Galatasaray devre arasında yapılan transferlerle ayrı bir güç kazandı. Alınan oyuncuların hiçbirisi Türkiye’ye ve takıma uyum süreci yaşamadı. Sanki yıllardır sarı-kırmızılı formayı giyiyorlarmış gibi sahaya performans koydular. Bunun da arkasında, başta Fatih Terim’in, daha sonra da kaptan Arda ve yardımcı hocaların bütün futbolculara ailenin bir parçası gibi davranmaları yatıyor.
Şu anda oynanan futbola bakıldığında, takımları galip gelsin diye her şeyini sahaya koyan bir futbolcu grubu görüyoruz. Alanya maçından önce Ömer Bayram’ın kaburgasında çatlak var ve ağrı yaşıyor. Buna rağmen Terim’e, “Saracchi ve Emre Taşdemir sakat. Hocam ben bandajla da olsa oynayacağım” diyor. Ardından da çıkıp olağanüstü bir mücadele ortaya koyuyor.
Kasımpaşa maçından sonra Gedson Fernandes’in de sakatlığı vardı. O da hocasına oynamak istediğini söyleyip, gücü yettiği kadar mücadele etti. Bunların hiçbiri tesadüf değil. Mustafa Muhammed, Türkçe öğrenmek için uğraşıyor, “Dünyanın en şanslı futbolcusuyum. Falcao gibi bir efsane ile oynayacağım” diyor. Son haftalarda büyük bir çıkış yakalayan Etebo, futbol hayatını Galatasaray’da devam ettirmek istediğini söylüyor.
Feghouli, Kerem, Marcao, Luyindama, Oğulcan... Hepsi kaynaşmış. Kulübede oturan futbolcu artık küsmüyor. Hocası görev verirse çıkıp her şeyini sahaya koyuyor. Arda, Taylan ve Oğulcan’ı evine çağırıyor. Eşinin pişirdiği yemeklerden yiyip, hepsi beraber vakit geçiriyorlar. Galatasaray Başkanı Mustafa Cengiz de futbolcuların bütün alacaklarını son kuruşuna kadar hesaplarına yatırıyor. Şu anda Florya’da esen rüzgâr böyle. Herkes çok mutlu. Liderliği bırakmamak için kenetlenmiş durumdalar.
Kasımpaşa maçının ilk yarısı mükemmel futbol, kaçan net 8 pozisyon... O balçık sahadan 2-1 değil de çok değişik bir skor da çıkabilirdi. Alanya karşılaşmasında da Onyekuru’nun kaçırdıkları, Mustafa’nın direkten dönen topu ve en önemlisi hakem Zorbay Küçük’e rağmen çok zorlansalar da yine galip geldiler.
Benim anlamadığım her şey böyle yolunda giderken, Galatasaray taraftarı olduğuna inanmadığım bir sürü insan; Ömer’e olsun, Fernandes’e olsun hakaret etmeye uğraşıyor. Ne söyleyeyim! Allah akıl, fikir versin bunlara. Bu kadar mücadele eden, iyi bir çıkış yakalayan takımına destek olacağı yerde, hakaret eden bir grup da hala var.
Sonuçta sezonun bitmesine daha 15 hafta var. Galatasaray daha şampiyon olmadı. Birbirinden zor, çok emek isteyen, fedakârlık isteyen 15 karşılaşma oynanacak. Şu ortamda kesinlikle nasıl futbol oynarsan oyna maç kazanmak kolay değil. Sarı-kırmızılı takımın tek ihtiyacı olan şey, Florya’daki gibi taraftarların da kenetlenmesidir.
Tatlı top sende!
Merkez Hakem Kurulu (MHK) Başkanı Serdar Tatlı’nın dürüstlüğünden hiç şüphem yok. Hakemlik yaptığı dönemde de iyi adalet dağıtıyordu.
Evet, şu anda Türk futbolu hakemlerle sorun yaşıyor. Artık yok Zorbay Küçük, yok Abdülkadir Bitigen, yok Arda Kardeşler diye ayırmadan bütün sorumluluk Serdar Tatlı’dadır. Elinde iyi bir hakem kadrosu var. Hata yapan isimleri cezalandırmazsa, bilhassa şampiyonluğa oynayan takımlara adalet dağıtan hakem atamazsa, abuk sabuk isimleri VAR hakemi olarak tayin ederse hiç kusura bakmasın bunun altından kendisi de kalkamaz.
Ben Serdar Tatlı’ya güveniyorum. Herhalde yapılan hataları bundan sonra tekrarlamayacak.
Bulut rahat değil
Fenerbahçe, Türkiye’nin en büyük takımlarından biri. Bu sezon 22 tane transfer yaptı. Ve bu yepyeni takımı birleştirip, ortaya iyi bir kadro çıkarmak kolay bir iş değil.
Bunu herkes kabul etmeli. Yedekte kim oturursa huzursuzluk çıkaracak ve isyan edecek. Oynayanlarla, oynamayanlar arasındaki kalite farkı çok az. Yani şöyle düşünün Trabzonspor’un yıldızı olan Novak bile sarı-lacivertli takımda forma şansı bulamıyor.
Mesut Özil, dünyanın en iyi futbolcuları arasında. Hiç kimsenin bu konuda bir itirazı yok. Ama bir senedir top oynamıyor ve bu sezon gerçek performansını göstermesi mümkün değil. Buna rağmen Erol Bulut’un Özil’e görev vermeme şansı var mı? İyi de olsa kötü de olsa Mesut’u oynatmak zorunda. Bu şansı vermese kıyametler kopacak. Oynatmasına rağmen de kıyametler kopuyor. Erol Bulut illa ki Fenerbahçe’yi toparlayacak. Ama şu anda Erol hoca samimi olarak söylüyorum hiç rahat değil. Çok büyük desteğe ihtiyacı var.