Şu hale bakın... Futbola verilen üç aylık aradan sonra yaşadıklarımızı aklım almıyor. Yalnız şunu söyleyeyim; Avrupa liglerinde kesinlikle böyle olaylar olmuyor. Ufak tefek hatalar olsa da oradaki taraftarlar şanslı, futbolun tadını çıkarabiliyorlar. Bizim sonumuzu ise Allah hayretsin...
Hakemler her sezon yaptıkları hatalarla şampiyonluk yarışına ve düşen takımlara müdahil oluyorlar. Olay sadece Galatasaray ile sınırlı değil. Ama üst üste sarı-kırmızılı takım aleyhine hatalar yapılınca insanın aklına bir sürü kötü şey geliyor.
Çaykur Rize-Galatasaray maçı... Evet Galatasaray kötü günündeydi. Ama buna rağmen Ömer Bayram’a, Feghouli ve Falcao’ya yapılan çok sert hareketleri Yaşar Kemal Uğurlu cezasız bırakırken, en ufak bir hareketinde Donk’a sarı kart gösterip cezalı duruma düşürebiliyor. Andone’nin sakatlandığı pozisyon dünyanın her tarafında net penaltıdır. Maçın hakemi Uğurlu ise ‘devam’ dedi. Buna benzer bir pozisyon Malatya-Göztepe maçında yaşandı. Özgür Yankaya, Göztepe lehine penaltıyı verdi. Uğurlu ise hatalarına rağmen bir hafta sonra ödüllendirilip, Kasımpaşa-Fenerbahçe maçında VAR hakemi oldu.
Bu haftaki Gaziantep maçı... İlk defa uygulanan (!) 6 saniye kuralını geçtim. Gaziantep’in ikinci golü çok net ofsayttı. Ankaragücü-Başakşehir karşılaşmasında aynı pozisyonda Hüseyin Göçek, Ankaragücü’nün golünü iptal etti.
Şimdi ben herkese soruyorum. Yaşar Kemal Uğurlu ve Alper Ulusoy’un yaptığı hatalar, masum mu? Bence masum hata değil. Galatasaray bu iki maçta yaşadığı kayıplarla şampiyonluk yarışında devre dışında kaldı. Bu hakem tayinlerini Oğuz Sarvan ile Ünsal Çimen yapıyor. Bu arkadaşlarımız daha önce MHK’den kaç kere istifa edip, ayrıldılar. Ama her gelişlerinde de bu sorunlar yaşanıyor.
Allah aşkına bana birisi söylesin Uğurlu, Ulusoy, Ali Palabıyık’ın hatasız yönettiği maç var mı? Hatta bunların içine Halis Özkahya, Barış Şimşek, Fırat Aydınus, Hüseyin Göçek ve Mete Kalkavan’ı da koyuyorum. Madem bu arkadaşlar profesyonel, görevlerini daha ciddi yapmaları gerekir. Çünkü yaptıkları hatalar doğrudan maçın skorunu etkiliyor. Bu hakemleri kim düzeltecek. Tabii ki MHK. Demek ki orada bir şeyler eksik yapılıyor.
Bakın şimdi bu hafta ve gelecek hafta oynanacak maçları seyredin. İnşallah hata yapmazlar, temennim bu. Ama adaletli düdük çalacaklarına da pek inanmıyorum.
Yönetim sınıfta kaldı
Galatasaray Başkanı Mustafa Cengiz’in hastalığı herkesi çok üzdü. Hele geçen gün televizyonda seyrederken gerçekten yüreğim paramparça oldu. Neden televizyona çıktı, onu da anlayamadım. Galatasaray’ın menfaatlerini koruyan orada başka bir yönetici yok mu?
Bilemiyorum böyle ne kadar gider? Fatih Terim isyan ediyor, gizlisi saklısı yok, televizyonlara konuşuyor. Yöneticilerden ‘çıt’ çıkmıyor. Kulübün içinde yaşanan sorunların artık saklanacak durumu kalmamış. Her gün gazetelerde okuyoruz. İçerdeki sorunları kim bitirecek... En başta Abdurrahim Albayrak ve Yusuf Günay’ın daha aktif olması lazım.
Evet sıkıntılar çok büyük, işleri kolay değil. Ama Galatasaray’da yöneticilik yapıyorsan bunların altından kalkmak zorundasın. Hastalığıyla mücadele eden bir başkanı, en azından bu dönemde rahat ettirmek sizlerin görevi. Bilemiyorum bu gidişin sonu ne olacak... Camia yine fokurdamaya başladı.
Mert Hakan’a kızmıyorum
Artık bir gerçek var; eski dönemdeki futbolcular ile bugünkü oyuncuları birbirinden ayırmak lazım. Ben Can Bartu’yu, Lefter ağabeyi, Metin Oktay’ı, Turgay Şeren’i çok iyi tanırdım...
Onların bütün her şeyi forma giydikleri kulüpleriydi. Ama şimdi onun yerini para aldı. Sivassporlu Mert Hakan önce ‘Galatasaraylıyım. Babamın vasiyeti’ dedi. Sonra Fenerbahçe, Galatasaray’dan daha fazla para verince sarı-lacivertli kulüple anlaştı. Anlaşmadan önce de Abdurrahim Albayrak’ı arayıp ‘Fenerbahçe sizin verdiğinizin iki katını veriyor. Siz ne düşünüyorsunuz’ diye soruyor. Albayrak da ‘Hayırlı olsun’ diyor!
Bu yüzden Mert Hakan’a kızmamak lazım. Artık forma değil, para konuşuyor futbolcular için.