Mısır’da doğan ve üç yaşında İskenderiye’de cimnastiğe başlayan Adem Asil her şeyi bırakıp Türkiye’ye geldi. Çünkü kendisindeki potansiyeli biliyordu. Önce iki yıl yarışamadı, fakat pes etmedi, hep en iyisi için çalıştı, sonunda da başardı.
2022’de Avrupa ve Dünya Şampiyonası’nda kürsüde yer alan, Akdeniz ile İslami Dayanışma Oyunları’nda madalyalar kazanan milli sporcu, Türk halkının oylarıyla 69.’su düzenlenen Gillette&Milliyet Yılın Sporcusu Ödül Töreni’nde de zirveye çıktı. Asil ödül töreninin ardından duygularını anlattı...
- 69.’su düzenlenen Gillette&Milliyet Yılın Sporcusu Ödül töreninde zirveye çıktın. Duygularını alabilir miyiz?
Türkiye’nin en uzun soluklu ve en prestijli ödüllerinden biri bence bu organizasyon. Bu önemli gecede ödül almak benim için gerçekten çok önemliydi. Kariyerimde tabii ki çok sayıda madalya ile kupam var ama bunların arasına Gillette&Milliyet Yılın Sporcusu ödülünü de eklemek istiyordum. Bu yüzden gerçekten çok mutluyum. Aslında ödülün yanında önemli olan bir şey daha var. Bizi önce jüri aday gösteriyor, ardından da oylarıyla halk seçiyor. Türk halkının 2022’de elde ettiğim başarıları takdir ettiğini, unutmadığını görmek de ayrı bir sevinç ve mutluluk. Ödülü bana layık gören, oy gönderen herkese teşekkür ederim.
- 2022’deki başarıların gecede ödüllendirildi. Bu yıl müthiş başladı senin için, peki geçen sene nasıl geçti?
Geçen yıl da benim için çok iyi geçti. Avrupa Şampiyonası’nda ikinciliğim vardı. Ama Dünya Şampiyonası’nda bu derecemin üstüne çıkmak istiyordum ve bunu başardım. Elde ettiğim altın madalya benim için çok önemliydi, yeni başarılar için benim adıma büyük bir motivasyon kaynağı oldu. Akdeniz Oyunları ve İslam Oyunları’nda da madalyalar aldım. Zaten bu başarılarla da Yılın Sporcusu adayları arasında gösterildim. Gerçekten çok gururlu ve mutluyum.
- Peki bu yıla gelirsek...
Avrupa Şampiyonası’nı geride bıraktık. Hayatımın en iyi şampiyonasıydı diyebilirim. Benim adıma organizasyonu iki altın madalya ile tamamlamak rüya gibiydi. Özellikle genel tasnifte aldığım madalya bana farklı duygular yaşattı. Çünkü hem şampiyon oldum, hem de Türk halkına bir ilki yaşattım. Ama biz sporcuyuz Avrupa Şampiyonası geride kaldı. 2023’te mücadele edeceğim yarışmalarda daha iyisini yapmak, daha fazla altın madalya almak için elimden geleni yapacağım.
- İzmir’de çalıştığın salonda Paris Olimpiyatları için bir sayaç var. Ona baktığında neler hissediyorsun?
Her sporcunun hedefidir olimpiyat oyunlarında başarıya ulaşmak, madalya almak. Tokyo Olimpiyatları’nda yarıştım. Artık benim hedefim sadece o organizasyonda yarışmak değil. Hem Avrupa hem de Dünya Şampiyonu olarak Paris’e gitmek çok değerli. Rakiplerimin gözünde de artık çok güçlü bir sporcuyum. İnşallah Paris’te madalyaya ulaşırım. Ama şu da var. Ben Paris için çok fazla konuşmayı sevmiyorum. Sadece en iyi performansımı sergilemek tek düşüncem. Elimden gelenin en iyisini Paris’te de yapacağım. Bundan kimsenin şüphesi olmasın. Türkiye’nin takım arkadaşım Ferhat Arıcan ile bir olimpiyat madalyası var. İnşallah bu sefer madalyanın rengi altın olur.
"AİLEM BANA PES ETMEMEYİ ÖĞRETTİ"
- Ailenle yüz yüze görüşme şansın yok ama sürekli konuşuyorsundur. Onlar da senin başarılarınla gurur duyuyordur...
Onlar da en az benim kadar mutlu ve gururlular. Ben çok çalıştım başardım ama onlar da beni bu yolda çok desteklediler. İyi sonuçlar, yarışmalar kadar kötü günler de vardı. O dönemlerde çok yanımda oldular, beni ‘Bu sefer olmadı, ama bir dahaki sefere daha iyisini yapabilirsin’ diyerek motive ettiler, güç verdiler. Bana gerçekten pes etmemeyi öğrettiler. Onlar olmasa, destekleri olmasa ben olmazdım.
"SÜRPRİZLERE İMZA ATMAYI SEVİYORUM"
- Her sporcunun cimnastikte iyi olduğu bir alet vardır. Ama senden her yarışında madalya bekliyoruz...
Evet ben kendimi gerçekten sürpriz bir sporcu olarak tarif ediyorum. Öncelikle takım olarak olimpiyatlara gitmek istiyoruz. Bunun dışında nerede yarışırsam en iyisini yapacağım. Özellikle halka ve atlama aletinde çok iyiyim. Bu iki alette hedefim madalya almak. Bunu da başaracağıma inanıyorum. Sürpriz sonuçlar alan bir sporcu olmayı seviyorum.
- Ferhat ve İbrahim kariyerlerinin sonlarına doğru ilerliyorlar. Ama sen daha 24 yaşındasın, herkes senden madalya bekliyor...
"Daha fazla madalya kazanmak, Türkiye’ye daha fazla gurur yaşatmak için aralıksız çalışıyorum. Paris Olimpiyatları’nda madalya sözü vermek bence yanlış olur. Ama dediğim gibi en iyisini yapmak için uğraşıyorum. Paris’i biz bir hedef olarak koyduk kendimize, madalyaya odaklandım. Sonrasını düşünmüyorum. Önce Paris’i en iyi şekilde atlatalım. Sonrasına bakacağız."
- Peki başarı fazlalaştıkça senin için sıradanlaşıyor mu?
"Hiçbir sporcu için bence böyle bir şey söz konusu değil. Çünkü biz her zaman en iyisi için çalışıyoruz. Avrupa ve Dünya şampiyonluğum olabilir. Ama yenilerini kazanmak tabii ki en büyük hedefim. Mesela Avrupa Şampiyonası’nda iki altın kazandım, belki gelecek yıl bu sayı üç olur. Her zaman daha fazlasının hayalini kuruyorum ve çalışıyorum.
"HER ŞEYİ BIRAKIP BOŞUNA GELMEDİM"
- Mısır’dan geldikten sonra burada bir süre yarışamadın. O dönem seni ne kadar etkiledi. O ara olmasa başarılar daha erken gelir miydi?
Bu beklemenin kötü etkilerinin yanında iyi etkileri de oldu. Kötü kısmı; takım arkadaşlarımla hep yarışmalara gidiyordum ama sahneye çıkamıyordum, Adem Asil’in kim olduğunu, ne kadar iyi olduğunu kimseye gösteremiyordum. İyi olan ise bu ara bana en iyisi için hazırlanma fırsatı verdi. Geldiğim ilk dönemde baskı hissetmememi sağladı. Sadece cimnastiğe ve başarıya odaklandım. Çünkü ben Mısır’dan her şeyi arkamda bırakıp boşuna gelmedim. O dönemde hep kendime ‘neden burada olduğumu, neden Türkiye’ye geldiğimi’ hatırlattım, kendimi öyle motive ettim. İlk geldiğimde tabii ki bu kadar iyi değildim. Ama bana Türkiye’de sunulan imkanlarla bu noktaya geldim, şampiyonluklar kazandım. Bu yüzden çok gururluyum. Türk halkına bana inandıkları ve beni destekledikleri için tekrar teşekkür ediyorum.
"TÜRKİYE CİMNASTİĞİN YÜKSELEN YILDIZIYDI"
- Başka bir ülkeden teklif var mıydı? Neden Türkiye?
Ben Mısır’dan ayrılmayı düşündüğümde Türkiye cimnastiğin gerçekten yükselen yıldızıydı. O dönemde Türkiye’de bana sunulanlar da çok değerliydi. İbrahim Çolak, Ferhat Arıcan ve Ahmet Önder o dönemde çok iyi dereceler alıyordu, madalyalar kazanıyordu. Mısır’da istediğim seviyeye çıkamayacağımı düşünmemin yanında onlarla çalışmak, idman yapmak, şampiyonalara hazırlanmak önemliydi benim için. Çünkü en iyilerle bir şampiyonaya hazırlanmak sizin de en iyi olmasını sağlıyor. Bu yüzden Türkiye’yi seçtim.
"DESTEK BÜYÜK BİR MOTİVASYON"
- Birçok branş Türkiye’de vitrine çıktı. Artık sizin bir taraftar kitleniz var. Onlara ne söylemek istersin?
Gerçekten ilk günden itibaren beni desteklediler. Onların tribünden, televizyondan beni izliyor, destekliyor olması benim arkamda büyük bir güç olduğunu hissettiriyor. Hepimiz onları sevindirmek, gururlandırmak için çalışıyoruz. Velilere ise en büyük tavsiyem çocuklarını spora teşvik etsinler. Belki hepsi profesyonel, milli bir sporcu olamaz ama çocukların spor yapması, en az bir spor branşına ilgi duyması çok önemli.
"YABANCILIK HİÇ ÇEKMEDİM"
- İzmir’de yaşıyorsun. İzmir halkının sana destekleri nasıl?
Gerçekten ben Türkiye’de hiçbir zaman yabancılık hissetmedim. Federasyon Başkanımız Suat Çelen, kulüp başkanımız İsmail Göktekin, hocam Yılmaz Göktekin, takım arkadaşlarım her zaman benim yanımda oldular. Tabii ki yeni biri takıma katılıyordu, bunun bir adaptasyon süreci olacaktı ama hiç yabancılık çekmedim. Başarılar artınca insanlar beni daha fazla tanımaya başladı. İzmir halkının da bana ilgisi çok yüksek. Onlara da ayrıca teşekkür ediyorum.