Galatasaray, Mertens’in de dönmesiyle gücünü ikiye katladı. Geçen hafta Kayserispor karşısında altı golle galip geldiler. Dün gece Alanya gibi zor bir deplasmanda dört gol atarak üç puanı aldılar. Daha fazlasını da atabilirlerdi, takım kendini fazla sıkmadı.
Teknik Direktör Okan Buruk’un sistemi oturmuş. Defansı, orta sahası ve forveti olmak üzere bütün futbolcular rakibe baskı yapıp gol atmak istiyorlar.
Dün gece sahneye Mertens çıktı. Bu çocuk hem yıldız hem de çok büyük futbolcu... Oyunu istediği gibi hızlandırıyor, yavaşlatıyor, mükemmel asist yapıp Icardi’ye gol attırıyor, kendisi gol atıyor. Rakip ataklarda defansına gelip top çıkartıyor. Bir futbolcuda ne ararsanız, Mertens’te fazlası var. Tribündekiler, televizyonun başındakiler herhalde herkes Mertens’in ayağına top gelsin, oyun güzelleşsin istiyordur.
İkinci gözüme batan futbolcu; Adekugbe oldu. Kanadalı futbolcu resmen Mertens’ten sonraki maçın yıldızıydı. Sol çizgiyi hem defansif hem de ofansif olarak mükemmel kullandı. Sacha Boey’in sağ tarafta yaptıklarının aynısını yaptı. Ortaya müthiş bir performans ve bitmez tükenmez bir enerji koydu. Rashica’nın attığı golün de pasını verdi.
Artık kalan yedi maçta ben bu aradaki puan farkının kapanmasının çok zor olduğunu düşünüyorum. Defansta Nelsson ile Abdülkerim sanki yumurta ikizleri! O kadar iyi anlaşıyorlar ki, kolay kolay hata yapmıyorlar. Tabii ki ufak tefek hataları her futbolcu yapar. Fakat şu an ligdeki en iyi iki stoper oldukları bir gerçek.
Torreira’nın 1.65 görünen boyu var, herhalde göremediğimiz bir o kadar daha boyu var. Bu kadar enerjiyi nereden buluyor? Tekniği çok iyi, rakibe devamlı baskı yapıyor. Bir bakıyorsunuz hücumda, bir bakıyorsunuz defansın önünde. Neredeyse tek başına rakibin orta sahasıyla başa çıkıyor. Saygı duyuyorum.
Kerem ve Rashica’nın Kayserispor karşısındaki performansları yoktu. Buna rağmen ilk golde Abdülkerim’in kafasına o topu Kerem gönderdi. Rashica’ya durgun diyoruz, durgun derken de utanıyoruz. Attığı dördüncü golde Adekugbe’nin ortasına öyle bir depar attı ki; ayaklarının ucuyla topa yetişerek fileleri havalandırdı. Çok zor bir pozisyondu. Demek ki 63. dakikada bile ne kadar güçlü ki öyle bir depar atabiliyor. Ona da saygı duymak lazım.
Icardi’nin ayağındaki sıkıntı nedeniyle hocası onu ikinci yarıda riske etmedi ve oyundan çıkardı. Arjantinli forvet golünü atarken, rakip defansa pres yaparken, top kendine geldiği zaman her şeyiyle Galatasaray’ın futboluna heyecan katan bir santrfor.
Sonuçta Galatasaray zorlanmadan farklı galip gelerek yoluna devam ediyor. Alanyaspor, Ersun Yanal gibi kaliteli bir teknik adam gelmesine rağmen bir türlü istenilen futbolu oynayamıyor. Takım olarak biraz kıpırdamazlarsa önümüzdeki haftalarda, kırmızı çizgiye iyice yaklaşıp büyük sıkıntı çekerler.