16.04.2023 - 07:00 | Son Güncellenme:
RÖPORTAJ - MURAT AĞCA
Herkesin alabileceği bir karar değil, ülkesini bırakıp başka bir ülke adına yarışmak. Daha da önemlisi yarıştığı ülkeye ilkleri yaşatmak. Türkiye’nin adından söz ettirdiği son dönemde milli takıma yeni bir isim eklendi. O da Adem Asil.
Mısır’da doğup büyüyen ve cimnastiğe orada başlayan yıldız sporcu yaşadığı sıkıntılar ve olanaksızlar nedeniyle Türkiye’ye geldi. Önce Mısır ile yaşanan sorunlar nedeniyle, ardından da vatandaşlık süreci nedeniyle iki sene yarışmalara çıkamayan Asil’i bu engeller durduramadı. Hatta Türkiye’ye geldiğinden itibaren ailesini de görmedi fakat o daha çok çalıştı ve şampiyonluklar üst üste geldi. Son olarak Antalya’nın ev sahipliğinde yapılan Artistik Cimnastik Avrupa Şampiyonası’nda genel tasnifte zirveye çıkarak ülkemize bu kategoride ilk altın madalyasını kazandıran Adem Asil, duygularını, yaşadığı zorlukları ve hedeflerini MİLLİYET’e anlattı.
- Öncelikle geriye gidelim. Mısır doğumlusun ve birkaç yıl önce Türkiye’yi seçtin. Bu kararı nasıl verdin?
"Ben Mısırdayken de yurtdışına açılmak istiyordum. Benim Mısır’daki antrenörüm Türkiye’ye geldi ve aslında hikaye orada başladı. O geldikten sonra beni Türkiye’ye davet etti. Tabii ki ‘evet’ dedim. Çünkü Mısır’da olanak çok yoktu, istediklerim bir türlü yerine getirilmiyordu. Mısır ile her gittiğim organizasyonda madalya alıyordum. Onlara elde ettiğimiz dereceler yetiyordu, ama bana yetmiyordu. Bu yüzden karar verdik yurtdışına çıkmayı. Ben ülkemi bırakıp, başka bir ülkeye eğlenmeye gelmedim. Daha iyi bir sporcu olmak için, daha çok madalya almak için geldim. Yoksa bu adım herkesin atabileceği bir adım değil."
"SÖZ VERDİM"
- Cimnastiğe başlama hikayene gelirsek...
"Dört yaşında başladım cimnastiğe. Abim 7 yaşındaydı. İskenderiye’de yaşıyorduk. Çocukluk zamanlarımı orada yaşadım, 18 yaşında Türkiye’ye geldim ama burada çok çabuk bir hayat kurdum. İkinci evim demiyorum, burası benim artık birinci evim. Türkiye bana inandı ve onlara olimpiyat madalyası sözü verdim. Başka bir ülkeyi tercih eder misin diye soruyorlar. Ben Türkiye’yi seçtim ve onlar için yarışıyorum. Bir sözüm var ve olimpiyatta şampiyon olup Türkiye’ye bana sundukları için teşekkür etmek istiyorum."
- Uluslararası yarışmalarda Mısır kafilesi ile karşılaşıyor musun?
"Benim orada bir yakın arkadaşım var. Çocukluk arkadaşım benim. Şu anda Mısır’ın birinci sporcusu o. Onunla bir sorunum yok. Hala da görüşüyoruz. Ama Mısır Cimnastik Federasyonu Başkanı olsun, Mısırlı hakemler olsun bana tepkililer. Şu anda onlar da pişman, ‘keşke seninle deneseydik’ diyorlar. Ama zaten ben bu yüzden Türkiye’ye gelmeye karar verdim. Onlar bana inanmadılar. Son pişmanlık fayda etmiyor. Ben Türkiye için her şeyi yaparım. Bana inandı, beni destekledi. Şu anda aldığım sonuçlarla da Türkiye’ye olan borcumu ödüyorum."
"ALTINI HİSSETTİM"
- Peki Türkiye adına bir ilki başardığın altın madalyaya gelirsek...
"Ben bunu başarabileceğimi hissettim. Antalya’da seyircimizin önünde müthiş bir duygu vardı. Bu ülke için, bu seyirci için yapmam gerekiyordu bunu. Hissettim ve başardım. Petrunias benim en büyük rakibim her zaman onu geçmek için mücadele ediyorum. İki olimpiyat şampiyonluğu var. Hakemlere göre geçilmeyecek kişi gibi görünüyor o. Münih’te mesela daha iyi bir seri gösterdim hakemler onu tuttu. Daha sonra onun gelmediği organizasyonlarda ben şampiyon oldum."
- Olimpiyatlara da az kaldı...
"Takımlarda finali görürsek tabii ki çok mutlu olurum. Atlama masası ve halka bireyselde benim için en önemli iki alet. Bu ikisinde önce elemeleri geçip ardından finali görmek istiyorum. Ne kadar çalıştığımı biliyorum, ne kadar hayal ettiğimi biliyorum. İki alette de altın madalya almak istiyorum."
"YILMAZ HOCA İYİ OLDUĞUMU GÖRDÜ"
- Yılmaz Göktekin senin kariyerine dokunan isimlerden birisi. Onun için neler söylemek istersin?
"Yılmaz hoca ben geldiğimde zaten milli takım antrenörüydü. Çok iyi anlaştık onunla. O da benim ne kadar iyi olduğumu hissetti ve bana inandı. Onun bulunduğu apartmanda kaldım. Yemeklerimi onun ailesiyle yiyordum. Her zaman Yılmaz hoca ile bir şeyler paylaşıyordum. O da beni oğlu gibi gördü. Yalnız hiç hissettirmediler bana. Sonra ilk zamanlar otelde kaldım. Sonra federasyonun bulduğu evde yaşıyorum. Türkiye’ye geldiğimden beri sadece başarı için çalışıyorum."
"HİÇ YABANCI HİSSETMEDİM"
- Takım arkadaşların seni nasıl karşıladılar burada?
"İlk geldiğimde bir yabancılık hissetmedim. İbrahim olsun, Ferhat olsun, Ahmet olsun beni çok sıcak karşıladılar beni. Takım ruhumuz vardı. Ben de bu takım için her şeyi yaparım dedim. Takım yarışmalarında daha fazla heyecanlanıyorum. Takım için, ülke için yarışıyorsun ve en iyisini yapmak istiyorsun. Bu büyük bir baskı ve stres yaratıyor. Ama bu takımın bir parçası olduğum için çok mutluyum. Onlar bana arkadaş gibi değil, kardeş gibi davrandılar."
"HAKEMLERİ DE YENDİK"
- Hakemlerle ilgili sorunlar yaşadın mı peki müsabakalarda?
"Evet tabii ki yaşadık. İlk zamanlarda bizi tutmuyorlardı. Ama son dönemde Türkiye’de cimnastik büyük bir yükseliş içine girdi. Onların da artık yapacakları bir şey kalmadı. O kadar iyi yarışıyoruz ki onlar da artık bizi görmek zorunda kaldılar. Hakemi de yeniyoruz diyebilirim."
"TOKYO BÜYÜK TECRÜBE OLDU"
- Başarı tamam ama maddi kazancın da oluyordur tabii ki...
"Madalya kazandıktan sonra çok ciddi ödüller alıyorum. Mısır’dan geldiğim için bir yıl yarışamadım, bir yıl da vatandaşlık için bekledim. İlk iki yıl yarışamadım. 2020’de finallere çıktım ama sakat olduğum için madalyalar gelmedi. Ayağım sakat olduğu için tam performans gösteremedim. 2021 Avrupa Şampiyonası’nda barfikste üçüncü oldum. Olimpiyat kotası da aldım. Olimpiyatta atlama masasında son anda şampiyonluk gitti. Tek sıkıntı şampiyonluğu düşünmemdi. Bu bazen kötü bir etken olabiliyor. Atlamaya odaklansam sonuç farklı olabilirdi. O olimpiyat benim için büyük tecrübeydi. Daha sonra Dünya Şampiyonu oldum halka finalinde. Halka aletinde çok güçlüyüm ve bunu sonuna kadar göstermek istiyorum."
"AİLEMLE EN KISA SÜREDE GÖRÜŞECEĞİM"
- Türkiye ile Mısır kültürünün birbirine benzemesi senin bir tercih nedenin miydi?
"Tabii ki tercih nedenlerimden birisi bu. Türkiye benim tercih ettiğim zaman cimnastikte yükselen bir ülkeydi. Birçok ülkeden çok çok daha iyiydi Türkiye’nin şartladı. Daha da önemlisi ben Türkiye’ye geldiğimde hiçbir sıkıntı yaşamadım. Sadece dil sıkıntısı vardı. Ama onu da kolay aştım. Ayrıca ailemi orada bırakıp geldim ben Türkiye’ye. Onlar hala Mısır’da. Altı yıldır hiç yüz yüze görüşmedik. Onları çok özledim. Abimin evliliğini bile görmedim. Onlara dönmeden önce olimpiyat şampiyonu olmak istiyorum. Bu sözüm, hedefim hep aklımda. En iyisini yapmak için çok çalışıyorum."
- Aileni bize biraz anlatabilir misin?
"Babam gemilerle uğraşıyor, annem ise hemşire. Abim cimnastik antrenörü. O da eski bir sporcu ben onun sayesinde cimnastiğe başladım. Askerlikle alakalı bir problemim var, Mısır’a gidersem beni askere alacaklar. Bu yüzden ailemin yanına şu anda gidemiyorum. Onlar da çok yoğun o yüzden gelemiyorlar. Federasyon Başkanımız Suat Çelen de özel olarak çağırdı onları. Ailemle en kısa zamanda görüşeceğiz. Olimpiyatlara belki gelebilirler."
ASİL'DEN BİR ALTIN DAHA
Adem Asil, 10. Avrupa Artistik Cimnastik Şampiyonası’nda genel tashifin ardından halka aletinde de mutlu sona ulaştı. Asil, 14.933 puanla Avrupa şampiyonluğunu kazandı. Organizasyonda iki kez zirveye çıkma başarısı gösteren milli sporcu için Gençlik ve Spor Bakanı Mehmet Muharrem Kasapoğlu da bir kutlama mesajı paylaştı. 39 ülkeden 319 sporcunun katıldığı organizasyon bugün sona erecek.
Genel tasniften sonra halka aletinde de zirveye çıkan Adem Asil, Murat Ağca ile objektiflere poz verdi.