03.02.2024 - 08:47 | Son Güncellenme:
Trendyol Süper Lig'de Fenerbahçe ile amansız zirve mücadelesine giren Galatasaray, Samsunspor'u deplasmanda 2-0 yenerek maç fazlasıyla liderlik koltuğuna oturdu. Spor yazarları sarı-kırmızılı takımın galibiyetini değerlendirdi.
Galatasaray rölantide kazandı / Osman Şenher (Milliyet)
Süper Lig’de artık kolay maç yok. Bütün maçlar zor geçiyor. Son haftalarda bunu görüyoruz. Galatasaray’ın en zor deplasmanlarından bir tanesiydi Samsun. Karşılaşmanın ilk 12 dakikasında sahada bütün hatlarıyla rakibin üstüne giden, baskı yapan, pres yapan bir Galatasaray vardı. Bu dakikalarda da önce Nelsson ile daha sonra Barış Alper ile iki gol buldu. Bu erken gelen skor üstünlüğü sarı-kırmızılıların temposunu, kazanma hırsını çok düşürdü. Buna rağmen ilk dakikadan bitiş düdüğüne oyunun hakimi, daha çok gol pozisyonuna giren takım yine konuk ekipti. Icardi’nin, Kerem Aktürkoğlu’nun kaçırdığı çok net pozisyonları seyrettik. Barış Alper’in, takımını rakip sahaya taşıyan olağanüstü bir fizik gücü var. Karşısında oynayan sol bekin Allah yardımcısı olsun!
Kaan Ayhan tabii ki Sacha Boey değil, atletik bir futbolcu da değil. Ama hocası görev vermiş, o da sağ bekte en iyisini yapmaya uğraşıyor. Bu yeter mi, yetmez. Zaten bunun için de sağ bek mevkisine transfer yapılıyor. Sol bekte Berkan da... O mevki zaten kendisinin yeri değil, o da elinden geldiği kadar oynuyor ama takıma katkısı fazla olmuyor. Bunun için de Galatasaray’ın sağ tarafı sol çizgiden çok daha iyi çalışıyor. Kerem Aktürkoğlu da dün etkili değildi. Galatasaray taraftarının bir kısmı bu çocuğun moralini bozmak için elinden geleni yapıyor. Belli ki Kerem de bundan etkilenmiş. Bunun için de çok tutuk futbol oynuyor. Torreira ile Kerem Demirbay takımın bütün yükünü çekiyorlar. Gerçekten çok ağır yük çekiyorlar.
Her şeye rağmen zirve yarışında Cim Bom’a üç puan lazımdı, dün gece de hak ederek galip geldiler. Benim anlayamadığım her maç, Icardi’ye yapılan ve penaltıya sebep veren fauller es geçiliyor. Geçen hafta Gaziantep maçında, dün gece de Samsun maçında hakemler beyaz noktayı göstermiyor.
Samsunspor ise çok iyi bir takım ama çok yavaş bir futbol oynuyor. Orta sıradaki takımlar karşısında başarılı olabilirler ama büyük takımlar karşısında hiç şansları yok.
Artılar tamam peki eksiler... / Burcu Kapu (Milliyet)
Samsun deplasmanı sonrası Galatasaray için bir övgü yazısı da yazabilirdim. Ne de olsa son iki maçına geriye düşerek başlamış, üç puan ve iyi oyuna rağmen taraftarlar için gergin geçen iki 90 dakikadan sonra, dün 10 dakikada iki gol atıp maça başladı. Lafı buradan iyi giden şeyleri överek devam edip bitirmek de var ama gerçekçi olup eksikleri konuşmak daha iyi olmaz mı?
Galatasaray ilk yarı iki farkla öne geçtikten sonra oyunu rölantiye aldı, rakibinin topla oynamasına müsaade etti. Ama topsuz oyundaki zaafiyetleri sebebiyle de rakibi gereğinden fazla kendi yarı sahasına davet etmiş oldu. Özellikle merkezde Demirbay rakibe temas, tempo ve sertlikte eksik kalınca tüm yük Torreira’nın sırtına biniyor. Kerem Aktürkoğlu ise belki de yaşadığı mental dalgalanmaların etkisiyle dün iyi bir maç çıkarmadı. Özellikle yaptığı top kayıpları hem takımın hücumlarının olgunlaşmadan atmosferde kaybolmasına hem de rakibe kontra şansına yol açıyor.
Bu Galatasaray’ı umarım orijinal beksiz gördüğümüz son maçtır. Berkan da Kaan da elinden geleni yaptılar ama Kaan’a asıl ihtiyacın olduğu yer, orta saha... Tam da söylediğim, merkezdeki boşlukları kapatmak, Torreira’ya oyun içinde nefes aldırabilmek için. Bir diğer sıkıntı da her iki oyuncunun da bekte ofansif katkısının düşük olması. İkisi de ileri çıkmakta tereddüt yaşadıkça hem Galatasaray kanatları zorlandı hem de Samsun kanatlarını çok daha rahat çıkardı.
Derseniz ki, “Keşke biraz da övgü okusaydık”, size taraftarın Kerem’e sahip çıkışını, Muslera’nın ligin en iyi kalecisi olduğunu, Mertens’in ön bölgede nasıl tutkal olduğunu, Barış’ın sadece oyununu değil oyun aklını da geliştirdiğini, küstü denilen Nelsson’un azmi ve disiplinini de uzun uzun anlatabilirdim. Ama dedim ya, bu gerçekçi bir eksikler yazısı ve finali de öyle olmalı; sol bek...