Süper Lig’in ikinci yarısı bugün başlıyor. İyi, kötü her takım hakkında fikir sahibi olduk. Okan Buruk’un Galatasaray’ının neler yapabileceğini hepimiz gördük.
Icardi, Mertens, Oliveira, Torreira ve Boey beraber oynadığı zaman takımın oyun kalitesi tamamen değişiyor. Bu futbolcuların hepsi Avrupa’nın üst düzey takımlarının oyuncuları seviyesinde. Bu artık kesin anlaşıldı. Sakatlıklar, cezalılar olup da bu isimlerden bir-ikisi oynamadığı zaman oyun kalitesi tamamen düşüyor.
Okan Buruk alternatifler yaratmak istiyor. Bunun için de çok mücadele ediyor. Son Alanya maçında Yunus hayal kırıklığı yarattı. Hocası ısrarla Yunus’u kazanmak istiyor. Fakat Yunus’un performansı maalesef takımın çizgisine bir türlü gelemiyor. Rashica, Emre Taşdemir’in önünde duvar olurken, Alanya ataklarını karşılarken, maalesef Yunus, Dubois’e yardım etmek için bir kere geriye gelmedi, gelse de faydası olmadı. Bundan sonraki maçlarda bir daha ilk 11 şansını zor bulur.
Barış Alper’in fiziği mükemmel. Pres yapıyor, rakip stoperleri rahatsız ediyor ama top ayağına geldiği zaman da ‘her topa ben vurayım, golü ben atayım’ sevdasından vazgeçmeli. Alanya maçında 18 içinde topla buluştu. İki rakibiyle boğuştu. Topu kurtardı, sağ tarafta bomboş olan Icardi’ye pas vereceğine yine çalım atmaya çalışınca yüzde yüz gol pozisyonunu harcadı. Birileri Barış’a söylemeli, büyük futbolcu olmak için pas vermesini de bileceksin. Icardi neden büyük futbolcu? Gol atma becerisi kadar arkadaşlarına pas veriyor, gol attırıyor. Barış için bu şans. İnşallah idol olarak kendisine Icardi’yi seçer.
Emre Taşdemir’in gücü bu... Sahanın her yerinde rakibine basan, kanatları çok çabuk kullanan Galatasaray’a ne kadar artı verir bilemiyorum ama fazla bir şey verebileceğini de tahmin etmiyorum. Zaten transferde kulağıma gelenlere göre birinci öncelik sol bek olacak. Bunun yanında Mertens, Oliveira, Icardi ve Torreira ile beraber oynamak bütün futbolcular için bir fırsat. Umarım bundan bir şeyler kaparlar.
Bu ufak tefek sorunlar eminim yakında halledilecek. Galatasaray’ın önü açık ve bundan sonraki maçlarda daha iyi bir futbol oynayabileceklerini düşünüyorum.
Jesus'a kızmayın
Fenerbahçe’nin Portekizli teknik direktörü büyük bir marka. Herhalde bunu kabul etmeyen yoktur. Başkan Ali Koç da kendisini getirmek için epey bir savaş verdi. Sonuçta sezon başı takıma yüklendi, iyi futbol oynatmaya başladı, Avrupa kupalarında başarılı oldu, takımına erken form tutturdu. Daha sonra Dünya Kupası için verilen ara Fenerbahçe gibi birçok takımı geriye götürdü. Ama bu sorun değil, çok yakında Jesus yine takımı toparlar ve taraftarını memnun edecek bir futbol oynatır.
Futbolumuzu kirletmeyin
Bir takım insanlar futbolumuzu kirletmek için her şeyi yapıyorlar. Erden Timur, Galatasaray’ın yöneticisi. Federasyon kendisi gibi her kulüpten yöneticileri bir araya getirerek Avrupa’ya görüşmelere gittiler. Giderken de uçağı beklerken havalimanında federasyon yöneticileri, kulüp yöneticileri hepsi bir arada kahve içtiler. Bu fotoğrafı cımbızla çekip, ‘Erden Timur ile Hamit Altıntop nasıl gizli gizli buluşurlar’ dediler. On binlerce tweet atıldı. Altıntop ve Timur’u itibarsızlaştırmak için her şeyi yaptılar.
İnanın artık korkmaya başladım. Ben böyle bir zavallılık, böyle bir kötü niyet görmedim. Fenerbahçe Başkanı Ali Koç, havaalanında Kerem Aktürkoğlu’nu görse, onunla bir kahve içse; veya Galatasaray Başkanı Dursun Özbek, Arda Güler ile karşılaşsa oturup bir masada sohbet etse demek ki Allah muhafaza savaş çıkacak!
Artık bu işler bitmeli. Bu insanların hepsi futbol camiasının saygın kişilikleri. Yan yana da gelirler, sohbet de ederler, kahve de içerler. Futbolumuzu kirletmek isteyenlere bundan böyle kulüp başkanları ‘dur’ demeli.