Sezon başındayız, futbolcuların çoğu hazır durumda değil. Buna rağmen zorlu rakiplerle her hafta iki maç oynuyorsun. Salı günü Olimpija gibi zor bir takımla oynadın, cumartesi ise Türkiye’nin dördüncü büyüğüyle puan mücadelesine çıkıyorsun...
Önce şunu söyleyeyim, Galatasaray kendi sahasında hangi takımla oynarsa oynasın, 12. adamın müthiş desteğiyle maça 1-0 önde başlıyor. Gerçekten futbolcular kadar, taraftarlar da çok önemli. Trabzonspor çok mücadele eden taş gibi bir takım. İki takım da fazla gol pozisyonuna girmemesine rağmen kıran kırana mücadele ettiler. Zaman zaman da olsa karşılaşma içinde sertlik de ön plana çıktı.
Hakem Atilla Karaoğlan da maçı iyi kontrol edemeyince kasti tekmeler, omuzlar, ayağa basmalar havada uçuştu. Bundan da nasibini alan Torreira oldu. Sakatlamaya dönük ayağına basılıyor, hakemin gözünün önünde oluyor ama maalesef hakem cezayı kesemiyor. Bu tür hakemler futbolcuları da geriyor, haksız yere kart görmelerine neden oluyor. Her neyse, bunlar federasyonun işi. Yalnız Karaoğlan gibi yeteneği kısıtlı hakemlere büyük maçları vermemeleri gerekir.
Galatasaraylı futbolcuların da haksızlığa uğrasalar bile itirazdan kart görmemeleri gerekir. Okan Buruk için her futbolcu kıymetli. Icardi gibi bir santrforun varsa maça yüzde 51 ile başlıyorsun. Maç boyu net pozisyon olarak bakıyorum; Kerem Aktürkoğlu, Bakasetas’tan kaptığı topla Icardi’ye pas veriyor, Arjantinli futbolcu da zor pozisyonda olmasına rağmen, usta bir vuruşla gol perdesini açıyor. Böyle bir golcün varsa onu topla daha çok buluşturmalısın.
Barış Alper, Eren’le boğuşmaktan fazla etkili olamadı. Mertens de aynı şekilde, boş alan bulamadı. O da etkisizdi. Kerem verdiği gol pası haricinde fazla etkili olamadı. Tabii ki, sezon başı, sadece Galatasaray değil; hiç bir takımı fazla eleştirmemek lazım. Çünkü sezona hazır değiller.
En önemli futbolcuların Zaha, Tete, Ziyech tribünde oturuyor. Onlar da sahaya indiği zaman futbol çıtası çok yükselecek bu kesin. Bundan da en çok faydalanacak futbolcu Icardi olacak. Uzatma dakikalarında Kaan Ayhan’ın muhteşem ortasına, aynı güzellikte harika bir kafa vuruşuyla hem kendisinin hem de takımının ikinci golünü kaydetti.
İşin özeti Mauro Icardi ceza sahası içinde ne kadar çok topla buluşursa o kadar çok gol atar. Bu futbolcudaki yetenek sonradan olma değil, Allah vergisi... Ayağıyla, kafasıyla, gözünü diktiği noktaya topu atabiliyor. Müthiş bir yetenek.
Trabzonspor ise çok iyi mücadele etti. Gol atacak pozisyon da buldular. Ama dediğim gibi Galatasaray’ın Icardi, Boey, Abdülkerim, Nelsson ve dün geceki futboluyla Oliveira gibi daha ağır basan, sahaya kalitelerini koyan futbolcuları vardı. Bu da galibiyeti getirdi.