İnanın çok üzülüyorum. Dünyanın hiçbir yerinde ‘hem hakemi yeneceksin hem de rakibini’ diye argüman yok. Böyle bir şey olabilir mi? Ve daha kötüsü buna bir çözüm bulunmuyor ya da bulunmak istenmiyor.
Takımları ayırmıyorum, bu bütün kulüpler için geçerli. Artık öyle bir noktaya geldik ki maçtan daha çok ‘hakem ne hata yapacak’ diyerek taraftarlar diken üstünde karşılaşmaları izliyor. Yıllar geçiyor en ufak bir düzelme yok, olmayacak da, buna inancım kalmadı.
Merkez Hakem Kurulu Başkanı Lale Orta, hakemlere mesaj atıyor; ‘Maçtan 1-2 gün önce ve sonra sizi kim ararsa benim haberim olacak’ diyor. MHK Başkanı neden böyle bir şey söylesin ya da buna gerek duysun. Demek ki onun da bir tedirginliği var. Arada bir televizyona çıkıp yanlış verilen kararları anlatıyor. Ama maalesef değişen hiçbir şey olmuyor.
Hakem atamalarını yapay zeka yapıyor deniyor. Bu da ayrı bir komedi. Bir hafta önce çok büyük hatalar yapan orta hakem ya da VAR hakemi, bir hafta sonra yine maçlara veriliyor. Ben bunların masum şeyler olduğuna inanmıyorum. Hele de kupada oynanan Galatasaray-Başakşehir maçında inanın gözüm korktu! Nizamı golü ve iki penaltısı verilmiyor, rakibin attığı golde yüzde yüz faul var. Bunların ardından da Galatasaray kupadan eleniyor. ‘Pes’ demekten başka bir şey yapamıyorum.
Şimdi şampiyonluk yarışı kıran kırana devam ediyor. Lider Galatasaray’ın 6 puanlık avantajı var. Bu fark, şampiyonluk için kesinlikle yetmez. İşte burada hakem ne karar verirse versin ‘sen hakemi de yeneceksin’ söylemi devreye giriyor. Okan hocanın futbolcuları, sahada her şeylerini vermezlerse sezon sonunda bu kadar iyi bir kadrosu olmasına rağmen sarı-kırmızılı taraftarlar çok üzülecek.
Son maçların hepsinde hakem hatası oldu. Ama futbol olarak da takım iyi sinyaller vermiyor, bu da ayrı bir gerçek. Çok kaliteli dört tane sol bek varken bu mevkiide sıkıntı yaşanmamalı. Adekugbe, Dubois, Kazımcan ve Emre Taşdemir... Bunların hangisi iyiyse hoca ona şans vermeli. Orta sahada Torreira ve Oliveira’ya sözüm yok, iyi performans gösteriyorlar. Ama son maçlarda rakibin her atağı Galatasaray kalesinde gol tehlikesi oluyor.
Icardi’de bir düşüş olsa da daha çok topla buluşmalı, ataklarda tek başına kalmamalı. Mertens düzeldi, ama fizik olarak daha eksiği olduğu ortada. Rashica mı, Zaniolo mu, Kerem mi olur bunu bilemiyorum. Ama biri Icardi’ye daha yakın oynamalı.
Defansta Nelsson’un alternatifi yok, dinlenme gibi bir şansı da yok. Onun olmadığı maçlarda defans kötü sinyaller veriyor. Tabii ki hoca bunları benden daha iyi düşünüyor. Ama Galatasaray’ın ligi zirvede tamamlaması için tüm futbolcuların silkelenmesi lazım. Bu da bir gerçek.
Süper Lig, Galatasaray için şimdi başlıyor. Kayserispor, Alanyaspor, Karagümrük ve Beşiktaş maçları ligin kaderini tayin edecek.
Yasak kalksın, kriterler gelsin
Futbolumuzun çizgisi belli. Benim için önemli olan Avrupa kupaları. Tamam, bu kulvarda yarışan takımlarımız canla, başla mücadele etti, ama güçleri bir yere kadar yetiyor.
Şimdi federasyonun gündeminde yabancı sınırının kaldırılması konusu var. Her sezon bu mevzuyu konuşup, tartışıyoruz. Yasak çok saçma bir şey. İsteyen takım istediği kadar yabancı alsın, zaten Türk oyunculara para yetişmiyor. Ama yabancı alırken de federasyon kriterler koysun. Bu, yaş sınırı olabilir, milli takımda oynama sayısı olabilir... Bu şekilde bir karar alınsa bana göre daha iyi olur.
Milli sporumuz voleybol
Türkiye Voleybol Federasyonu Başkanı Mehmet Akif Üstündağ’ı kutluyorum. Kadın voleybol takımlarımız bir kez daha Türk insanının gururu oldu.
Düşünebiliyor musunuz, Avrupa’nın kulüpler düzeyindeki en önemli organizasyonu olan CEV Şampiyonlar Ligi süper finaline iki Türk takımı çıkacak. Yani hangisi kazanırsa kazansın kupa Türkiye’ye gelecek ve Avrupa’nın voleybolda en büyüğü bir Türk takımı olacak. Bunu alkışlıyorum. Darısı futbolumuzun başına.