Galatasaray, Real Madrid karşısında iyi mücadele etti. Buna rağmen maçı kaybetti. Olaya şöyle bakmak lazım, Real Madrid, kurucularından Santiago Bernabeu için her sene kendi sahasında bir maç oynuyor. Ortaya da kupa koymuş. Önce şunu tartışalım, Galatasaray maçı Şampiyonlar Ligi karşılaşması olsaydı Real Madrid böyle oynar mıydı?
Unutmayalım, Galatasaray’a saygılı bir futbol oynadılar. Tempoyu artırmadılar. Hazırlık maçı statüsünde bütün futbolcular mücadele etti.
Efendim, bu kadro ile ‘Şampiyonlar Ligi’nde harikalar yaratırız’ diye Hamza Hoca düşünürse yanılır. Real Madrid’in 11’inde olan futbolculardan kaçı Osmanlıspor maçında oynayacak? Burak Yılmaz’sız, Melo’suz, Chedjou’suz Galatasaray olur mu?
Peki Sivasspor maçında, hepimiz gördük. Orta saha Selçuk İnan dahil baskı karşısında dağılıyor. Defans hep evlere şenlik. Real Madrid’in sol beki Marcelo, topu alıyor, Sabri’yi, Koray’ı, orta sahadaki oyuncuları, hepsini ipe dizer gibi geçip gol atıyor. Dilerim bunları hoca da görmüştür.
Jose Rodriguez ve Carole iyi transferler, genç umutlar. Hamza Hoca’nın bu isimleri kazanması için kesin oynatması lazım. Mesela, Bruma da genç ümitti. Oynamadığı, yedekte kaldığı için başarılı olmadı, kiralık gönderildi. Yabancı kısıtlaması bitti. Bütün takımlar 7-8 yabancıyla oynuyor.
Hamza hoca da bırakacak Olcan’ın ya da Bilal’in peşini. Rodriguez’i, Carole’ü oynatarak kazanır. Bu genç futbolcular Galatasaray’ın savaşma gücünü artırıyor. Eminim, Hamza Hoca da yeni bir Galatasaray yaratmak istiyor. Ama bu Galatasaray’ı, Burak Yılmaz’ı ve Melo’yu keserek yaratamaz. Kesecekse, Yasin’i kessin, Olcan’ı kessin. Bakın sağ bek alınmadı. Tarık da oynasa, Sabri de oynasa değişen bir şey yok. O kanat otoban gibi. Her neyse fazla insanların ruhunu karartmak istemiyorum. Ama en azından bir sağ bek ile stoper mevkiilerine kaliteli 2 futbolcu transfer edilmeli.
Tek suçlu Aslı mı?
2012 Londra Olimpiyatları’nda 1500 metrede Aslı Çakır Alptekin, dev rakiplerini geçip ülkemize altın madalya kazandırdı. Daha sonra Türkiye ayağa kalktı. Başbakanımız sıcağı sıcağına Aslı Çakır Alptekin’i stattan arayıp tebrik etti. Ülkemiz için Olimpiyatlarda madalya almak gurur oldu. Daha sonra yaşananlar tam bir rezalet. Aslı dopingli çıktı. Şimdi Aslı’nın kellesini istiyoruz. Peki Aslı Çakır Alptekin’e o kuvvet haplarını verirken, Atletizm Federasyonu doktoru, kendi antrenörü böyle bir rezalet yaşanacağını bilmiyor muydu?
Ben eminim, Aslı Çakır Alptekin o içtiği hapların ya da iğnelerin doping olduğunu bilmiyordu. Bilse zaten içmezdi. Burada suçlu aranıyorsa; birinci suçlu antrenörü, ikinci suçlu Atletizm Federasyonu ile tayin ettikleri doktorlar.
Hikmet hocaya yakışmadı
Gençlerbirliği-Çaykur Rizespor maçını seyrederken Kweuke’nin yaşadıkları inanın beni çok üzdü. Kweuke, Çaykur Rizespor’un en kalitelisi ve golcüsü. Penaltı olmuş, kendine güveniyor. Topu alıyor, beyaz noktaya koyuyor. Kenarda Hikmet hoca kendini yırtıyor, ‘sen atmayacaksın’ diye. 4. hakem, Hikmet hocayı tutmasa, belki de sahaya girip, Kweuke ile yumruk yumruğa kavga edecek. Sonuçta, Kweuke penaltıyı gole çevirdi. 90. dakikada da takımının galibiyet golünü attı. İlahi adalet! Maçtan çıkarken de hüngür hüngür ağladı. Büyük hocaların futbolcularıyla böyle problemler yaşaması hiç doğru değil.