Şampiyonlar Ligi apayrı bir kulvar. Salı ve çarşamba günü oynanan maçların çoğunu seyrettim, o dev dediğimiz takımların çoğu zorlandı, puan da kaybettiler. Ortaya bir şey çıktı; ne kadar çok yıldızın olursa olsun, fizik gücün üst seviyede değilse başarılı olman çok zor. Galatasaray-Kopenhag maçına bakıyorum...
İlk 30 dakika Kerem Aktürkoğlu 4, Icardi 2, Mertens 1 adet net gol fırsatı kaçırdı. Kaleci kurtardı ya da direkten döndü. Bu 30 dakikada Galatasaray resmen rakibini ezdi. Buna rağmen Muslera’nın bir hatasıyla ilk yarıyı geride bitirdiler. Burada ortaya çıkan gerçek; tutanla atanların hata yapma lüksü yok. İkinci yarı ise kadro aynı, Okan hoca ilk yarıda iyi top oynayan oyuncular topluluğuyla devam kararı aldı. Düşüncesi doğruydu ama sahaya yansıyan görüntü kötüydü. Ziyech, Mertens ve Kerem Aktürkoğlu fizik olarak çok yoruldular, top kayıpları başladı. Bu arada rakibin bir kontratağı, Muslera’nın kalesini boşaltması Danimarka ekibine ikinci golü getirdi.
Görüyorsunuz değil mi, çok farklı kazanacağın maçta bir anda iki farklı geriye düşüyorsun. Bu lig hata kabul etmiyor. Daha sonra yapılan değişiklikler, son 10 dakika sarı-kırmızılıların şahlanışı, rakibin 10 kişi kalışı beraberliği getirdi. Maç 5 dakika daha uzasa çok rahat 3. golü atıp galip de gelebilirlerdi. Benim üzüldüğüm tabii ki kaçan iki puan, oyundan çıkarken Kerem Aktürkoğlu’nun ıslıklanması oldu. Bu uğultuları, ıslıkları taraftarın hepsi yapmıyor ama bir kısmı futbolun nasıl bir oyun olduğunu bilmediği için bu protestoları yapıyor.
Bakın bu protestolar yüzünden Galatasaray’dan birçok futbolcu gitti. Taraftarın biraz daha topçusuna sahip çıkıp, sevecen olması lazım. Kerem’e yapılan muamelenin aynısı Mertens’e yapıldı. Her neyse o protestocu tavır büyük Galatasaray taraftarına yakışmıyor. Kerem de, Mertens de bu takım için çok önemli futbolcular. Gol kaçırabilir, kötü gününde olabilirler, fizik güçleri yetmeyebilir ama iyi niyetle sahada mücadele eden karakterli futbolcular. Yine bir kısım taraftar, Okan Buruk’u suçluyor. Efendim, değişikliklerde geç kalmış. Ne yapacaktı, 30’lu dakikalarda gol kaçırıyor diye Kerem’i, gol yedi diye Muslera’yı oyundan mı alacaktı? Futbolcuların kulaklarını tıkamaları lazım.
Bir haftadır herkes yorum yapıyor, Manchester United’ı üçüncü sınıf takım gibi gösteriyorlar. Bu eleştiriyi yapan arkadaşlar, herhalde Bayern Münih ile United arasındaki gol düellosunu seyretmediler. Bu gruptan ikinci çıkmak, birinci çıkmak, üçüncü çıkmak kolay değil. Galatasaray’ın içerisinde yer aldığı grup çok zorlu. Ben yine de bu takımın deplasmanda galip gelebileceğini düşünüyorum. Ekim başında Manchester United ile deplasmanda oynayacaklar. O zamana kadar Zaha, Ziyech, Ndombele ve Sanchez hazır olacak. Bu futbolcuların katılmasıyla takımın futbol çıtası da yükselecek. Körü körüne eleştiri yapıp başta Okan hocayı ve futbolcuları yerden yere vuranların yorumlarına kulaklarınızı tıkayın.
Yerli hocalara güvenilmeliydi
A Milli Takım’da yabancı hocalara hep karşıyım. Bunu da her fırsatta söylüyorum. Federasyon başkanımız Mehmet Büyükekşi karar verirken bütün olumsuzlukları düşünüyor. Fatih Terim, Abdullah Avcı, Sergen Yalçın, Rıza Çalımbay ve Aykut Kocaman’ın ismi geçti fakat daha bu hocalar gelmeden eleştiriler de tavan yapıyor. Yine Beşiktaş, Galatasaray, Fenerbahçe ön plana çıkartılıyor. Her hoca için bir sürü olumsuzluklar yazılıp konuşuluyor. Mehmet Büyükekşi de bu bölünmüşlüğü görerek Montella ile görüştü ve anlaştı. Haksız mı, hayır.
Yerden göğe kadar haklı. Neden kargaşanın içinde olayım, milli takıma zarar vereyim diye düşünüyor. Yalnız burada dikkat edilmesi gereken bir konu var. Kuntz genç takım hocasıydı. Montella ise tecrübeli ve hep üst düzey takımları çalıştırdı. Başarılı olma şansı da daha büyük. Kuntz’un yaptığı hataları, gurbetçi hayranlığını yapmaz. Kim hak ediyorsa, Türk futbolunu da tanıdığı için milli formayı o futbolcuya verir.
Montella’yı göreve getiren federasyonumuzun kararına saygı gösterip, milli takımımıza sahip çıkmamız lazım. Bunu yapmazsak EURO 2024’e katılmamız da mucizelere kalır. Katar’daki Dünya Kupası’nı nasıl televizyondan seyrettiysek, Almanya’daki finalleri de aynı şekilde televizyondan izleriz.