Türk Futbolunun bundan 15 yıl önceki halini hatırlıyorum. Wembley’ de İngiltere maçı geldiğinde hepimiz maçın sonucunu önceden bilirdik. Aslında o zamanlar takımımızda yetenek olarak zengin ; mentalite olarak eksik bir anlayışımız olduğu herkesçe kabul görürdü. Saha’da bireysel yetenekleri ile ön plana çıkan ancak kolektif hamleler yapmaktan son derece uzak bir futbolcu topluluğu izlerdik. Zaten Dünya futbolunda rönesans yaşanırken biz her zaman bu gelişmenin bir adım ötesinde kaldık. Hollanda’nın Rinus Michels ile 88 Avrupa şampiyonasında gösterdiği başarıyı, İtalyan’lar Trapattoni, İngilizler Bobby Robson ile takip ediyor, milli takımlarında başarılı olan mücadeleci, kolektif, fizikman güçlü, kondüsyonu yeterli oyuncuları ile Avrupa sahnesinde de başarılı oluyordu. Evet Türk futbolu içinse geçerli olacak gerekli hamle Sepp Piontek in Milli takımın başına gelmesi ile yapıldı. Danimarka'lı hoca milli takımlarında Elkajer Larsen, Klaus Nielsen, Lars Nielsen, Poulsen, gibi, oyuncuları gerçekten iyi harmanlamış ve Vikingleri epeyce gündeme taşımıştı. Piontek in Milli takımımıza gelmesi ile ilk başlarda başarısız sonuçlar alındı. Ancak usta hoca idman teknikleri, profosyonelliği bırakmayan yapısı ve taktiksel anlamda verdiği mesai ile milli takımın başarısında temellerin atılmasına yardımcı oldu. Şimdiler’de Milli takımımız gerçekten yetenekli, başarılı olabilecek, Avrupa da top koşturan, oyuncuları, ile büyük aşama kaydetti. Bu noktada yerli-yabancı hoca tartışmaları yapılırken yine bir yabancı hoca Guus Hiddink gibi, marka bir isimle anlaşıldı. Peki Hiddink doğru tercihmi...? Türkiye liginde çalışmış, futbolumuzu tanıyan, farklı ülke milli takımlarında başarılı olan deneyimli bir isim. Taktiksel anlamda zengin çıkarımlar yapabilen, hücumu defansın başlattığına ve desteklediğine inanan, kademe anlayışından çok pozisyon anlayışına inanan bir çalıştırıcı. Takımın zayıf olduğu köşe vuruşları ve serbest vuruşlarda zenginlik katacağı, takımın, performansını arttıracağı bir gerçek. Ancak takıma alışması, medya ile olan ilişkileri, Türk, futbolunun içinde bulunduğu durumda duracağı ve sahipleniceği nokta da çok önemli. Futbol dünyanın en basit oyunlarından biri... Ancak futbolun gereklilikleri çok açık, koşacaksın kapacaksın, vuracaksın… Bunu yapıyorsan, yaptırabiliyorsan, o, zaman, başarılısın. Her takım antrenörü ile uzun yıllar çalışmak ister. Ve başarı için öncelikle sabretmelisin. Birlikte oynamak, birbirine alışmak ve birlikte başarıya ulaşmak emeğin yanında zaman kavramını da beraberinde getirir. Hiddink ile geçirdiğimiz kısa dönem belki Hollanda'lı hoca hakkında eleştirileri de beraberinde getirdi. Ancak deneyimli hoca bu tür işleri iyi bilir. Üstesinden mutlaka gelecektir.