CELAL UMUT EREN
Sarı-lacivertli yönetici, Galatasaraylı idarecilerin derbiden sonra verdikleri sözü tutmadığını ifade etti, “Provokasyona alet oldu hepsi. Orada Aziz Yıldırım ve benim gibi adam olsaydı asla aldırmazdık.
Biz aldırmazdık, tanımazdık kimseyi, ölürdük aldırmazdık” dedi.
Fenerbahçe Spor Kulübü Başkanvekili ve Basın Sözcüsü Mahmut Uslu; televizyon, gazete ve ajans muhabirleriyle Fenerbahçe semtinde bulunan Dalyan Kulüp’te bir araya gelerek sohbet toplantısı gerçekleştirdi. Gündeme dair soruları yanıtlayan Uslu, merak edilen tüm konulara açıklık getirdi.
Mahmut Uslu, 15 Temmuz darbe girişimini kınayarak başladığı konuşmasında bütün Türkiye’nin büyük bir felaketi atlattığının altını çizdi. FETÖ ile en çok mücadele eden kulübün kendileri olduğunu dile getiren sarı-lacivertli idareci, 12 Mayıs 2012 tarihini hatırlatıp, Kadıköy’de Galatasaray’a kaybettikleri şampiyonluk maçında çıkan olaylara işaret etti.
FETÖ polislerinin taraftarları proveke ettiğini, Galatasaray’ın o dönemki idarecilerin de buna uyduğunu aktaran Mahmut Uslu, meşhur kupa olayında yapılan yanlışları anlattı. Sarı-kırmızılı yöneticilerin verdikleri sözü tutmadığını ve insanların canıyla uğraşırken rakiplerinin kutlama telaşına düştüğünü dile getiren Uslu şunları söyledi:
Ben o tarihte görevde olsaydım, o kupayı aldırmazdım. Çünkü provokasyon var, provokasyona alet oldu hepsi. Statta herkes gaza boğulmuş, insanlar canıyla uğraşıyor. Kimdi o zaman CEO’ları; Lutfi Arıboğan. Aziz Yıldırım ve benim gibi adam olsaydı asla aldırmazdık. Biz aldırmazdık, tanımazdık kimseyi, ölürdük aldırmazdık. Başbakan istedi yönündeki iddiaların hepsi yalan. Provokasyon var, provokasyonu da kimin yaptığı belli, Galatasaray’ın o zamanki CEO’su belli. Ölümü alırlardı kupayı alamazlardı. Aziz Yıldırım olsaydı yapamazlardı.”
2014’teki basketbol finalini de anımsatan Uslu, orada da Galatasaray’ın yanlış yaptığını kaydedip, “Basketbolda Galatasaray’ın maça çıkmaması da provakosyon. Türkiye’de olay çıkarıyorlar.
Yüzde 49 kazanma ihtimalin var. Abdi İpekçi’de yaşadıklarımızın yüzde 10’unu yaşamadılar. Yumruk yedik, tükürük yedik” dedi.
"Bizim ve Galatasaray’ın yayın hakkı 100 milyon euro"
Sarı-lacivertli kulübün yayın gelirinde fedakârlıklar yaptığını kaydeden Mahmut Uslu, almaları gereken paranın 100 milyon
euro olduğunu anlattı. Aziz Yıldırım’a bu konuda kulüplerin teşekkür etmesi gerektiğini aktaran Uslu, “Galatasaray’la biz fedakârlık
ediyoruz havuz konusunda. Bizim hakkımız 100 milyon euro ama 30 milyon
dolar küsür alıyoruz. Eğer biz havuzda yüzde 33-35 reyting yapıyorsak hakkımız 100 milyon dolar. Aziz Yıldırım 400 milyon euroya çıkardı havuzu. Hizmet etti. Türk futboluna hizmet eden 3 adam yok. 2 adam da yok. Tek adam var” dedi.
‘Vergi yerine yatırım’
Fenerbahçe’nin vergi konusunda çok ciddi emek harcadığını vurgulayan Mahmut Uslu, tüm kulüpler adına bu uğraşıyı yaptıklarını anlattı.
Vergiye yapılan harcama yerine amatör branşlara yatırım yapmanın daha doğru olduğunu belirten Uslu, Galatasaray, Beşiktaş ve Trabzonspor’un da amatöre yönelmesini istediklerini kaydetti.
Mahmut Uslu, 18 yıldır vergi konusunda mücadele verdiklerini anlatıp, “Profesyonel kulüp olarak vergi veriyoruz. Biz, bunu ödemeyelim diyoruz. Bu vergiler biriksin. Amatör branşlara ne harcıyorsak yıl sonunda onu mahsup edelim. Biz, vergi indirimi istemiyoruz. Amatör branşlara yatırım yapalım. Bunu sadece Fenerbahçe değil, bütün kulüpler için istiyoruz” dedi.
Kulüp olarak her yıl çok ciddi vergiler ödediklerinin de altını çizen Uslu, “Fenerbahçe Kulübü, olimpiyatlara giden sporcuların yüzde 50’sinin sponsoru. Eskiden cepten ödüyorduk ama ödeyemeyecek duruma geldik. ENKA ile birlikte atletizmde yarışıyoruz. Neden Galatasaray ve Beşiktaş ile rekabet etmeyelim. Boksta devletin haricinde kimseyle rekabetimiz yok. Masa tenisinde yok. Masa tenisinin 1 yıllık gideri 1 milyon lira. Yılda 100 milyon lira vergi veriyoruz” diye konuştu.