Ne ilginçtir ki ; Hem Beşiktaş hem de Fenerbahçe aynı hafta 2 belçika ekibine karşı oynayacaktı. Anderlecht'in köklü tarihi ve ekolüne yaklaşmak isteyen ve puan sıralamasından ondan bir tık yukarda olan Genk Beşiktaş ile oynacaktı.
Fenerbahçe 'nin en büyük avantajı Anderlecht'in Diamata'dan yoksun oyuna başlayacak olmasıydı.Onbir maçta 8 golü bulunan oyuncu en olmadık pozisyonlarda gol çıkarıyordu. Bir anlamda rakibin Mbaye Diagne'si gibiydi sanki..
Kolay gol bulan ve çabuk top kullanan bir orta sahanın gözleri sadece Santiniye bakacak demekti bu. Ancak Hein Vanhezebruck bu sefer takımın sol kanadına Bakkali yi alarak Fenerbahçe defansını zorlamaya çalışacaktı.
Fenerbahçe ise ; İsla,Benzia ve Slimani ve Frey'i yi oyuna aynı anda başlatarak hücumda gole ne kadar ihtiyacı olduğunu da göstermiş oldu.
Fenerbahçe maça istekli başladı.Hem orta saha ve hem defans bu dakikalarda Anderlecht'İ kontrol etmek ister gibiydi.Bu dakikalarda Gerkens'in şutunda Harun'un plonjonu yerindeydi.Ancak bu ataktan dakikalar sonra yine Geerkens'in defansın arasına sızıp bıraktığı topta gelen gole engel olamadılar. Fenerbahçe'nin defansı yine bizleri yanıltmamıştı.
Golden sonra Fenerbahçe ; Slimani ile başlayan ; İsla ile gelişen atakta Frey'in müthiş şutu ile gole çok yaklaştı.Didillon bile belki; kurtardığı bu topa şaşırmıştır.
Frey için söylediklerimi tekrarlayalım.Kötü oyuncu değil ; Yaşı,mücadelesi ve pozisyonlara girişi hiç fena değil. Sadece çabuklaşması lazım.
İkinci gol ise Bakkali'nin yetenekleri ile gelen bir goldü ve o noktadan Harun için bile bu top çok zordu.
Anderlecht te kolay defansif zaaflar gösteren bir takım ve Fenerbahçe bunu Frey ile değerlendirince umutlar yeşerdi.
Sonrasında Hasan Ali'nin tek kişilik futbol resitaline tanık olduk zayıf olan Anderlecht sağ kanadında.Geldi,etrafını kontrol etti ve bıraktı topu ağlara..
Fenerbahçe iyi oynamaya devam ediyor. Beşiktaş ' a gelirsek ; Genk maçını kazanmaları gerekmiyormuydu ?