Galatasaray Yönetimi istediği futbolcuyu alır, istediğini satar... Güç onlarda. Taraftar istediği kadar bağırsın, tepki göstersin, sosyal medyayı ayağa kaldırsın... Ama değişen bir şey yok.
Benim itiraz ettiğim tek konu var. Sneijder büyük yıldız. Bunu herkesin kabul etmesi lazım. Alıcısı da fazlasıyla var. Şu an Tudor, Sneijder ve yönetim arasında sorun yaşanıyor. İşin açıkcası Sneijder gönderilmek isteniyor. İyiydi, kötüydü bunları yazmayacağım.
Bin sefer söyledim, bu kalitedeki futbolcuyu ben olsam oynatmak için uğraş verirdim. Ama anladığım kadarıyla Tudor’un olmazsa olmazı Hollandalı oyuncunun gitmesi.
Tamam, Sneijder alınırken iyi para verildi. Kendisi de yıllık çok iyi bir ücret alıyor. Takıldığım yer zaten burada. Böyle bir futbolcuyu göndermek istiyorsan para kazanman lazım. Bırakın para kazanmayı yönetim üstüne bir de para verecek... Beşiktaş, Marcelo’yu 8.5 milyon euroya sattı. Senin elinde dünya yıldızı var, göndermek için neredeyse üstüne para vereceksin. Böyle yöneticilik olmaz. Fenerbahçe, Volkan Şen’e ‘Arkadaş ben seni istemiyorum. Bonservisini bizden alman için 1 milyon euro getireceksin ve gideceksin’ dedi. Volkan da bu parayı getirdi, serbest kaldı.
Galatasaray’da bunu yapacak tek yönetici yok. Sneijder gibi bir adamı paraya çeviremiyorsan bu işi yapmayın. Bana verin bana iki saatte satarım, iyi de para getiririm kulübe! Tarık Çamdal, Donk, Adili ve bir sürü futbolcu... Gönderilmek isteniyor ama bunu yapamıyorlar. Ne yapıyorlar? Mesela Tarık geçen sene Eskişehirspor’a gitti. Oraya da katkısı olmadı. Parasını da Galatasaray ödedi. Var mı böyle bir sistem. 200-300 bin euro kazanmak için kiralık gönderdiğin futbolcunun parasını ödeyeceksin.
Sistemde yanlışlık var. Ben büyük kulüpsem futbolcunun değil, benim dediğim olur. Alt yapıya gönderirim, günde de üç idman yaptırırım. O zaman görelim bakalım Galatasaray’dan gitmemek neymiş.
Kulüpte böyle bir futbol aklı yok. Bunun için de her sene milyonlarca euro zarar ediyor. Ne yalan söyleyeyim benim de gücüme gidiyor.
Fikret Orman örnek olmalı
Galatasaray transfer yapıyor. Yukarıda Allah var; Gomis, Belhanda, Maicon ve Mariano iyi futbolcular. Buna itirazım yok. Ama transferin yapılma şekline itirazım var. Belhanda’yı almak için Dinamo Kiev’e gidiyorsun, 9 milyon euro bonservis istiyorlar. Galatasaraylı yetkili de ‘Biz 8 verelim. Yanında 2 miyon da bonus olsun’ diyor. Sonra da ben bu transferi bitirdim diye övünüyorlar. Geçiniz bunları.
Fikret Orman ne yapıyor? Porto’dan futbolcu alacak. Portekiz ekibi ile masaya oturuyor. Daha sonra da bonservisi 30 milyon euro olan Talisca’yı yıllığı 2 milyon eurodan kiralıyor.
Brezilyalı oyuncu bir yılda harikalar yaratıp ‘Ben gideceğim’ diyor. Orman ise ‘Senin bir sene daha sözleşmen var. Sana ceza keseceğim’ diyor. Ve Talisca kuzu kuzu Türkiye’ye gelecek. Başka ne söyleyeyim. Beşiktaş’ın futbol aklına bak, ardından Galatasaray’ın futbol aklına bak.
Bakan Kılıç’a güveniyoruz
NTV Spor’da önceki gün Gençlik ve Spor Bakanı Sayın Akif Çağatay Kılıç’ı dinledim. İnanın futbolumuz için duymaya ihtiyacımız olan her şeyi çok net anlattı.
Yeni sezonda İçişleri Bakanlığı ile görüşmüş, Emniyet Müdürleri’ne talimat gitmiş ve gayet net bir şekilde şöyle deniyor: “Ekmeklerin içinde ya da ceketinin cebinde her kim olursa olsun statlara meşale sokarsa kesinlikle kimsenin gözünün yaşına bakılmayacak. Hiçbir yönetici, kulübün ya da başka birilerinin gücünü kullanarak bu yakaladığımız insanları devletin elinden alamayacak.”
İnanın böyle bir girişime o kadar çok ihtiyacımız vardı ki. Konyaspor-Başakşehir finalinde rezalet yaşadık. Daha kötüsüne Antalya’da Eskişehir-Göztepe maçında şahit olduk. İnanın ben de dahil bütün basın mensupları ve taraftarların büyük kısmı dumandan zehirleniyorduk. Önemli olan devletin bunu görmesiydi. Bundan sonra maça gelenler dikkatli olacak. Futbol seyretmek isteyenler herkesin başının tacı. Ama futbolda meşale, şiddet... Bunları yapanlar eskisi gibi ödüllendirilmeyecek. Çok büyük cezalarla karşı karşıya kalacaklar.