Galatasaray’da yaşananlara inanın çok üzülüyorum. 30 milyon taraftarı olan bu büyük kulüp resmen bölünme yaşıyor...
Önce şunu söyleyeyim; Metin Oktay, Gündüz Kılıç, Turgay Şeren, Coşkun Özarı ve Fatih Terim bu kulübün temel taşlarıdır. Hiçbir zaman unutulmazlar, hiç kimse de bu insanları itibarsızlaştıramaz. Dönem dönem hepsi sarı-kırmızılıları çalıştırdı, başarısız olduklarında ayrıldılar, gene Galatasaray’a gelip hizmet ettiler. Bu böyle biline.
Fatih Terim de son Giresunspor maçında taraftarın tepkisini aldı ve görevinden ayrıldı. Yerine Domenec Torrent getirildi. Torrent, Terim’in ayağını kaydırmadı. Kendisine teklif yapıldı, ‘Takım kötü gidiyor, gel bu takımı toparla’ dendi. O da Galatasaray’a hizmet etmek için görevi kabul etti. Başarılı olursa 1.5 senelik mukavelesinin sonuna kadar görevine devam eder. Olamazsa sezon sonu gider. Ama şu an Göztepe karşılaşmasının ikinci yarısı ve Rizespor maçının tamamında, takımın toparlanma sürecine girdiğini, bilhassa Rize karşısında ilk dakikadan bitime kadar ortaya müthiş bir karakter koyup mücadele ettiğini de kimse görmezlikten gelemez.
Florya’ya kendi sistemini getirmek istiyor. Günde çift idman ilk başlarda futbolculara ağır geldi ama alıştılar ve tempoları arttı. Van Aanholt, Berkan, Taylan, Omar iki kişilik mücadele ettiler. Kerem ve Van Aanholt rakibin sağ tarafını resmen çökertti. Ve Hollandalı sol bek iki gol attı. Bu taktiksel olarak büyük bir beceriydi. Omar’ın her şeyini ortaya koyması, sağ bekteki sorunu bitirmesi, sonradan oyuna girerek Gomis’in, Feghouli’nin ve Babel’in maça ağırlığını koymaları ileride oynanacak karşılaşmalar için takımda büyük özgüven oluşturdu.
Galatasaray’ın eksikleri yok mu; var, bilhassa da orta sahada… Berkan’ın, Taylan’ın, Cicaldau’nun teknikleri sınırlı. Ama fizik mücadelesiyle bunu kapatmaya uğraşıyorlar. Her zaman söylüyorum, başkan olsun, hocalar olsun, futbolcular olsun burada önce Galatasaray gelir. Hepsi Galatasaray’a hizmet ederler, başarılı olanlar kalır, başarısız olanlarsa gider.
Torrent şu an kulübü temsil ediyor. Faydalı olmak için uğraşıyor. Taraftarın bir kısmının hocaya hakaret etmesi, aşağılaması hiç hoş değil. Şu an hocanın göğsünde sarı-kırmızılı arma var. Sezon sonuna kadar Katalan teknik adama herkes saygı duymalı. Neticede o da insan. Etten, kemikten yapılmış, onun da oyuncular gibi morale, sevgiye ihtiyacı var.
Konyaspor, Barcelona, Beşiktaş maçları çok zor geçecek. Bu maçların altından ancak taraftarın büyük desteğiyle kalkılır. Rizespor buluşmasında olduğu gibi. Bu unutulmamalı. Galatasaray belli bir kesimin takımı değil; 30 milyon taraftarın takımıdır. Bunu da kimse aklından çıkarmasın...
Bravo Hikmet Karaman’a
Kayserispor’un Hikmet Karaman yönetiminde oynadığı futbol her geçen hafta daha da güzelleşiyor. Karaman sistem hocası. Kayserispor, Avrupa’daki takımların sistemiyle mücadele ediyor. Deneyimli teknik adam, kime ne görev verdiyse oyuncular eksiksiz yerine getirmeye çalışıyorlar. Hepimiz Kayserispor’a küme düşer diyorduk, şu an ligin 10. sırasındalar. Ziraat Türkiye Kupası’nda ise Trabzonspor ile yarı final oynayacak. Ne söyleyeyim başka; helal olsun Hikmet hocaya!
Tedbiri elden bırakmayalım
Devletimiz koronavirüs tedbirlerini hafifletti. Açık havada maske takma zorunluluğu kalktı. TFF açıklama yaptı. Bundan sonra maçlarda 12 yaş sınırı, HES kodu zorunluluğu kaldırıldı. Bu, her maça yüzde 15 daha fazla seyirci gelecek demek. Burada ‘aman dikkat’ demek istiyorum. Statlara gelmek için otobüsler, metrolar kullanılıyor. Yine statların kapalı alanları hınca hınç doluyor. Gene bizler hiç olmazsa buralarda, maskemizi takalım. Zorunluluk yok ama tedbir amaçlı bunu yapmalıyız. Daha bu hastalığı zor geçiren her yaş grubunda tanıdıklarımız var. Gözünüzü seveyim; tedbir, tedbir, tedbir…