. Oradan kaçmasaydım ya top bana vuracaktı ya ben orada hastaneye götürülürdüm herhalde. En korktuğum anlardan biriydi. Smaçları çok iyiydi. Onunla oynamak nasip olmadı ama yine aynı takımdayız. O bizim genel menajerimiz olarak tecrübelerini aktarıyor.
- Sultanlar Ligi'nde yarı finalde rakip yeniden Fenerbahçe oldu. Artık klasikleşmiş bir eşleşme. Neler söylersin?
Fenerbahçe çok iyi bir takım. Özellikle son maçtan sonra bir sonraki maça çok daha iyi çıkacaklarını düşünüyorum. Yarı final geçmişte kaldı. Biz çok iyi bir şey başardık, çok tarihi bir olaydı ama bu başka bir kupa başka bir hedef. Bizim de daha iyi çıkmamız gerekiyor. Elimizden geleni ardına koymayıp son topa kadar VakıfBank gibi oynadığımızda imkansızın olmadığını gösterdik.
Seyircileri için özellikle bir şey demek istiyorum. Fenerbahçe ile oynadığımız için çok mutluyum çünkü bütün maçlarda dolu tribünler oluyor, tam bir voleybol coşkusu yaşanıyor. Bayram tadında bir maç oynuyoruz gerçekten.
'GABİ İLE MAÇ ÖNCESİ KAVGA ETTİK'
-Gabi kulüp tarihinin ilk yabancı kaptanı oldu, çok başarılı... Sen onu nasıl tanımlarsın?
Gabi çok çalışkan, çok cesur ve çok hırslı biri. Buları yanındakine gerçekten çok fazla empoze eden biri. Bazı maçlara düşük başladığım zaman onun gözlerine baktığımda geri döndüğüm çok maç oldu. Özellikle bizim aramızda şöyle bir şaka vardır. Dünya Şampiyonası'nda Ankara'da sanıyorum. Biz Fenerbahçe ile oynarken Gabi ile kavga ettik. Her kavga ettiğimiz maçtan sonra ikimiz de en iyi performansı gösterdik. Artık her maça çıkmadan önce aramızda 'Hadi kavga edelim, kavga edersek oldu bu iş' diye (Gülerek)
Onu sinirlendirmek zor mu?
Sinirlendirmek zor değil ama mükemmeliyetçi bir insan olduğu için sahada işler yolunda gitmezse kaptanlık görevini yerine getirmek zorunda. Zaten böyle olmalı. Sahada benim en yakın arkadaşım, normal arkadaşım bunu tanımamamız gerekiyor. Bir hedef için çabalıyoruz ve bu hedef için çabalarken yanımızdakine uyarı amaçlı bir şey demek zorundayız. Kimse alınmaz, gücenmez herkes her şeyin farkında. Bunları açıkça dile getirebildiğimiz için bir noktada problemleri çok kolay çözebiliyoruz.
'EBRAR'I GURURLU BİR ANNE GİBİ İZLİYORUM'
-Ebrar'ı sormak istiyorum buradan İtalya'ya gitti ve iki sezondur en üst seviyede performans veriyor. Sayı kralı şu anda. Gelişimini nasıl yorumlarsın?
Biz çok küçüklükten beri beraberiz Ebrar ile. Daha düzgün top sektiremediğimiz zamanları hatırlarım. O yüzden onun gün geçtikçe daha iyi olmasını, dünya voleybolunda konuşulmasını gerçeketn gurulu bir anne gibi izliyorum. Çok mutluyum. Daha iyi yerlere geleceğine eminim. O da hayatından çok memnun. Her koşulda her seçiminde arkasındayım.
'BEŞİKTAŞ'IN YERİ BENDE ÇOK FARKLI'
-Beşiktaş günlerini sormak istiyorum, nasıl bir tecrübeydi gençken gittin, onlar da yeniden Sultanlar Ligine geri döndü
Benim için çok farklı bir tecrübeydi. Çünkü ilk defa VakıfBank'ın dışında profesyonellik adımımdı. Beşiktaş bazı şeyleri öğrendiğim, stresle başa çıkmanın neyi ifade ettiğini bana öğreten kulüptü. Bazı şeylerin başlangıcı olduğu için çok farklı bir yeri vardır bende. Bu sene tekrardan Sultanlar Ligi'ne çıktığını öğrendiğimde ben de anılarımı hatırladım. Seneye tekrardan umarım benim gibi, Tuğba gibi olacak bir sürü genç kızımız orada umarım süre bulup oynayacaklar. Böyle takımların olması gençlerin ligde süre alması için çok önemli. O yüzden çok mutluyum Beşiktaş çıktığı için.
'DURMAK NE DEMEK BEN BİLMİYORUM'
-İnanılmaz bir takvim yoğunluğu var Zehra, sana yaz tatili desem nasıl bir şeydi hatırlıyor musun?
Yaz tatili bir şey hatırlatmıyor çünkü biz tempoya alıştık artık. Durmak ne demek bilmiyorum ben hayatımda. Antrenman aralarında bile bir şey yapmak zorunda hissediyorum kendimi. Bir noktada voleybol hayatınız devam ederken kendimizi geliştirmek zorundayız. O yüzden hem gelişim hem antrenman, maç odaklı hayatımda bir yeri var. Böyle devam etmesi gerekiyor. Durmak ne demek bilmediğim için hiç bu mentalitede hareket etmedim. Maç var, antrenman var, burada bunu yapmalıyız, bu turnuvaya odaklanmalıyız... Hayatım sürekli böyle devam ediyor. Buna adaptasyon sağlamak için bunu düşünmemeliyim.
Kariyerindeki kırılma anı?
Bence başarabileceğim bir sürü şey var. Daha çok başındayım yolumun. Etrafımda bu kadar değerli insanların olması, başarıyı birlikte kazanamamız benim için gerçeketen çok değerli. Olimpiyatlar, VakıfBank'ta ilk 6'da başlamam gibi çok anım var. Umarım hepsini birlikte izleriz.
Totemin var mı?
Hayır totemim yok. Totemlerimin hepsini bıraktım. Bu röportajı muhtemelen psikoloğum izleyecek (Gülerek) 'Totemler yoktur, eğer ben Zehra Güneş olmak istiyorsam Zehra Güneş'imdir. Tokayı takmam, topu sektirmem, uğurlu bir şeyi giymem beni Zehra Güneş yapan şey değildir. Benim için bir inancı ona bağlamaktır bu. Aklımın ucundan biraz oraya gitsem hemen uzaklaşmaya çalışıyorum. O yüzden totem diye bir şey yok.
'VAOOV NASIL VURDU TOPA'
-Voleybolda bir kuralı yasaklasan bu ne olurdu? Ben smaç servisi yasaklayabilirdim...
Hayır... (Gülerek) Bence daha iyi efekt veriyor. Mesela Poli (Egonu) smaç servis atarken izleyenler diyor ki 'Vaoov nasıl vurdu topa'. Bu efektelerin olması izleme gücünü bence artıryor. Bence orta oyuncular da defansta kalsın. Arkadan hücum yapabilsin. Niye çıktıklarımızı soruyorlar 'Sen ne güzel oynuyordun' diyorlar. Açıklamasını yapayım arkadaşlar orta oyuncular arka tura geldikleri zaman servis attıktan sonra eğer side-out'u kaybederlerse oyundan çıkmak zorundalar. Bu yazılı bir kural. Yazılı olmayan kurallardan bahsederken ben içeride kalmak istiyorum (Gülerek)
-Şarkı söylemeyi sever misin sesin güzel mi?
Hayır çok kötü bir sesim var.
'GUIDETTI ŞOKA GİRDİ'
-İdmanda yaşadığın son ilginç olay neydi?
Gözde abla ile olmuştu. Guidetti çok fazla challenger (meydan okumayı) seven bir insan. Sürekli her şeyi iddiaya, oyunu kazanmaya yorar. Hedef basketleri olur antrenmanda. Su molasından çıkarken topu alır der ki; Basket atarsam antrenman bitti. İki tane hak veriyor. Eğer atarsa bitiyor ama o zamana kadar hiç bitmemişti. Bir tane bir gün attı yanlışıkla. Bence yanlışıkla... (Gülerek) Gözde abla 'Hadi gidiyoruz' dedi. Guidetti şoka girdi bir an 'Nasıl gidiyorsunuz?' diye. Antrenman başlayalı 40 dakika falan olmuştu. Gözde abla bütün takımı aldı çıktı, siyah perdeyi çektik.
Bir daha ondan sonra baya uzun süre antreman bitti demiyor. Artık 50 eurosuna giriyor en fazla. Çünkü yapabileceğimizi gördü (Gülerek) Antrenmanlar 2 saat 45 dakika sürüyor. Çift antrenman olsa da akşam 2 buçuk saat sürüyor.
"BENİ EN ZORLAYAN EGONU'YDU"
-Seni en zorlayan rakip?
Poli'ydi (Egonu). Artık benim takımımda... Voleybol değişebile bir oyun. Bir seti alınca diğer seti de almak zorundasın. Bir sayıyla kaybedebiliyorsun. Altın sete gidebiliyor. Çok odaklı olman lazım. Eğlenerek oynamaya, elimizden gelenin en iyisini ortaya koymaya dikkat ediyorum.
-Kendine kızdığın bir özelliğin?
Çok kafama takıyorum. Eskiden daha fazlaydı. Bunu en aza indirgedim. Şu anda stresli dönemlerde o en azı bile beni rahatsız ediyor. Çok kafama taktığım zamanlarda geri çekliyorum. Bu direkt belli oluyor çünkü yanımdakileri enerji vermeyi seven bir insanım. Benden eksilcekse bile bunu göze alarak yanımdakinin yüzünü güldürmeye odaklıyımdır. Mesela Guidetti birisine bağırdığında onun onu düşünceğini bilerek gidip ona çok alakasız soru sorarım onu düşünmesin diye.
-İdol olarak aldığın sporcu veya kişi.
İdol olarak gördüğüm birisi yok aslında. Dünyadaki bütün sporculardan alabildiğimi, kendime katabildiğimi katmaya çalışıyorum. Kendi ayakları üstünde duran ve cesaretiyle insanlara ilham vermiş kişlerden etkileniyorum. çok beğendiğim sporcular var tabi.
-İzlediğin son dizi.
Çok fazla izlemeye zamanım yok. Biz kimden kaçıyorduk anne? dizisi güzeldi bence. Faklı bir konu ele alınmıştı.