Son günlerde ligimiz de oynanan maçlara baktığımız da alınan skorları çoğu kimsenin tahmin edemeyeceğini düşünüyorum. Galatasaray ‘ ın rakibi Fenerbahçe ile aradaki büyük puan farkını rakibi lehine almış olduğu olumsuz sonuçlar ile kapattırması, bu devrede Beşiktaş ‘ ın bu zor günlerinde şampiyonu belirleme de almış olduğu sonuçlar ile yeniden eski günlerine dönüş sinyalleri vermesi, ligin sonları gelinirken kritik derbinin de galibini şimdiden belirleme de olasılık hesaplarına dönüştü.
Peki, ne oldu kısaca bir bakalım. Öncelikle Galatasaray ‘ da daha önceki yıllarda edinilen tecrübelere rağmen bir konsantrasyon eksikliği var. Sarı kırmızılı ekip bütün bir ligi son derece başarılı bir şekilde yürütürken ve geniş kadro avantajını da kullanırken son maçlarda özellikle defans bloğunda olmadık hatalar yaptı.
Buna karşın Fenerbahçe hiçbir zaman geri adım atmadı ve hem ligin sonlarında kaybettiği deplasman maçları hem de play offlar da almış olduğu Beşiktaş mağlubiyetine rağmen durumunu toparlamayı bildi ve işi son haftaya kadar getirdi. Son Trabzonspor maçına baktığımız zaman da defans ta yine ne yaptığını bilen bir defans bloğu önünde Stoch ‘ un çabukluğu, Baroni ‘ nin sürpriz koşuları ve Bienvenue ile Dia ‘nın ceza sahası önünde ki hareketliliği ile gol bulmayı amaçlamış bir takım vardı. Başarılı da oldular.
Çünkü Trabzonspor ‘ un daha önce de söylediğimiz gibi ağır defans hattı haricinde topu saklamayı beceremeyen bir orta sahası ve forvette partnersiz likten artık yılgınlık gelmiş bir tek forveti kalmıştı. Nitekim Fenerbahçe de orta sahadan Emre ,Baroni gibi 2 tane tek pası seven oyuncunun yapmış olduğu basit paslaşma bile Trabzonspor ceza sahasını duraklattı.
Gelen golden sonra kanatları her zaman olduğu gibi Ziegler ‘ in çalışkanlığı ve Caner ‘ in gole dönük oyun yapısı ile iyi kullanan Fenerbahçe yine Stoch ‘ un Emreden aldığı derinlemesine pasla neredeyse bütün sahayı tek başına geçtiği bir top ta kaçan şutunun ardından Bienvenue ile farkı 2 ye çıkardı.3 golde neredeyse 2 golün aynısı idi. Sadece bu kez sevindiren Baroni oldu.
Trabzonspor gibi üst düzey bir takım nasıl kendi sahasında karbon kağıdı ile çekilmiş gibi birbirinin kopyesi 2 golü üst üste kendi kalesinde görür ? Bu maçı seyreden her Trabzonsporlunun bunu kendine sorması lazım değil ‘ mi ?
Bu saatten sonra tahmin yürütmek zor ama şu ana kadar evinde oynadığı normal sezonda hiçbir maçı kaybetmeyen Fenerbahçe kendi sahasında sanki daha avantajlı gibi duruyor. Galatasaray ise bu kadar puan farkına ve rakiplerinin kötü durumuna rağmen nasıl bu noktaya gelindiğini kendisine sormalı.
Fenerbahçe Alex ‘ in yokluğuna Moussa Sow ‘ un sakatlığına rağmen durmuyor, İnandıklarını, başarılı olmak istediklerini saha da kaldıkları 90 dakika boyunca hissediyorsunuz. Sanırım onlara bu enerjiyi veren de arkalarında ki Milyonlarca taraftar… Onlar bu sene şampiyon olamasalar da giymiş oldukları o formayı terlettiler. Bu sene hiçbir zaman unutulmayacak sanırım ,Fenerbahçe’ nin takibi gibi…
Spor Dostluk’ tur derken güzel bir futbol izlemeyi kendi adıma diliyorum.