Bu sayfaya şampiyonları seçtik. Bu seçimde öne çıkanlar 3’er altın madalyalı rekortmen haltercilerimiz Naim Süleymanoğlu, Halil Mutlu; ikişer olimpiyat altını kazanan güreşçilerimiz Mithat Bayrak ile Hamza Yerlikaya; ilk altın madalyalı kadın sporcumuz halterci Nurcan Taylan; boksta demir yumruklarıyla her maçı fark yaparak kazanan Busenaz Sürmeneli oldu.
NAİM SÜLEYMANOĞLU (Cep Herkülü cebindeki tarih kitabını bırakıp gitti)
Sadece rekortmen bir halterci değil, halkın gururu, özgürlük kahramanı bir sporcu olarak tarih yazdı. 80’li yılların sonlarında Bulgaristan’da köyleri dağıtılan, camileri kapatılan, isimleri değiştirilen, Türkçe yazma ve konuşmaları yasaklanan soydaşlarımızdan biriydi. Kırcaali bölgesinde çocuk parkında oyun oynarken ünlü halter antrenörü Abaciev tarafından keşfedildi. Kısa zamanda dünya podyumlarında şaşırtıcı ve sarsıcı başarıların kahramanı oldu. Bulgaristan adına gençler kategorisinde şampiyonluklar kazandı. Aralık 1986’da Melbourne’de düzenlenen Halter Dünya Kupası müsabakalarının sona erdiği gece Bulgar takımının sporcu ve yöneticileriyle bir barda sohbet ederken, tuvalete gitmek üzere ayrıldı…Ve geri dönmedi. Türkiye Cumhuriyeti’nden gelen görevli özel ekiple buluştu. Melbourne’den uçakla Londra’ya gittiler. Naim, ertesi gün özel bir uçakla Ankara’ya getirildi. Bu operasyonların talimatını bizzat Başbakanı Turgut Özal verdi. Süleymanoğlu’nun Melbourne’dan kaçışı, Londra’da büyükelçiliğine iltica başvurusu yapıp Ankara’ya getirilişi tüm dünyada gündem oldu. Diplomasi ve spor dünyasında büyük yankılar yarattı. Bu kaçış öyküsü Bulgaristan’da Türklere karşı uygulanan ağır baskıların duyulmasına, tepkiyle karşılanmasına ve Jivkov rejiminin çözülmeye başlamasına neden oldu. Bulgar makamları bu arada Türkiye ile temasa geçerek Naim Süleymanoğlu’nun uluslararası yarışmalara TC kimliği ile katılması için para talep ettiler. Pazarlıkların kar eden tarafı Türkiye oldu. Bulgaristan, 1 milyon ABD doları karşılığında Naim Süleymanoğlu’nun Türkiye adına yarışmasına itiraz etmeyeceğini bildirdi.
Naim Süleymanoğlu 1988 Seul Olimpiyat Oyunları’nda 60 kilo müsabakalarıyla altın koleksiyonuna başladı. Silkme ve koparmada gece boyunca 21 dünya rekoru kırdı.. Koparmada 152,5, silkmede 190 kiloyu (vücut ağırlığının üç mislinden 10 kilo fazlası) kaldırarak totalde 342,5 kilo ile şampiyonluk kürsüsüne çıktı. O finalde Naim’in rakibi Bulgar arkadaşı Topurov idi. Naim hem koparmada, hem de silkmede 15’er kilodan totalde 30 kiloya çıkararak ayrı bir dünya rekoru elde etti.
Sonrası şiir gibi devam eden sportif bir destan oldu. Naim’in Barcelona 1992’deki yeni rakibi yine Bulgaristan adına yarışan Nikola Peshalov idi. Ölümsüz şampiyonumuz, Seul’deki mucize rekorunu tekrarlayamadı ama totalde (320 kg) 15 kiloluk fark yaparak ikinci altın madalyasını aldı. 1996’da Atlanta Olimpiyatları’na aynı uçakta giderken Naim’e takıldım: “Nasıl, kazanabilecek misin bakalım?. Şimdi de bir Yunanlı geliyormuş. Onu yenebilecek misin?” “Yapma, Atilla abi bana yoklama çekiyorsun… Kandıramazsın. Sen benim kazanacağımı biliyorsun” dedi, “Ben kazanmaya gitmiyorum. Tarih yazmaya gidiyorum.. Bak bakalım, halterde üç olimpiyatta peş peşe altın adam var mı? Yok. Ama olacak!”
Evet, aynen öyle oldu. Yunan rakibi Valerious Leonidis çok sıkı bir direniş gösterdi Naim’e. Salonda karşılıklı iki tribünde konumlanmış olan Türk ve Yunan seyirciler esprilerle, şarkılarla, tezahüratla birbirlerini kızdırmaya çalışıyor, sporcuları destekliyordu. Naim Süleymanoğlu bir kez bile geri düşmedi. Leonidis de ısrarla peşindeydi. Naim koparmada 2,5 kiloluk öncelikle (147,5-145) bitirdi yarışı. İki rakip silkmede 187,5 kilo ile dünya rekoruna ortak oldular. Totalde 335 kilo ile üçüncü altınını kazandı Naim. Uçakta söylediği gibi tarih yazıp İstanbul’a döndü. Onca rekor, madalya, gurur, şan,şöhret acaba Naim’i mutlu etmeye yetti mi? Sanmıyorum. O zaferlerden sonra hüzünlü bir hayatı oldu Naim’in.. Sağlığı bozuldu. Bin yıllık onur mirasını bırakıp 50 yaşında (1967-2017) hepimizi ağlatarak ayrıldı aramızdan.
HALİL MUTLU (Tarih derken tarih oldu)
1,5 metrelik boyu nedeniyle Bulgaristan’da ailesi tarafından haltere teşvik edildi. Türkiye’ye yerleşti. İdolü Naim Süleymanoğlu ile birlikte 1996 Atlanta Olimpiyatları’na katıldı. Sonradan kaldırılan 54 kilo kategorisinde koparmada 132,5 kilo (Dünya Rekoru), silkmede 155 kilo (Olimpiyat Rekoru), totalde 287,5 kilo (Olimpiyat Rekoru) kaldırıp halter dünyasında yeni bir yıldız olarak karşılandı.2000 Sydney ve 2004 Atina’da 56 kiloya geçti. Koparma, silkme ve totalde 305 kilo ile Dünya Rekoru kırarak başarısını sürdürdü.2004 Atina’da totalde 295 kilo kaldırarak kolayca altın madalyayı kazandı. Böylece üç olimpiyatta peş peşe altın madalya kazanan şampiyonların sayısını dörde yükseltti. Halil Mutlu’nun büyük hedefi, halterde yapılamayanı yapmak ve dördüncü altını 2008 Pekin’de kazanmaktı. Sigarayı burakmış, kilo almıştı. Özel bir beslenme rejimi uyguluyor, bu arada doktorların ve yöneticilerin onayı ile bazı ilaçlar alıyordu. WADA’nın yaptığı kontroller sırasında kanında, aldığı ilaçlarda birinin içeriğindeki yasaklı madde nandrolon bulundu. İki yıl ceza aldı. Morali bozuk, zihni dağınık ve doktorların yazdığı reçeteli ilaçta yasaklı maddenin bulunmasına öfkeliydi. Halteri bıraktığını açıkladı, tarih oldu.
NURCAN TAYLAN (Mutsuz bir kariyer sonu)
Kadınlar halterde yarışmak üzere 20 yaşında gittiği Atina’da performansı merakla bekleniyordu. Ondan “Hiç değilse bir bronz gelsin” diye merakla söz edenler, 48 kiloda çifte dünya rekorunu görünce gözlerine inanamadılar. Ankara Yenişehir Spor Kulübü’nün haltercisi, koparmada 97,5 kilo ile dünya rekorunu yeniledi. Silkmede 112,5 kilo ile peşindeki Çinli Li Zhuo ile aynı kiloyu kaldırdı. Ancak koparmadaki 5 kiloluk üstünlüğü totalde de dünya rekoru (210 kg) getirdi. 2008 Pekin Olimpiyatları’na katıldı, altın madalya bekleniyordu. Ancak üç hakkında da 0 çekerek hayal kırıklığı yarattı. Sakatlığını öne sürdü. 2010’da Antalya’da düzenlenen dünya şampiyonasında 121 kilo ile rekor kırdı. Ancak kanında bulunan yasaklı maddeler nedeniyle dört yıl ceza aldı. Uluslararası Halter Federasyonu (IWF) sonradan bu cezayı iki yıla indirdi. 2013’de cezası bitti. Ne var ki biyolojik pasaportunda yeniden yasaklı madde bulundu. Bunun üzerine 2008’den itibaren katıldığı tüm yarışlardan diskalifiye edildi. Ömür boyu spordan men edildi. Nurcan Taylan’ın bazı takım arkadaşlarıyla antrenör Mehmet Üstündağ arasındaki davaya ilişkin açıklamaları da kamuoyunda tartışmalara neden oldu.